Bu vadi her zaman bana huzur vermiştir. Sonsuz gibi gözüken bu vadinin en uç noktasında kocaman bir uçurum vardır. O göz kamaştıran yeşilliğin, o güzelim gökyüzünün sonsuz maviliğinin birleştiği yerde ki o uçurum bir çok yerden bana ölümü hatırlatıyordu. Her güzelliğin bir sonu vardı. Ben kendimi bildim bileli boş zamanlarımda bahçe ova manzara farketmeksizin kitap okuyan bir adam olmuştum. Şuan elimdeki kitabı arabadaki diğer kitapların yanına koyup. Hayatın gerçeklerine gitmeye hazırdım. İlk önce şirkete sonra büyük eve ve en sonunda ise asıl görevim olan ailemin kayilini bulmam gerekiyordu. Şirkete gittiğimde herşeyin aynı değişen bir şey olmadığını görmüştüm. Büyük eve gidince ise ilk görevim olan Leyla'mın yanına gidip onunla konuşma işine başlamıştım bile. Gözümün önünde her gün eriyen Leyla'nın her an öleceğini bilmek, onun gözlerine baktığımda adeta bir tokat gibi yüzüme çarpıyordu.
- Düğ... ün... Ne... zaman..
- Yaptık ya düğünü sevgilim.
- Ama... Burda..sın..
- Birazdan gider ona da bakarım merak etme sen. Sen sadece kendini yorma ve dinlenmene bak.
- Düğün... Hedi..yesi...
Elinde tuttu tuvali bana doğru uzattığında yine ağzım açık kalakalmıştım. Bunca acı bunca ağrının içinde böyle şaheseri yapması beni çok şaşırtmıştı. Arkada doğa manzarası önde ise sultanı gelinlikle, beni ise damatlık ile çizmişti. Hayal gücü her zaman bir yazar ve bir ressamın en büyük nimetiydi gözümde. Leyla uyuduğunda mutfağa inip akşam yemeğini yemeye başlamıştım.
- Abi şu Sultan mıdır nedir o kadına söyle eve bir daha erkekle girmesin.
- Ne erkeği ne diyorsun Mavi?
- Abi sabahtan beri söylicem Osman söyleme dedi ama dayanamıcam bu evde küçücük çocuklar var. Her gün her gün erkek gelemez bu eve. Bir de unutmadan abi eve gelen hediyelerin, kargoların haddi hesabı yok.
- Tamam ben konuşurum. Bebekler sana zorluk oluyor mu?
- Yok abi ama açıktan liseye başlamak istiyorum diğer kardeşlerim ile o yüzden okul başladığında bir yardımcı abla ayarlayabilir misin abi?
- Tamamdır. Alo Asya yarın bana ev işi ve çocuk bakımı için 3 tane kadın personel ayarlarsan sevinirim. İyi akşamlar.
Maviden öğrendiğim kadarı ile Sultan odasındaydı. Asansör ile çıktığım 4. katta boş ve karanlık koridorda hemen odamın yanındaki kapıyı açtığımda gördüğüm manzara ile kısa bir şaşırma geçirmiştim.
- Ulan senin utanman sıkılman yok mu?
- Kapı çalmadan ne giriyorsun? Sen giyin hayatım benim şu kaba saba adamla konuşacaklarım var.
İçerdeki adamın daha tam olarak giyinmesine bile fırsat vermeden boynundan kavrayıp camdan aşağı sarkıtmıştım bile.
- Bir daha ne bu eve geleceksin ne de bu kıza bir merhaba diyeceksin eğer dersen depomdaki çürüyen kan damlalarına bir de senin taze kanın eklenir.
Korkudan arkasına bile bakmayan adamın arkasından sertçe kapıyı kapatıp bu seferde Sultan'ın boğazına yapışmıştım.
- Madem benim nikahlı karımsın ona göre davrancaksın. Bu evden bu saatten sonra bensiz adım bile atmayacaksın. Eğer atarsan o bacaklarını kırmaktan hiç gocunmam haberin olsun. Osman çabuk gel buraya! Osman!!
-Geldim abi.
- O kapıda duran adamları çabuk çalışma odasına topla.
Sinirle çıktığım odadan bahçedeki küçük kulübeye geçmiştim. Oda da hazır bir şekilde beni bekleyen 6 tane dizili adama boylu boyunca bakıp cümlelerimi sıralamaya başlamıştım.
- Kapıda neden duruyorsun siz?
- Abi valla farketmedik arka kapıyı tek sen kullanıyorsun diye durmadık orada abi.
- Susun ve beni dinleyin. Bu evde çocuklar, genç kızlar ve genç oğlanlar var. Bu eve yabancı bir kuş bile girmemeli. Evet anlıyorum daha 1-2 gün oldu buraya geleli ama biraz daha dikkatli olun. Eğer bir daha böyle bir şey yaşanacak dahi olursa hepinizi kapıya koyarım bunu bilin.
Ben hiçbir zaman kimseye kötü davranan biri olmamıştım bu hayatta. Onlar bir şekilde kötü olmamı sağlıyordu. Çevremdeki insanlar beni iyi biri olarak tanısa da aslında geceleri bambaşka bir de hayatım vardı. Ve bu gece de onlardan biri olacaktı.
- Efendim Kerim... Tamam siz depoya geçin. Ali kırmızı gece başlamak üzere ben arabadayım.
İki araba ile yola çıkmıştık bile. Ali arkada ben önde ıssız ve sapa yollardan geçiyorduk. Dik tepelerin ve karanlık caddelerin bittiği yerde bomboş ormanlıktaki kocaman eski bir depoydu burası. Simsiyah karanlık gökyüzü, aynı şekilde siyah orman ağaçları hepsi bu gecenin karanlığı için hazırdı adeta.
- Abi adam ve ailesi içerde hazır.
Karşımdaki kansızı ben gelmeden Kerim az birşey ısıtmıştı. Şimdi yakma sırası bana gelmişti.
- Uygur bey hoşgeldiniz efendim. Bakıyorum ailende burda. Sizde hoşgeldiniz efendim.
- Ne istiyorsunuz benden? Siz kimsiniz?
- Buraya geldin çünkü küçük bir çocuğun annesine eşinin gözleri önünde hem tecavüz etmenin hem de onları yakmanın cezasını çekeceksin.
- Yok öyle bir şey? Ben yapmadım. Benim ailem var ben niye böyle bir şey yapayım?
- Bilmem sen söyle onu da. Sen yapmadıysan kim yaptı ulan it.
- Ben biliyorum. Tamam bırakın kocamı ben biliyorum.
- Sus Pınar öldürürler bizi.
- Ne var Uygur böyle ölmeyecek miyiz sanki?
- İkinizde biri söze başlamazsa ben başlıyorum artık.
- Bakın seneler öncesi bir mahallede yangın oldu evet o yangını eşim başlattı ama biz oradaki insanları tanımıyorduk. Sadece bize denileni yaptık.
Biraz daha konuşmaları için duraksıyan çiftin birer tırnaklarını çektirmiştim.
- Tamam durun. Vallahi bilmiyoruz kimlerdi. Yüzleri maskeli 4 adamlardı. En büyük oğlumun kalp yetmezliği vardı. Bir kalp karşılığında o eve bir kibrit atmamızı söylemişlerdi. Bizde aynen öyle yaptık. Cidden başka bir şey bilmiyoruz.
- Yalan söylemediğinizi nerden bileyim?
- Evet bilemezsiniz ama bize inanın çocuklarım burda hem niye yalan söyleyelim ki?
- İnşallah dediğiniz gibidir yoksa hepiniz kendinizi öldü bilin.
Geriye dönüp bir kaç adım attığım sırada duyduğum sesle tekrar arkamı dönmüştüm.
- Bir dakika bir şey hatırladım. Onların ellerinde kuru kafa dövmesi vardı.
- Daha fazla detay düşün.
- Boyları hemen hemen aynı hepsi 80 kilo civarlarında iri yarı, 170-180 boylarında. Heryeri simsiyah kıyafetler ve şapkalar ile örtüktü. Sadece elleri açıktı. Ellerindeki dövme kuru kafa vardı.Gerekli bilgileri duyduktan sonra kapıdan çıkıp arabama binmiştim.
- Kerim duyduklarını araştır ve bana en kısa zamanda dönüş yap.
Eve varıp duşa girdiğimde kafamın içinde hep aynı sesler dönüyordu.
" Ailenizin otopsi raporu çıktı. Annenizin genital bölgesinde yabancı üç sperm örneği bulundu ve anne babanızın boynunda kalın halat izleri mevcut tahminimizce biri veya birileri boyunlarından bağlayıp babanızın önünde annenize tecavüz de bulunmuş daha sonrasında ise babanızın gözlerini çıkarıp annenizin avcuna koymuşlar. Ve sonrada onları öylece yakmışlar."**************************************
Canım okurlar. Bu bölümü bildiğim tüm küfürleri ede ede yazdım. Bazı şeyler maalesef ki hayatın bir yerde gerçekleri.
Katilleri acayip merak eden bir ben olamam herhalde.
Oğuz bu durumları nasıl aşacak acaba?
Leyla için ne düşünüyorsunuz merak ettim?
Sizi seviyorum ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OĞUZ
General FictionAnladım ki evmiş insanları bir arada tutan. Evmiş o sıcaklığı veren. Artık evsizdim ben ..... Anladım ki evmiş insanları bir arada tutan. Evmiş o sıcaklığı veren. Artık evsiz değildim ben....