Bölüm 7

10 1 0
                                    

-Abi acil gelmen lazım. Abi.
Kafamı yataktan kaldırdığımda yanımda yatan meleğe kısa bir bakış atıp doğruca kapıya ulaştım.
- Noldu Kerim ne var gecenin köründe?
-Abi Sultan bizim mekanda arıza çıkarmış.
- Şunu düzgünce adam akıllı anlatır mısın? Ne arzası ne Sultan'ı?
- Abi bizim çalışanlarla kavga etmiş işte. Konu ne bilmiyoruz şuanlık. Evden çıkarken de kafa dağıtcam demiş bizim adamlarda senin mekana götürmüş.
Yola çıkmadan önce Leyla'ya haber vermiştim. Gece ilacı vardı ve bir iki saat sonra hemşire onu uyandırdığında beni görmezse üzülüp korkabilirdi. Mekana vardığımda kapının önündeki kalabalık bir sorun olduğunu göstermekle kalmıyor adeta bağırıyordu.
- Bana bak kızım yolarım seni he.
- Yeter ya sanki bir şey yaptık.
- Sultan noluyor burada?
- Şu oynak çalışanına söyle bir daha arkamdan konuşmasın yiyorsa gelsin yüzüme desin.
- Bana bak sen kime oynak diyorsun? Oynak siz gibi ikinci kadınlara denir.
Tekrar saç başa girişen kadınları saatlar sonra yorulmaları ile anca ayırabilmiştik.
- Çabuk Sultan'ı odama götürün. Diğerini de arka tarafa götürün.
İlk önce mekanın arka tarafına geçtik Kerimle.
- Müdür bey lütfen dinleyin. Konu buralara gelmicekti. Yanlış bir anlaşılma oldu.
- Tamam sakin ol ve güzelce anlat bakalım. Baştan sona eksiksiz olarak anlat.
- İlk başta bir sorun yoktu. Sultan hanım geldi bir kaç bir şeyler sipariş verdi kendi halinde eğleniyordu. Sonra arka masadaki adamlardan biri Sultan hanıma hediye içecekler göndermeye başladı en sonunda da geldi masaya oturdu. Yarım saate yakın bunlar dans falan ettiler en son bu adamla baya yakın olunca diğer çalışan arkadaşım geldi Sultan'ın sizin ikinci eşiniz olduğunu, bunları hak etmediğinizi söyledi. Ben de böyle şeyler dememesini falan söyledim. O sıra Sultan bunları duymuş ve bana sen benim hakkımda mı konuşuyorsun falan dedi ve sonuç buraya kadar geldi.
- Kerim diğer çalışanı ve o adamı bulup ne yapcağını biliyorsun.
Sinirden elimi ayağımı zapt edemiyordum. Benim nikahım altındaki kadının bunları yapması hoş değildi. Ben nasıl işimle gücümle ilgilenip başka kadın düşünmüyorsam o da bunu yapmalıydı. Bir kadın olarak işlerine ve yaşamına odaklanmalıydı. Odama vardığımda karşımda sanki hiç bir şey olmamış gibi telefon oynayan bir Sultan'la karşılaştım.
- Sultan sen kaç yaşındasın?
-30.
- Mesleğin ne?
- Eskiden genel müdürdüm. Abim şirketin başına seni geçirmeden 2 sene önce iyi çalışamadığımı düşünüp kovdu bende nasıl olsa bana bakmak zorunda diye çalışmadım açıkcası.
- Bak Sultan ne güzel imkanların var çok güzel mesleğin var şuan şirkette müdür açığı yok ama istersen başka bir şirkette hemen iş ayarlayabilirim.
- O işler bana göre değil monotonluktan sıkıldım zaten.
- O zaman bizim restoranda çalış ya da burada çalış.
- Burada çalışabilirim.
- Ama benim akrabam gibi olmıcaksın. Burada bir çalışan nasıl davranıyorsa öyle davrancaksın. Ve işyeri kurallarını bozmıcaksın.
- Tamam kabul ama neden yapıyorsun bunları?
- Bak artık bana emanetsin. Ve annem her zaman bir kadının değerli olduğunu söyler dururdu. Kendine değer vermelisin. O erkeklerde aradığın değeri sen kendine vermezsen onlar sana niye versin ki? Hem gayet genç, akıllı ve başarılı birisin.
- Nerden biliyorsun ki?
- Neredeyse yarı ömrüm geçti yanınızda. Yaşına göre 2 üniversite bitirip, yurtdışında staj görüp çalışan, kendi memleketine döndüğünde ise aldığın başarıları sen biliyorsun. Kabul et artık ergence erkek erkek deyip dolaşman biraz komik kaçıyor.
- Açıkçası ben de sıkıldım bu durumdan zaten artık bana göre biri de yokmuş bunu öğrendim. Zaten abim de parayı ve mirası kesti benden o yüzden güvencem kalmadı. O yüzden kabul ediyorum istediğin yer,  sırf burası da değil neresi boşsa çalışmam ve tekrardan Sultan Korkmaz adını başarı ile taçlandırmam lazım.
- Şimdi arık bu erkek konusunu ve iş konusunu hallettiğimize göre bir de şunu demek istiyorum bu günden sonra bir kez bile bir erkeğin yanında görürsem ya da duyarsam abini üzerine salarım ona göre.
- Tamam bittiyse gidebilir miyim?
- Bitmedi daha. Çalışanlar  öyle bir şey dediyse kibarca uyarabilirdin ya da bana söyleyebilirsin. Baktın ki çok alkollüsün sus ve eve git.
- Tamam.
- Ve son olarak aynı yere gidiyoruz. O yüzden binersin arabaya Kerim bizi götürür eve.
Yola çıktığımızda bu sefer de Kerim konuşmaya başlamıştı.
- Abi çocuklar son hız başlamışlar çalışmaya. Osman defter, kitap ne eksiği varsa halletmiş. Ali ve bende korumaları her gün uyarıyoruz evin güvenliği için. Bir de Sultan abla valla geçen çocuklardan bir kaçını pikniğe götürmüşsün herhalde çok memnun kalmışlar.
- Ne pikniği? Neden haberim yok?
- Böyle küçük şeyleri de sana mı haber vermem gerekecek. Altı üstü en küçüklerini parka götürdüm. Götürünce de piknik yaptık.
- Yok sadece hep kötü şeylerini duyduğumuz için iyi şeyleri de söyle arada da seni iyi de bilelim.
- Olur komutanım.
Eve vardığımızda saat neredeyse 8 e geliyordu. Leyla'ya geldiğimi söyleyip onu daha fazla rahatsız etmemek için çalışma odasına gittim ve oradaki koltukta uykuya daldım.
Ne kadar uyuduğumu bilmeden gözümü açtığımda sanki bir ton sopa atılmış gibi yattığım yerden kalkıp odamdaki banyoya gittim. Ben elimi yüzümü yıkarken, hemşire de Leyla'yı kontrol edip ona ilaç veriyordu.
- Hemşire hanım Leyla nasıl var mı durumunda bir değişme?
- İlaçlara az az tepki veriyor hemen heyecanlanmayın ama artık konuşurken nefesini düzgün alabiliyor. Ama onun harici herşey aynı. Yine başka sorularınız varsa Ayça hanıma sorabilirsin haftalık muayenesinde o daha açıklayıcı bilgiler verecektir. İyi akşamlar.
İyi akşamlar dediğinde saate baktım saat çoktan 7 olmuştu bile. Bu saatte doktoru aramak hoş olmazdı o yüzden yarın ilk iş doktordan genel bilgi almaktı. Biliyorum Leyla eskisi gibi olamayacktı ama en azından onunla bir günüm daha olabilirdi ve bu şans bile mutlu ediyordu beni. Leyla ile iki saate yakın muhabbet ettikten sonra artık yorgun düşmüş ve geri uykusuna devam ediyordu. Bende o sıra aşağı inip kalan yemeklerden atıştırmaya başlamıştım.
- Abim deseydin ben ayarlardım bişiler. Bunlar yetmez ki sana.
- Bu hayatta yemekten daha önemli şeyler var. O yüzden açlığımı bastırsın yeter.
- Leyla abla yemedikçe sende yemiyorsun. Ama böyle olmaz ki sen güçlü ol ki başımızda dur. Sen güçlü ol ki Leyla abla seni gördükçe güç kazansın.
- Sen beni boşver de okul işini ne yaptın?
- Abi hala düşünmüyorum. Ben böyle geldim böyle giderim artık. Yakın zamanda çıkarsa hayırlı bir nasip evlenirim inşallah.
- Biri beni mi çağırdı?
- Osman abi burda ne diyorsun Allah aşkına!
- Pardon abi görmedim seni.
- Size doyum olmuyor gençler en iyisi ben çocukları dolaşayım sonrada bahçede kahvemi içerim. İyi akşamlar.
- Sağol abi sana da.
Çocukların odasına tek tek girdim onların masumluğunu gördükçe bu dünyanın kirini daha çok hissediyordum. Onların bu yanlızlıklarından beraber olmaz çabası aynı karındaşların bile yapamayacağı bir örnekti. Benim kardeşim yoktu. Ama bir sürü evladım ve dostum vardı. Benim ailem yoktu ve bir ona çare bulamamıştım.

**************************************

Onca olay yaşanırken Mavi ve Osman çifti... Çok tatlılar ya...

Canım balım okurlar inşallah iyisinizdir. Ben evdeki küçük yaramaz ile bölümleri biraz geç yazıyorum. Bir de bölümlerde hata olursa lütfen yazın olur mu?

Sizi çok seviyorum ❤

Bol bol yıldız atın olur mu? Ben karanlıktan korkarım hahahahah

OĞUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin