Knockout

6. bölüm

Arabamda, yan koltuğumdaydı...

Durmadan yutkunup, dönüp dönüp ona bakıyordum. Elleri kucağında, incecik bacaklarını bana doğru çevirmiş bir şekilde sakince oturuyordu.

Minik lila bir el çantası vardı elinde, üstü simlerle kaplıydı. Topuklu ayakkabıları ile aynı dokuya sahipti.

O topukluları omzuma yaslamak istiyordum, ince bileklerini öperken boynuma sürtünmelilerdi. Kafamdaki fantezilerle şehrin en lüks oteline sürerken öylece beni izliyordu.

Otelin önüne park ettiğimde gülümsedi, hızla araçtan indim. Kapıya yaklaşan valeyi elimle durdurup kendim açtım kapısını, valeye de anahtarı verdim. Adam benim araca içi giderek bakıp direksiyona geçti.

Lobide onu koluma taktığımda yüzümde büyük bir gülümseme oluştu. Oda anahtarımızı aldığımızda asansörle en üst kata çıktık, otelin en büyük süiti buydu. Odada, tam ortada büyük bir jakuzi vardı.

İçinin dolması için suyu hazırlayıp köpükleri içine boşalttım, bir kaç dakika sonra hoş kokulu bir buhar odaya dolmuştu. Jakuzi dolunca onu kendime çektim, güzel gülümsemesi dudaklarında can bulmuştu.

"Sen nasıl bir şeysin bilmiyorum ama aklımı başımdan aldın. Dediğin herşey oldu, ben sözümü tuttum. Aklım da fikrim de hep sendeydi, kimseye dokunmadım hatta bakmadım bile. Şimdi bana dokun, tenin tenimden bir milim bile ayrılmasın."

Bana dudaklarını ısırarak bakıp arkasını döndü, elbisesinin arkasındaki bağcıkları gevşetip üstünden çıkartırken burnumu boynuna gömüp kokusunu içime çektim. Tüm bedenim gevşemeye başlamıştı şimdiden.

"Soyunsana sevgilim, neyi bekliyorsun?" Bana her 'sevgilim' dediğinde kalbimin takla atması normal miydi acaba?

"Ayakkabılarını çıkartma, önce bir tadına bakayım sonra gireriz suya." Onu kendime çekip sarıldığımda kıkırdadı sözlerimle.

"Hmm, çok mu özledin beni?" Çıplak bedenini kucaklarken kafamı boynuna gömdüm.

"Özlemek ne demek amına koyayım, öldüm sen diye.." gülüp alnımı ve şakaklarımı öptü minik minik.

"Yanmışım sana ama, adını bile bilmiyorum yavrum. Daha öğrenme dersen sabrederim ama biraz daha sık gelsen bana, hmmm?" Gülümseyip başını sağa doğru eğdi.

"Burayı öpersen ilk harfini söylerim ismimin." Oyuncu sesiyle gösterdiği yere sert bir öpücük kondurdum, boynunun diğer tarafını göstermeden önce 'D' dedi.

"Burayı da öpersen ikinci harfi söylerim." Orayı da öpüp dayanamayıp biraz da emdim. Hafifçe inleyip 'E' dedi.

Yavaşça eli kasıklarına indi, minik aletinin yan kısmını gösterip dudaklarını ısırdığında onu yatağa atıp kasıklarına dudaklarımı bastırdım ve emmeye başladım derisini.

"Mmmhh, 'N' sevgilimmm..." hoşuna gittiğini anlayıp daha çok öptüm tenini. Erkekliği her öpücükte seğiriyordu, parmaklarımı etrafına sarıp baş parmağımla başını okşadım. Yüksek sesle inleyip resmen bağırarak konuştu.

"Deniz, ismim Deniz. Ahh, bırak, bırak onu." Elimdeki minik alete eğilip dilimle okşadım, tüm vücudu kasılıyordu. Onu ağzıma aldığımda elleri saçlarımı buldu, kendine çekmek yerine uzaklaştırmaya çalışıyordu.

Elimle çekmeye devam ederken yaşaran gözlerine baktım, nefes nefese kalmıştı. Bana baktığında kaşları çatıldı.

"Deniz, soyadın için bütün vücudunu yalamam mı gerekecek?"

Beni sinirle kendinden uzaklaştırdığında şaşkınlıkla kalakaldım. Gözleri öfkeyle doluydu, bana öyle bakmaması gerekiyordu.

Hayretle ona baktığımı görünce beni ensemden tutup yatağa çekti, sırt üstü yatağa devrildiğimde hemen kucağıma çıktı. Minik bedenin gücü inanılmazdı, belki de ben kendimi çok salıyordum yanında.

"Bir daha ona dokunma, ona dokunulmasını sevmiyorum. Burası sevdiğim yer, buraya dokun ve sev." Elimi alıp deliğine götürdüğünde gülümsedim.

"Heryerin benim, unuttun mu? Buraya benim olmaya geldin, senin heryerin benim. Minik aletinde benim, tatlı deliğinde, minicik göğüslerinde.." yanakları kızarırken onu tekrar altıma aldım.

İlk kez ona karşı gücümü kullandığım için şaşırmıştı, bacaklarını yukarı itip deliğini gözümün önüne serdim. Tatlı tatlı göz kırpıyordu deliği, eğilip sert bir öpücük kondurdum.

"Şimdi benim kurallarımla oynayacağız bu oyunu.... sevgilim" o büyüyen gözleriyle bana bakarken minik deliği yalamaya başladım, bugün zevkten bayılan o olacaktı.