23. bölüm (FİNAL)

3.5K 288 126
                                    

Bu bölümde rahatsız edebilecek kadar sert bir ölüm sahnesi var, tetiklenecek olanların orayı atlamasını tavsiye ederim...

Evimiz parça parça toplayıp gerçek evimize yolladığımız eşyalar yüzünden bomboş kalmıştı. Deniz ve ben büyük bir ortak hesap açmıştık, dolar birikimim ve bebeğimin altınları bu hesaba yatırılmıştı.

Tahmin ettiğimden fazla tutan hesaba bakıp sırıttım, yarın son maçım vardı Selim piçiyle. Patrondan onay mesajı geldiğinde Deniz'e haber verdim.

Cumartesi günü kuralsız ve sınırsız maç olacaktı. Yani taraflardan birisi ölene kadar kafesin kapısı açılmayacaktı, Deniz gelmekte ısrar ediyordu. Bunu görmesini istemesem bile ona hak veriyordum, içi anca böyle rahat edecekti belki de.

Takım elbisemle son maçım için hazırlanırken benim canavar yanımda bitti, onları da götürüyorduk. Maçı izletmeyecek olsam bile bizimle geleceklerdi, çünkü maç bittiği gibi evimize doğru yola çıkacaktık.

Kaldığımız evi Cengiz'e hediye etmiştim, onun hakkını ödeyemezdim. Bebeğim için bana defalarca kez yardım etmişti, bu kadarını hak ediyordu.

Tüm eşyalarımız bagajdaydı, salona takım elbisem ve canavar köpeğimle girdiğimde her yer sessizleşti. Bizi masasında bekleyen patronun yanına geçip kaliteli viski doldurduğu bardağı havaya kaldırdım. Tüm mekan beni izliyordu, kucağıma yerleşen Deniz aynı şekilde kadehini kaldırdı.

Tüm masalardan kadehler havaya kaldırıldığında herkese göz atıp kadehimi Deniz'in kadehine vurdum. Çınlama sesleri ortamı doldurmuştu.

"Son maçıma...." alkışlar mekanı inletirken kadehi kafama diktim.

Herkes içkiye gömülmüştü, birlikte ufak bir sohbet eşliğinde kadehimi bitirdim. Cengiz'e uzaktan bir işaret çakıp yanıma çağırdım.

"Deniz'i son kez sana emanet ediyorum, kılına dokunan olmayacak." Beni kafasıyla onaylayıp, benim kalktığım yere oturan Deniz'in arkasına geçti. İki kişi de yanına gelmişti.

Üstüme son kez giydiğimi bildiğim kırmızı şortumu geçirirken sırıttım. Bugün bir can alacaktım ama içimde pişmanlığa ait bir gram kıvılcım yoktu. Benim bebeğimin geçmişini mahveden piçe ölüm bile fazlaydı.

İçimde büyüyen öfkeyle kafese yürürken son kez duyduğum tezahüratlar mekanı sallıyordu. Yumruklarımı birbirine vurup kafesi açan korumaya baş selamı verdim, büyük bir saygıyla başını eğerek karşılık verdi.

Selim hızlı nefesler alarak kafeste köşesine sinmişti, korkunun ecele faydası yoktu sonuçta. Onun bu kafesten leşi çıkacaktı bu gece, inleyen salona ellerimi kaldırıp selam verdim.

Son maçımda biraz şovun kimseye zararı yoktu sonuçta, millet sessizleşirken ben konuşmaya başladım.

"Bu geceki maçıma hoş geldiniz, bu benim son maçım olacak. Kuralsız, duraksız bir maç olacak. Bir çoğunuz ilk kez böyle bir şeye tanık olacaksınız ve kaldıramayacak olanlardan şimdiden özür dilerim. Bu tecavüzcü sapığı son maçımda rakibim yapmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum."

Daha yüksek yuhlamalar mekanı kaplarken yine 'Ex, Ex, Ex' çığlıkları başlamıştı. Yüksek sesle düdük çaldığında herkes sessizleşti, Selim koşup kapıyı açmaya çalıştığında koruma silahını çıkartıp ona doğrulttu.

Hızla kapıdan uzaklaşıp karşıma geçtiğinde korkudan gözbebekleri büyümüştü. Üstüne doğru bir adım attığımda hızla kaçtı, sırıtıp hızlı bir tekme savurdum baldırına.

Yere düşünce yerde kaldı, ensesinden tuttuğum bedeni kapıya doğru fırlattım. Neredeyse ağlayacak hale gelmişti, sırtına sert bir yumruk attığımda kafesin zincirlerine tutundu.

Knockout Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin