22. Bölüm: Güzele bakmak sevaptır

68 13 59
                                    

Anıl Karataş

"Sen burayı nasıl buldun lan?" dedim ellerimi Arwin'in yakasına yapıştırarak.
Bakışları o kadar masumdu ki onu tanımasam iyi biri olduğunu düşünebilirdim.

"Anıl! Bu sefer bana bırak lütfen" dedi Derin yanıma gelip ve ben de onun için ellerimi tekrar indirmek zorunda kaldım.
"Ne yüzle geliyorsun lan sen şerefsiz!" dedi bağırarak.

İşte benim kızım...

"Sakin ol güzelim özür dilemeye geldim" dedi ve bana kalmadan Derin yüzüne sert bir kafa attı.
"Eğer bir daha buraya gelip sinirimi bozarsan Anıl'ı tutmam ve ölüşünü zevkle izlerim. Şimdi gidiyor musun yoksa gidiyor musun?"

İşte bu be! Helal sana güzelim... kalbimiz boşuna sana atmıyor...

"Anıl mı? Ben burada adı Anıl olan birini görmüyorum!" dedi Arwin sırıtarak. Artık dayanabilir miydim bilmiyordum.

"Anıl?" dedi Derin bana bakmadan. Ama sesindeki öfkeyi çok yakından tanıyabiliyordum.
"Efendim güzelim"
"Dalabilirsin!"
"Hay hay!"
Dedim ve Arwin'in yüzüne -aslında yok- bir yumruk geçirdim. Normal bir insan bu denli şiddetli bir yumruğa asla dayanamazdı. Daha sonra hemen arkasına gelen güçlü bir tekme... ve kapanan kapı...

"Güzelim mi dedin sen Derin'e?"
"Ali ben burada adamı geberteceğim senin takıldığın şeye bak"
"Iıı... tamam biz gidelim hadi. Onlar da konuşsunlar değil mi?" diye araya girdi Asya. Bence de...

"Anıl seni tutukluyorum" dedi Ali ellerini bana doğrultarak.
Tam ağzımı açıp cevap verecektim ki Derin benden önce davrandı.
"O zaten müebbet yedi kardeşim!" Bu sözü duymamla sırıtarak Derin'e döndüm. O ise söylediği şeyi anlamış ve eliyle ağzını kapatmıştı.
"Ne dedin sen?" diye sordum güçlükle. Ama cevap vermedi ve elini ağzından çekmeden kafasını iki yana sallamaya başladı.

Daha sonra onu tutacağımı bildiği için koşarak Ali'nin arkasına geçti.
"Adaletten kaçamazsın Derin Atacan" dedi Ali gülerek.
"Ben adaletten kaçmıyorum zindanımdan kaçıyorum"
"Derin kes çeneni artık konuştukça batıyorsun" dedi Asya ve elini alnına vurdu. Bu sözlere sadece ve sadece gülebiliyordum.

"Ali ben bugün sizde kalayım mı?" dedi Derin. O kadar masum görünüyordu ki...

"Öyle mi Derin Hanım... bekle ben de geliyorum. O söylediğin şeyleri de bir kere söylediysen bir daha söylersin" dedim gülerek.
"Yoo, söylemem"
"Sana öyle bir seçenek sunduğumu hatırlamıyorum eğer istersem söyletirim" dedim ve kapının arkasından ceketimi alıp tekrar yanlarına geldim.

Daha sonra hep birlikte arabaya bindik ve Ali'nin evine geldik. Sanırım birkaç aydır gelmiyordum. 

"Yalnız evde yeterince yatak yok arkadaşlar" dedi Ali gülerek. 


Derin Atacan

"Ali sen Anıl ile yatacağın için sorun yok" dedim ve Asya'nın kolunu tutup kendime çektim. 

"İstersen bir de nikah kıyalım" dedi Ali gülerek. Daha sonra Asya'ya döndü. 

"Hazır mısın?" dedi. Bense ne olduğunu anlamıyordum. Bunlar benden ne saklıyordu? Daha sonra birlikte hepimizi koltuğa oturttular ve karşımıza dikildiler. 

"Ne iş var sizde?" dedi Fiko benden önce. 

"Biz... çıkıyoruz" dedi Asya, Ali'nin elini tutarak. 

"Ne!" diye bağırdık Fiko ile aynı anda. Ama Anıl sessizdi. 

"O yüzden biz gidiyoruz" dedi Ali ve Asya'yı omzuna atıp kendi odasına gitti. Gittiler...

Yakışıklı YalancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin