ZİNCİRLEME HÜZÜN

33 8 0
                                    

Koca yeşil gözler bana dikilmişken ne yapacağımı bilmiyordum. Siyah saçları omzundan dökülüp koltuğa kadar geliyordu. Onu hiç makyajsız görmemiştim ve şu an ne kadar güzel olduğunu bir kez daha anlıyordum. Üzerinde kırmızı bir uzun kollu ile kot pantolon vardı. Bağdaş kurmuş bir şekilde dibime oturmuştu. Onu incelemek konuşmaktan daha kolay geliyordu. O ise bana anlayamadığım bir yüz ifadesiyle kenetlenmişti. 

"Lütfen bana bunun kendi kendine kurguladığın bir tiyatro oyunu olduğunu söyle."

Ani konuşması beni yerimden zıplatmıştı. Hiçbir şey diyemiyordum sadece sanki suçluymuşum gibi önümde birleştirdiğim ellerime bakıyordum.

"Bade bu çok ciddi bir şey farkındasın değil mi bir tanem, bana bak."

Elini yanağıma koyması ile minik bir hıçkırık boğazımda yükseldi.

Bunun olmasını beklemiyordum.

"Ben çok korkuyorum, Kevser."

Hıçkırıklar içinde ağlamayı da beklemiyordum.

Hemen beni kendine çekip sarıldı. Sırtımı sıvazlamaya başlamıştı. 

Ben ise içimde ne kadar birikmişlik varsa hepsini gözyaşlarım ile akıttım.

***

Şu anda koltuğun kısa kısmında o köşe kısmında da ben oturmuş kara kara düşünüyorduk. 

Ona koridorda duyduklarımı, babasının Alhan'ı terk edişini, dede ile tanışışımı anlatmıştım ve u an bomboş gözler ile  oturuyorduk.

Bacaklarını önünde toplamış ve dirseğini dayamıştı. Saç diplerini elinin içinde toplayıp sıkıştırıyordu.

"Alhan Hoca'yı çağırmamız ne derece mantıklı?"

Onun gibi neredeyse donuk bakışlar ile halı desenlerini inceliyordum. 

"Ya kalp krizi geçirir, ya babasını öldürür."

Aklıma gelenin anında dilimden dökülmesi ile yüzümü buruşturmuştum.

İkimizin önünde de kola dolu bardaklar vardı ve içeceği yavaşça yudumlarken gözlerini sabitlediği yerden bana çevirdi.

"Ay tövbe saçmalama Bade. Korktum bende."

Onu nasıl bir şeyin içine çekmiştim?

"Bak benimle bunları konuşmak zorunda değilsin. Hiç duymamış gibi yapabilirsin. Ben bir şekilde Alhan'a zaten söyleyeceğim."

Yani inşallah, umarım...

"Hayatımda gördüğüm en güçlü kız olabilirsin fakat seni böyle bir şeyin içinde yalnız başına bırakmaya gönlüm razı gelmez. Yine de Bade, bilmelisin! Bir filmin ya da kitabın içinde değiliz. Bu gerçek hayat ve tehlikeye düştüğün an süper güçlerin ortaya çıkmayacak veya bir kahraman gelip seni kurtarmayacak."

Aklım o kadar doluydu ki ilk düşündüğüm şeyi söyledim.

"Biliyorum, bu yüzden öldürülmekten korkuyorum ya!"

Bakışlarındaki korkuyu görmem ile ise pişman oldum.

"Saçmalama ölmek mölmek yok. Tehlike derken bu dedenin ne yapacağı belli olmaz anlamında demiştim ama oğluna dediğini sanmıyorum. Acaba babayı mı takip etsek!"

O da benden farklı değil gibiydi, aklına ilk geleni söylediği belliydi.

"Daha demin demiyor muydun film ya da kitap içinde değiliz. Bunu yapamayız bence. Hem bir şey yapılacaksa ben yapmalıyım. Sen şu an sadece bir şekilde öğrendin, bilmemen gerekiyordu! Kimsenin bilmemesi gerekiyordu, of."

SEKİZ KIRK BEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin