Lordun Varisi•Mattheo Riddle•

Bölüm 30

Ertesi gün**

Bizim için herşey bitmiş gibiydi. Sonunda herşey yoluna girmişti. Bu olay yönetimin kulağına gitmiş ve Dumbledore böyle bir durumdan onu haberdar etmediğimiz için ben ve arkadaşlarımı biraz azarlamıştı ancak onların bir suçu olmadığını ve Adrian tarafından kimseye söylememem gerektiği konusunda tehdit edildiğimi söylediğimde biraz olsun yumuşamıştı.

Adrian'ın ise yakalanıp Azkaban'a gitmesi kararlaştırıldı. Adrian henüz Voldemort'un elinde olduğu için bu durumu Tom Lord ile konuşarak halledecekti.

Herşeyin yoluna girmiş olmasına rağmen içimde değişik bir his vardı. Daha güçlü hissediyor gibiydim. Mattheo da bunu fark etmişti.

Dün gecenin bütün yorgunluğu üzerimdeydi ve sadece birkaç saat uyku uyuyabilmiş olmama rağmen dinç hissediyordum. Ne yazık ki Mattheo için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. O yorgunluktan ölmüş görünüyor..

Mattheo sabah uyanmamıza izin vermediği ve bugünü dinlenme günü ilan ettiği için bir süre uyuyabilmiştik.

Uyandığımda Mattheo,vücudunun yarısı üstümde bana sarılır vaziyette halâ uyuyordu. Artık uyanmamız gerektiği için onu yanağından öpüp uyandırdım.

-mattheo. Yeterince dinlendiysen kalkalım mı artık?

Vücudumu kaldırmaya çalıştığımda ağırlığını üstüme vererek beni yatağa bastırdı. Kafasını bir an kaldırdı ve

+Daha değil..
Diyerek dudağıma bir öpücük kondurup boynuma gömüldü.

- hadi ama Mattheo. Zaten bayadır derse girmediğimiz için çok göze batıyoruz.

Boynuma öpücükler kondururken umursamaz bir tavırla
+İnan hiç umrumda değil.
Dedi.

Yana doğru kaydım.
- benim umrumda. Bay çok bilmiş malfoy bunu duyarsa basım epey belaya girebilir.

İç çekti.

Matt: artık benim karım ve karanlık lordun gelinisin. Ben varken sana hiç kimse bir şey diyemez. Babanın da bundan sonra sana diyebileceği tek şey bundan ne kadar gururlu olduğudur. Bunu artık anla bebeğim.

- bunu gel bide ona so-

Dudaklarını dudaklarıma bastırarak beni susturdu.

Matt: ona soracak hiç bir şeyim yok. Artık babanın emrinde değilsin. Bu kadar endişelenme. Eminim o da bir torunu olacağını öğrendiğinde büyük mutluluk duyacaktır.

- ne? Ne torunu?

Cevap vermeden kalkıp lavaboya gitti. Dediğine bir anlam veremedim ama birşeyler ima ettiği ortadaydı.

Öğleden sonra bir iki ders kalmıştı ve onlara girmek zorundaydık. Hazırlanıp önce kahvaltı yaptık ve daha sonra da iksir dersine girdik.

Mattheo en arkaya oturmamız konusunda ısrar etmişti ve onca itirazıma rağmen bir şekilde beni en arkaya sürüklemeyi başarmıştı. Dersi sanırım ilk kez özenle dinleyip not tutmuştum. Mattheo ise omzuma yaslanıp ders boyu uyudu..

Dersten sonra kızlarla kahve içmeye gittik. Yarın haftasonu olduğu için Mattheo'ya yarın uzun bir uyku çekebileceğini ve bu yüzden her yaslandığı yerde uyuyakalmamasını söyledim. O ise beni yarım yamalak dinleyip

+Umarım..

Dedi ve Draco'larla takılmaya gitti.

Kızlara olan biten herşeyi anlattım.

Laura: lanetten kurtulduğuna eminsin değil mi ?

- evet Laura. Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim.