Bölüm 27

1 0 0
                                    


Dün yaşadığım olaydan sonra uzun bir süredir olmadığım kadar öfkeliydim. Birileri benle ve ailemle uğraşıyordu ve bunun intikamını çok kötü alacaktım. Dün geceden geldiğim mekanda daha hala içmeye devam ediyordum. En azından vücudundaki bu sarhoşluk benim daha fazla kötü şeyler yapmama engel olabilirdi.

  - Abi yeter artık içme. Hadi gel eve gidelim yat dinle.
  - Kerim annem mısın oğlum yürüyün gidin başımdan.
  - Çocuk doğru diyor Oğuz hadi gidelim eve.
  - Ali sende gidebilirsin.

Daha fazla konuşamamıştık çünkü bedenim en sonunda güçten tamamen düşmüş bir biçimde bu ikilinin kolları arasındaydı. Ne eve geldiğimi hatırlıyorum ne de uyuduğumu. Gözlerimi açtığımda sadece keskin bir baş ağrısı vardı.

  - Hele şükür abi. Ali sana kahve yaptı buyur iç.
  - Kafam çok ağrıyor neler oldu bana?
  - Sultan yenge ile kavga etmişsiniz sonra mekanda bayılana kadar içtin.
  - Doğru ya öyle bir mesele vardı. Ali git şu video da ki oteli bul. Patronu ile bir hesabımız var. Kerim sende akşam Sultan’ı depodaki gizli bölmeye götür. Bazı şeyleri görüp duyması lazım.
  - Oğuz acele etme bakalım bir oteli ve sahibini bulalım.
  - Burada durdukça kendiliğinden bulunmayacak.
  - Ben kaçtım. Kerim ben gelene kadar Oğuz’u yalnız bırakma.
  - Oldu olacak ağzıma emzikte takın kundağa da sarın kucağında uyuyayım.

Sultan’a attığım mesajlar artık tek tik oluyordu. Aramaların direk meşgul düşüyordu. Ben bunlarla uğraşırken kapı çalmıştı.

  - Kerim kapıda biri var.
  - Abi zahmet olmazsa sen açsan ben sana kahvaltı hazırlıyorum.
  - Açtım bile.

Kapıda postacı elinde ise bir mahkeme celbi.

- Almasam ne olur?
- Fark eden bir şey olmaz.
- Tamam verme. Sen beni görmedim ben seni.
- İyi günler.

İçimde yine tarifsiz bir boşluk oluşmuştu. Geç bulmuştum ben Sultan’ı . 30 yaşıma kadar görmemek bile hatayken şimdi böylesine saçma bir sebepten onu kaybetmek çok zoruma gidiyordu. Akşam olmuş ve Ali’den tek bir haber yoktu.

  - Kerim nerede bu Alı?
  - Abi araçtır dedin ya onlarla uğraşıyordu.
  - Saat gecenin ikisi.
  - Abi mesaj atmış depoda bekliyormuş.
  - Tamamdır hadi gidelim.

Yolda içimdeki Azrail tekrardan belirmişti. Uzun zaman önce bıraktığım bu işlere şuan tekrar bulaşmak içimdeki bu kötüyü daha da acımasız olmaya itiyordu. Depoya girmeden önce son bir kez daha etrafa baktım. Sanki bir daha içimdeki o iyilik ile göremeyecekti gözlerim.

  - Evet hoş geldiniz bizim mezarımıza.
  - Siz kimsiniz?
  - Beni tanımıyorsun ama benim adımı karalıyordun öyle mi?
  - Yok öyle bir şey ben yurt dışındadır daha bu sabah geldim.
  - Ali kerpeten!
  - Ne kerpeteni ne yapacaksınız bana?
  - Ali anlat bakalım neler öğrendin. Kerim sende aç kamerayı.
  - Abi o videodaki sarışın kadın 12 sene önceki eski ortağımız. Şimdilerde ne şirket işi yapıyor ne de patronluk. Şirketi batmış ve kendisi yurtdışında Greenlerin örgütünde hayat kadınlığı yapıyormuş. O video kayıt doğru 12 sene önce yapılan anlaşma için gidilen otelin görüntüleri.
  - 12 sene önceki kayıt nasıl oluyor da yakın bir tarih ile karıma ulaşıyor?
  - Bu Sergen bey Greenlerin emri ile vermiş görüntüleri.
  - Ben sadece denileni yaptım. Eğer yapmasaydım benim evlilik hayatım bitecekti. Ellerinde görüntülerim var.
  - Keşke yapmasaydın çünkü en azında yaşayabilecek bir hayatın olurdu. Ali asidi doldurun.
  - Ne olur yapmayın. Yaşamak istiyorum.
  - Maalesef çok geç.

Daha fazla konuşmadan asit havuzuna attığım adamın çığlıkları içimdeki kötüyü adeta besliyordu. Bu olayın üzerinden 3 gün geçmiş toprak ceset bile kabul etmişti fakat Sultan hala beni tam anlamı ile affetmemişti. Artık konunun tek bu olmadığının farkındayım. Baran evinin önüne bir sürü adamımız gizlemiştim. Her anlarını daha fazla öğrenmek istediğim için Sultan’ın eve koyduğu tüm kameraları hackleyip daha fazlasını öğreniyordum. Ev tam bir örgüt evine dönmüştü. Her yerde açık bilgisayarlar, ani haberler için telefonlar. Şuan tam bir psikopat gibi sevdiğim kadını gözetliyordum. O sıra ekrana Baran abinin hızlı hareketler ile odasına gitmesi dikkatimi çekti.

  - Can olmaz diyorum söyleyemem….. Hayır nasıl anlatayım?..... Can istediğin her şeyi yaptım bırak artık peşimizi…. Kardeşim çok perişan daha fazla üzemem…. Ne demek dahası var… Alo Can..

Telefon kapanışında bu sefer de Sultan dikkatimi çekti. Abisini aynı ben gibi oda izlemiş olacak ki eli ağzında öylece yatakta bilgisayarına bakıyordu. Ekrandaki gözlerini yavaşça etrafta gezdirdi ve baş ucundaki fotoğrafımızı öpüp ben sevdiğini mırıldandı. Daha sonra ise elleri ile karnını sevdiğinden hayatımın bir şokunu da orada yaşamıştım.

  - Babanın iyiliği için kimse seni bilmemeli.

  Bu sözlerden sonrası hem Sultan ağlıyordu hem ben. Ben baba olmuştum ama gizli bir baba. Hayatımız böyle tehlikede iken bunun bilinmesi Sultan ve bebek için bir son olabilirdi.  O gün akşama kadar Melek’in fotoğrafına baktım bir zamanlar bebeğim olacak diye sevinen benim kızımı kaybettiğim halim geldi gözümün önüne. Yaşasa 3 yaşında olacaktı. Ama ölmüştü ve Sultan’ın karnındaki bebeğin sonu öyle olmasın diye çok çabalayacaktım.

Ertesi gün olduğunda gün daha yeni ayarken çalan telefon ile uyduğumda koltuktan doğruluk telefonu açtım. Arayan kapıya diktiği çocuklardan biriydi. Söylediğine göre siyah bir Jeep az önce Baran abiyi almış ve bar yere götürüyordu. Çocuklardan takipte oldukları konumu alıp onlara yetişmek için acele ile yola çıktım. Yoldayken Ali ve Kerim’de bana katılmıştı. En sonunda bir uçurum kenarında arabalar aniden durdu. Ve tüm arabaların kapısı hızla açıldı. Baran abinin başında silah namlusu ile bize doğru yürümesi sağlanıyordu.

  - Daha yapmadığını ne kaldı acaba Can?
  - Daha çok var sevdiklerini yapacak bir şey yok.
  - Yanlışın var şu dünya da bir tek anne babam vardı onları da aldın zaten.
  - İyi bile oldu o karıya.
  - O karı dediğin benim annem. Hem ne yaptı ki annem sana da bu kadar kinlendin?
  - Zamanı gelince öğrenirsin. Hem Baran abinin anlatacakların var. Anlat!
  - Oğlum özür dilerim. Her şeyi biliyordum ama koruyamadım seni ve aileni.
  - Ne diyorsun ne saçmalıyorsun?
  - Can gibi benimde babandan alacağım vardı. Ama sonucunun bu olmasını İstemedim.
  - Ne alacağı ne sonucu?
  - Baban sevdiğim kadını aldı elimden üstüne bir de çocuk yapmış bende gözüm döndü ailenin ortak düşmanı ile iş birliği yaptım. Aileni Can ve ben öldürdüm.

O sıra duyulan silah sesleri ve uçurumdan düşen Baran abi gördüğüm son şeydi. Baran abiyi öldüren kurşun beni de öldürüyordu. Artık galiba sona gelmiştim.

------------------------------------------------------------

Şok şok bir bölüm oldu bence. O yüzden size heyecanlı okumalar.....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OĞUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin