Bölüm 14

1.3K 233 56
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ YORUMLAR SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Sasha gözlerini açtığında yanında kıvrılmış yatan küçük periyi fark etti. Bütün ilgisi bir anda ona döndü. Bir zamanlar uzun parlak olan gümüş rengi saçları ensesine kadar kısalmıştı. Yüzünde çeşitli morluklar ve çürükler vardı. Muhtemelen bedeninin göremediği yerlerinde de aynı şekilde izler vardı.

En son hatırladığı şey iblislerin ormana saldırdıklarıydı. Sasha, ondan sonrasında kendinden geçmişti sanki. Beyninin içinde çınlayıp duran tuhaf çığlığa benzeyen sesler dışında her şey tamamen bir karanlıktan ibaretti. O geldiğinde anne ve babası çoktan ölmüşlerdi ve her şeyin sebebi...

Gözleri sımsıkı kapandı. Peri kralıydı. Bir nefes aldı ve sıkışan göğsünü rahatlatmaya çalıştı. O adamın iblisleri serbest bıraktığını hatırlıyordu. Lotus'un ona karşı koyup öldürdüğünü de. Sonrasında ise...

Sonrasında ne olmuştu? Neredeydiler? Neden ormanda değillerdi? Burası neresiydi?

Doğrularak oturdu ve iki elini saçlarının içinden geçirdi. Kafasında o kadar çok soru vardı ki bir de bütün bu soruların her birine o çığlık gibi ses eşlik ediyordu. O sesi anlayamıyordu ve resmen canını yakıyordu.

İçindeki aslan sanki tehlikeyi sezinlemiş gibi dışarı çıkmak istiyordu ve Sasha'nın ona engel olacak kadar gücü kalmamıştı sanki. Zorlanmaya engel olamıyordu. Onu durduramıyordu.

"Senden başka kimsem kalmadı"

Lotus'un kafasının içindeki sesi bir anda derin bir nefes almasına neden oldu ve başını çevirip ona baktı. Hayır, suçlu olan o değildi. Suçlu olan ailesiydi ve belli ki onların suçunun cezasını çok kötü bir şekilde herkes çekmişti. Kendisinde kalmalıydı. Jace ve Rhys'i bulmalı ve neler olup bittiğini öğrenmeliydi. Bir de mümkünse bir şeyler yemeli ve su içmeliydi.

Zar zor ayağa kalktı ama sanki bacakları yıllardır kullanılmıyormuş gibi onu taşımakta zorlanıyorlardı. Sasha olduğu yere düştü. İnanamayan gözlerle ellerine doğru baktı. Kendisine ait olamayacak kadar zayıf görünüyordu. Çok güçsüzdü.

"Sasha"

Genç perinin uykulu sesine karşılık Sasha başını çevirip ona baktı. Lotus, yatakta doğrulmuş gözlerini ovuşturuyordu. "Lotus" diye fısıldadı. Sesi bile sanki kullanılmamaktan çıkmıyor gibiydi. "Bana ne oldu? Sana?" diye fısıldadı. İçinden yükselen paniği engelleyemiyor gibiydi. "Herkese ne oldu? Orman nerede?"

Onun gözlerindeki paniği görebiliyordu. Hiçbir şeyi anlamlandıramıyormuş gibiydi ve bunda da sonuna kadar haklıydı. Hızla ona doğru gidip kollarını adamın boynuna sardı. "Sasha" dedi bir yandan da saçlarını okşayarak. "Özür dilerim. Bunların hepsi ağabeyimin hatası. Benim ailem yüzünden bütün orman çok zor şeyler yaşadı."

Ağabeyi! Ah, evet o adamı hatırlıyordu. En son hatırladığı şey de Lotus'un onu öldürüşüydü. Ah, o iblisleri salanın o olduğunu öğrenmişlerdi. Lotus'u iblis kralla evlendirerek güce sahip olmayı planlamıştı. Sasha gözlerini kapattı ve kollarını kadına sardı. "Sonra ne oldu?" derken kendisini sakin tutmaya çalışıyordu.

"Demarco geldi. İblis kral ve o bize saldırdı" Bütün bunları hatırlamak onun içinde kolay değildi. Gözleri dolmuştu ve yaşlar yanaklarından aşağı akıyordu. "Seni hapsettiler bir kafesin içine ve Çığlıklar Mağarasına gömdüler. Bizim bundan haberimiz yoktu. Seni arayıp durduk"

ASLAN KRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin