scene three: deniz

1.1K 121 60
                                    

KAYIT: SAHNE AŞK

ikiye on kala, kendimi sende buldum

Birini tanımak onun kötü yanlarını görmek demekti. Her insanın kötü yanı vardı elbette ama birilerini hayatıma almaktan korkar duruma gelme nedenim, hayatımdan çıkan her insanın gerisinde fazlasıyla kırgınlık bırakmış olmalarıydı. Asil'i hayatıma alacaktım ve o da bir süre sonra kırgınlıklar bırakıp hayatımdan çıkacaktı. Bu yüzden kusursuzca tanıdığım Asil Soykan'ı tanımaktan korkuyordum.

Çünkü biliyordum.

Asil Soykan'ı tanıdığımda ona aşık olmamın kaçınılmaz olduğunu biliyordum.

Yavaşça Asil'e doğru yürüdüm. Denizin kenarında sessizce oturuyor, gözlerini önündeki denizde tutuyordu sadece. Yanında durmamla gölgem üzerine düştü ve onu karanlığa hapsettim. Hangi yönde duracağımı bu gölge sayesinde seçmişti çünkü sevdiği kadının, karaktere karanlıkta olduğunu hissettirdiğini göstermek istiyordu.

Üzerine düşürdüğüm gölgeyle duraksadı, başını ağır ağır kaldırıp gözlerimizi birleştirdiğinde dudaklarımda belli belirsiz bir tebessüm oluştu. Elim onun saçlarına dokunduğunda senelerdir onu tanıyan Dera'nın kalbi hızlı çarpmaya başladı, mutlu hissetti. İçten içe bunun gerçek bir anı olmayışı onu üzerken buna aldırış etmemeye çalıştı.

Elim usulca saçlarından kaydı ve yanağına yaslandı. Yavaşça dizlerimin üzerine çökmüştüm kötü bir pozisyonda durmamak için. Onun karşısında dizlerimin üzerinde durduğumda bacaklarına değen dizlerimin arasında bir kumaş parçası vardı.

Asil gözlerime bakıyordu acı çekiyormuşçasına.

Birkaç kez oyunculuk yapmıştı, bu yüzden oyunculuk dersleri de almıştı. Hakkında bunları biliyordum. Hatta oynadığı filmin galasına bile katılmıştım. Oyunculuğunu fazlasıyla beğenmiştim. Yine de onu böyle görmek garip hissettirmişti.

Kuruyan dudaklarını araladı, bir şeyler söylemek istedi ama bunu yapmadan öylece durdu. Yanağını okşarken ona gülümsedim. Yavaşça ona doğru yaklaşmamla Asil'in göz kapakları kahverengi gözlerinin üzerine örtündü.

Derin bir nefes aldım. Dera, sakin ol. Sadece bir çekim. Sadece bir sahne. İçimden söylediklerimin bir anlamı olmadığını biliyordum.

Sadece bir çekim.

Sadece bir kalp çarpıntısı.

Yanağımı şakağına değdirirken saçlarından öpüyor gibi gözüküyordum. Bir kez daha derin bir nefes aldım ve başımı yavaşça ona doğru çevirip dudaklarımı saçlarına bastırdım. Onu saçlarından öptüm ve bu, bizim hikayemizin en sahte oyununun en gerçek parçasıydı.

Ondan uzaklaştığımda Asil gözlerini açtı ve gözlerime, biraz önce acıyla bakmasının aksine bu kez saklayamadığı parıltılarla bakmaya başladı. Dudaklarında aptalca gülümseme vardı.

"Kestik! Asil! Ne yapıyorsun sen?"

Ferda Hanım'ın sesiyle ikimiz de oraya dönüp bakarken Asil hızla kendini toparladı. "Baştan alalım," demesiyle yavaşça ayağa kalktım. Ferda Hanım ona olumsuzca bir bakış atıp tekrar başlamamız için işaret verdi.

Ondan uzaklaştım ve başladığımız an tekrar ona doğru yürüdüm. Yanında durmamla bir kez daha gölgemi üzerine düşürdüğümde Asil yavaşça başını kaldırıp gözlerime baktı. Buruk, acılı bir tebessümün yanı sıra şaşkınlıkla bana bakarken elimi saçlarına değdirdim. Elim usulca yanağına kayarken diz çöktüm önünde.

KAYIT: SAHNE AŞK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin