- Oğuz bey bugün biraz daha toparladınız. Bugünden sonra ayda bir görüşmemiz yeterli olacaktır.
- Teşekkür ederim sağolun.Kapısında Psikolog Zeynep Türker yazılı odadan çıktığımda bir kez daha mutlu hissederek çıkmıştım. Zeynep hanım, Baran abinin yanına geldiğim günden beri benle görüşen can beyin eski ortağıydı. Zeynep hanımla görüşmelerimiz eskiden de ara ara oluyordu. Ve beni iyileştirmesine hayran kalıyordum.
Kliniğin bulunduğu siteden dışarı çıktığımda kapıda arabanın içinde beni bekleyen kişi ile bir kez daha mutluluğum iki katına çıkmıştı.
- Sen ne ara geldin buraya?
- Tesüf ederim. Kocamı buralarda yanlız bırakacak değildim.
- Kocam mı dedin sen?
- Ne deseydim? Ay buldum dört göz daha yakışıyor değil mi sana?
- Bana bak kırmızı kafa bir daha bana kocam demezsen ağzını yüzünü çok pis ıssırırım.Siz tabi soruyorsunuz bunlar iki ay da bu duruma nasıl geldiler diye. Bende hemen kısa bir özet geçeyim.
Bulduğumuz ilk pansiyonda bir iki gün konakladıktan sonra. Ege bölgesine geçtik. Tabi bu fikir Sultan’dan çıktı. Kasabaya geldiğimizde öğrendim ki bu kasaba da Zeynep hanımda varmış. Ne tesadüf değil mi? Burası bizi kimsenin bulamayacağı bir yerdi. Zeynep hanım tarafından da korkmuyorduk çünkü hem evlenmiş soy adı değişmişti hem de çok eskiden benim doktorlarımdan biriyidi.
Buraya geldiğimizin ikinci haftası ben terapilere başlamıştım ve şuan bildiğiniz üzere gayet iyi toparladım. Bizim bu iki haftalık yokluğumuzda Baran abi şirketler için bıraktığım devirle uğraşmış ve şirketlerin başına kendi geçmişti. Bize herkes ulaşmaya çalışmış fakat kimse bizi bulamamıştı. Leyla çoktan defnedilmişti. Annesi köyüne geri gitmişti. Bizim yeni evde ki çocukları bıraktığımı düşünmeniz ise beni cidden üzer. Bu iki haftalık süreçte Ali, Kerim ve Ömerle irtibata devam ediyordum. Onlara nasıl güvendin derseniz Sultan bu konu da biraz gözümü açmama yardımcı oldu.
Çocukların hepsi güvende ve eğitimlerine odaklanmışlardı. Biz de sonuçta yabancı bir yerdeyiz diye hep aynı odada kaldık. Zaten en sonunda da yanlız yatamaz hale geldik. Buraya geldiğimizin üçüncü haftası Zeynep hanımında katkısı ile Sultan’la çitf terapisi esnasında birbirimizi sevdiğimizi gördük. Zaten Sultan beni seviyordu. Eksik olan bendim o konuyu da biraz gözümü açmamla görmem bir oldu.
Burada birinci ayımızın sonuna doğru kasabanın küçüklüğünden dedikodu çıkmaya başlayınca biz de resmi nikahla evlenmeye karar verdik. Bu arada yerimiz bulunmasın diye nikahı bile türkiyenin en ucra köşesine gidip orada kıydık. Her ne kadar evli olsak bile Zeynep hanımın tavsiyesi ile herşeyi yavaştan alacaktık. Şuan sadece sevgili gibi olacağız. Zaman ilerledikçe biz de ilerleyecektik.
Beşinci haftamızda evli olarak geri kasabaya dönmüştük. Bu durum gün geçtikçe benim daha da ona alışmamı hızlandırmıştı. Ve ikinci ayın sonunda yani bugün ise ona olan hislerimden artık emindim. Ve geçmişin o kötü taraflarını artık unutmuştum.
Şuan o küçük kasabadaki küçük evimize gidiyoruz. İlk başta beğenmediğimiz ama sonra bizi biz yapan o eve gitmek bile huzur veriyordu bana. Bahçesindeki sebze meyveler. Camlardaki dantelli perdeler. Çiçek kılıflı yastıklar ve bolca çiçekle annemin eski evi evini anımsatan bu ev şifa olmuştu bana. Üzerimdekileri çıkartıp duş aldıktan sonra mutfakta yemek hazırlayan kadına uzunca bir bakış attım ve sonunda ellerim ile beline sarılıp saçlarının arasına bir öpücük kondurdum.
- Bil bakalım bugün ne var yemekte?
- Makarna?
- Ya oğuz varya çok kötüsün altı üstü iki gün üstüste yedik diye her gün makarna mı yapar oldum. Aşk olsun ya küstüm.
- Aşk olsun tabi. Olmasa biz nasıl birbirimizi bulurduk.
- Ben demiştim demek istemiyorum ama senin beni seveceğini her zaman biliyordum.
- Bak sen peki seni şuan öpeceğimi de biliyor muydun?Dudaklarını öperken bu dünyadan kopuyordum sanki. Sadece bizim olduğumuz bir gezegene gidiyordum. Öpüşmemiz çalan telefon ile bölünmüştü.
- Efendim Kerim... tamam... bunun için mi aradın?... kapat ya kapat...
Bana bakıp gülen kadınla karşılıklı oturup yemek yemiştik. Yemekten sonra ise kafası dizimde saatlerce televizyon izlemiştik ve en sonunda sıcacık huzur konan yatağımıza geçmiştik.
- Burası varya.
- Neresi?
- Tam şu boynun altı varya orada günlerce uyanmadan yatabilirim.
- Yatalım o zaman.
- Yatalım o zaman.**************************************
Balım okurlar bu bölüm biraz şok oldunuz kabul edin.
Sultan ve Oğuz sonunda birbirini buldular. Ama bazı bilmedikleri var herşey yeni başlıyor onlsr için.
Sultan ve Oğuz çifti için düşünceleriniz neler?
Peki ya hayalleriniz?
Sizi çok seviyorum bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Yıldız atıp yorum yazmayı unutmayın. Öpüldünüz bebekler.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OĞUZ
Ficción GeneralAnladım ki evmiş insanları bir arada tutan. Evmiş o sıcaklığı veren. Artık evsizdim ben ..... Anladım ki evmiş insanları bir arada tutan. Evmiş o sıcaklığı veren. Artık evsiz değildim ben....