KAYIT: SAHNE AŞK
♪ yüzyüzeyken konuşuruz, kadıköy kızı
Elimde tuttuğum kasenin içindeki patlamış mısırlara uzun uzun bakarken aklım tamamen uçmuş ve günler öncesinde onunla yaşadığım bir âna gitmişti. Onunla film izlemiştim ama bu sadece çekim içindi, hoş ona film izlemek de denilemezdi.
Bu kez Asil'in evinde onunla film izliyordum ve biz ne kamera önündeydik ne de kamera arkasında. Hiç kamera yoktu. Sadece bizdik işte.
"Bu çocuk çok tatlı," dememle Asil bana bir bakış atıp gözlerini ekrana çevirdi. "Bu kızın da çok ayrı bir güzelliği var." Onaylayan bir mırıltının dudakları arasından çıkmasıyla kaşlarımı sanki biraz önce bu sözleri ben dememişim gibi çattım.
20th Century Girl açmıştım izlemek için, birçok kez önüme kesitleri düştüğünden merak etmiştim ve şimdi Asil'le izliyordum. Hata yaptığımı o an saçma bir yorum yapıp da bunu onaylamasıyla hissettiğim gıcıklık sayesinde anlamıştım.
Sadece bir film.
Hayır, sadece bir film değildi. Sonuçta o kız gerçekti ve oyuncuydu. "Asil," dedim artık sahnelerin boş boş geçtiğini ve hiçbir şey anlayamadığımı fark ettiğimde.
"Hım?"
"Koreliler çok güzel oluyor değil mi? Değişik bir auraları var, güzeller."
Omuz silkti. "Galiba, bilmem ki." Kısa bir bakış attı bana. "Sen daha güzelsin. Onlar Barbie bebek gibi takılıyor gibiler."
"Barbie mi? Ben ne oluyorum o zaman? Bana da Barbie derlerdi."
Kaşlarını çattı. "Kim diyor sana öyle?" diye sorduğunda cevap vermek üzereydim ki susup kaldım. Eski sevgilimin adını söylemem gerekmiyordu. Ya da... Neden söylemeyecektim ki?
"Eski sevgilim."
Sadece iki kelimemle bana öyle bir baktı ki ona dünyanın en iğrenç cümlesini kurmuşum gibi hissettim. "Boş yapmış," demesiyle dudaklarımı içeri büküp kaşlarımı kaldırdım. "Barbie'ymiş. Öğrenmiş bir Barbie'yi gelmiş. Sinirlerim bozuldu. Eski sevgilinin ne dediğini unutur musun? Komple kendisini de unutabilirsin."
"Güzel olduğum için söylemişti," dedim omuz silkerek. Gerçekten sinirlenmiş görünüyordu, böyle bir tepki vereceğini düşünmemiştim hiç. "Aklımda kalmış öyle, sen deyince hatırladım."
"Gereksiz bir insanın dediğini aklında tutmana gerek yok. Barbie bebek falan da değilsin. Dera'sın sen, her şeyden ve herkesten daha güzelsin. Güzelliğini plastik bir bebek olsun veya başka bir şey olsun fark etmez, yeryüzündeki hiçbir şeyle kıyaslayamam."
Kalbim sözlerinin tesiri altında hızlanmaya başladığında duraksamış, alık alık bakmıştım suratına. Bakışlarımı ondan kaçırdım artık kalbimin sakinleşmesi gerektiğini idrak ettiğimde.
"Yurt dışına çıkar mısın? Mesela Kore'ye gitmek ister misin?" diye sordum tekrar televizyon ekranına baktığımda.
Kaşlarını kaldırdı. "Gitmek mi istiyorsun? Alayım mı bilet?"
Göz devirdim. "Dur be! Sen de dünden hazırsın!" Gerçekten dünden hazır gibiydi. Onu Kore'den uzak tutmam gerekiyordu ya da onu komple başkalarından uzak tutmam gerekiyordu yoksa kafayı yerdim. Ofladım. Gerçekten çok fazla kafada kuruyordum.
Saçmalıyordum.
"Seninle birlikte olacaksam niye hazır olmayayım?"
"Diyelim ki Kore'ye gittik. Sokakta yürüyoruz seninle. Karşımıza o kız çıksa mesela ne yaparsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIT: SAHNE AŞK!
Teen Fiction"Kamera önünde birbirine aşık iki insandık ama kamera arkasında iki birer yabancıydık." • Bir klipte oynadın diye dünyan değişmeyecek, demiştim o gün kendime. Değişti. Dera Altıner, şarkısının klibinde oynadığı Asil Soykan'a aşık oldu. yayım tarihi:...