Bölüm 3

8 1 0
                                    

- Ya bıraksanıza be Oğuzla konuşcaklarım var.
- Olmaz Sultan şuan olmaz.
- Ali bırak dedim.
- Bırak gelsin.

Elimin tersi ile sildiğim gözyaşlarıyla döndüm yüzümü Sultan’a.

- Oğuz bir anlaşma yapalım.
- Ne anlaşması be.
- Tamam evlenelim ama anlaşma üzerine evlenelim. Maddeleri sen yaz. Sen hazırlat. Hem sende mecbursun bende. Sende hem o evsiz çocuklara nasıl bakacaksın yoksa?
- Bilmiyorum Sultan. Leyla ile görüşmem lazım.
- Hep Leyla görüş bakalım Leyla ile.

Sultan yanımdan ayrıldığında bende yukarı çıktım. Odadan kafamı uzattığımda Leyla yine o yorgun gözlerle bana bakıyordu.

- Tamam Leyla kabul ediyorum. Sırf o evsizler için.
- Çok sevindim sevgilim.
- Ama aksi bişi olmıcak ne dokunmayı geç yanyana olmıcaz bile.
- Çok aksi birisin Oğuz.
- Benim ellerimin dokunduğu tek kişi sen ol istiyorum çok mu?
- Dokunmadan Baran denilen adamın nasıl soyunu devam ettirceksin?
- Sultan anlaşma yapalım diyor.
- Yap o zaman sende.
- Bu kadar kolay değil ama seni unutmak.
- Unut demicem sana zaten unutamazsın. Ama alış anne babana nasıl alıştın öyle alış bana da. Hem daha anne babanın katilini bulacaksın.
- Tamam buna da tamam Leyla. Ben şimdi gidiyorum düşüncelerim var.
- Hissediyorum az bir zamanım kaldı ben ölmeden görmek istiyorum evlendiğini.

Bu sözler ile çıktım odadan ve arabaya binince ilk işim Kerim’i aramak oldu.

- Kardeşim nerdesin?
- Ali’yi bırakmıştım yanınıza ben mekanları dolaşıyordum abi.
- Tamamdır kardeşim. Her zaman ki mekanda bekliyorum.
- Tamam abi.

Telefonu kapatınca bizim çocukların yeni yapılan evine gittik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonu kapatınca bizim çocukların yeni yapılan evine gittik. Sultan başta beğenmese söylense de o da çocukların büyüsüne kapılıp onlarla oynar hale gelmişti.

- En üst katta ki odalardan birini ayarladık abi. Sultan da yan odana koyduk. Mavi’ye bilgi verdik o da ben ilgilenirim  dedi.
- Tamamdır. Hadi bizim mekana gidiyoruz. Kerim bizi bekliyor.

Yola çıktığımızda bir eğlence mekanına girdik. Burası bize ait değildi aslında ama öğrendiğime göre babamla annem burada tanışmış. Bende öğrendiğimden beri buraya gelir iki bişi içer, kafamdaki soruları cevaplandırır eve geçerdim. Bugünde buraya ihtiyacım vardı.

- Sen buraya her zaman gelmezsin Oğuz ne oldu ki ?
- Ne olacak kardeşim Sultanla evlenmemi isteyen bir grup var.
- Abi yanlış anlama ama bende katılıyorum buna.
- Sende mi inanamıyorum.
- Evlenmezsen Baran hepimizi kovar. Bu cemiyette başı boş olanı iki günde kaparlar ve öldürürler. Hem bizi geçtim onca çocuk ne yapar abi? Alıştırdın bir kere kendine. Ayrıca Sultan seni seviyor zaten. Bunu bilmeyen mi var?
- Sevse gider mi başka başka erkeklere?
- Emin ol vardır bir açıklaması.

Biramdan bir yudum daha bir yudum daha derken yine şişeyi bitirmiştim. Düşünüyordum, düşünüyordum ama her yol bunu kabul etmeme çıkıyordu. Bir, iki, üç, derken iyice sarhoş olduğumda yeni yapılan eve gider olmuştuk. Eve arka kapıdan girecektim çocuklar her ne kadar uyusa da beni böyle görsünler olmazdı. Yukarı çıktığımda gözlerimin kapanması ile olduğum yerde uyuyakalmıştım.

- Oğuz bıraksana beni ya. Of nerden geldin buraya ya. Oğuz diyorum.

Kulağımın dibinde bağırınıp duran o sesle gözlerimi açtım.

- Neredeyim lan ben?
- Benim odamdasın Oğuz.
- Ne işim var senin odan da?
- Ne biliyim ben. Gece karanlıkta benim konuştuklarımdan biri sandım. Ses etmedim ama sabah bir kalktım senmişsin.
- Odana erkek mi sokuyorsun sen?
- Sanane.

Üzerimi düzeltip kendi odama geçmiştim. Dün gece o kadar çok içmiştim ki odanın yerini şaşırıp yanımdaki Sultan’ın odasına girmiştim. Ben yanlışlıkla girmiştim ama o bile isteye eve adamaları sokuyordu. Bir de bana aşıkmış buna inanmamı bekliyorlar. Bu evde çocuklar varken yaptığı çok yanlıştı. Ben hemen ılık bir duş alıp kendime gelmiştim. Üzerime siyah bir gömlek ve siyah pantolonumu geçirip hemen aşağıya indim. Mutfakta mırıldanarak şarkı söyleyen bir Mavi ve onu hayranlıkla izleyen bir Osman vardı. Sessizce Osman’ın yanına gidip yaklaştım.

- Ben sana çocuklara bak demiştim ama görüyorum ki sen yine Mavi’nin bekçiliğini yapıyorsun.
- Kusura bakma abi görmedim geldiğini. Hem bakmıyodum bende yeni gelmiştim gözüm dalmış öyle.
- Günaydın Mavi neler var kahvaltıda?
- Ay abi korktum ya. Ne ara geldiniz?
- Bizde Osmanla şöyle etrafı geziyorduk. Karnımız acıkınca mutfağa inelim dedik.
- İyi etmişsiniz abim. Valla ben bişiler hazırlıcaktım ama yarım saat önce bir araba geldi meğerse yemek getirirler iş bende bilmeyince baya bağırdım adamlara.

Osmanda bende gülmekten alamadık kendimizi. 30 kişinin yemeği onun için yorucu olacağı için yemek şirketi ile anlaşmıştım.

- Mavi sen ne zaman başlıyorsun okula?
- Ne okulu be abim? Ben gelmişim 24 yaşına. Hiç okula da gitmedim zaten. Hem artık bir nasibim çıkarsa evlenir çoluk çocuk sahibi olurum.

Bunu Osman’a dediği bariz belliydi ama bizim aklı havada Osman onuda anlamamıştı.

- Ne evlenmesi kızım. Daha genceciksin. Hem kim gelipte isticek ki seni? Birde çocuk diyor ya.
- Sanane zaten Osman.

**************************************

Canım okurlar selamm.
Şükür bu bölümde bitti. Evli ve 2yaş bebesi olan bir anne olarak maşallah diyelim.

Sultan hakkında ne düşünüyorsunuz bilmek isterim?

Ayrıca diğer bölümleri görmeden söyleyin bakalım sizce Sultan ve Oğuz mutlu olabilir mi?

Öptüm sizi bir sonraki bölüm görüşmek üzere.

OĞUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin