Bölüm 15

1.4K 207 54
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

"Onu biraz olsun güçlendirmenin bir yolu olmalı" dedi Lotus inatçı bir şekilde. "Değil savaşmak ayakta durmaya bile gücü yok."

Maxima onun neden kendisine ağladığını anlayabiliyordu. Bir cadı olduğu için her şeyi parmak şıklatınca düzelteceği bir büyüsü olduğunu falan sanıyorlardı. İşin komik yanı ise bakıldığında Maxima sıradan bir insandan farklı değildi. Ömrü kısıtlı ve güçleri sınırlıydı. Karşısındaki perinin yanında esamesi okunmazdı.

Buna karşılık Maxima, Lotus'un çok az güç kullandığını düşünüyordu. Muhtemelen de güçlerini kullanmak konusunda çok iyi değildi. Jace bir keresinde onun kendi ağabeyini öldürdüğüne yönelik bir hikâye anlamıştı ama bununda çok oluru var gibi görünmüyordu.

"Ona yemek yedirmeyi ve su içirmeyi denedin mi?"

Henüz uyanık olduğu yalnızca bir saatlik bir araya denk gelmişti. Onun haricinde hiç uyanmamıştı. Yaklaşık birkaç saat önce tekrar uyuduğundan beridir sürekli kontrol ediyordu ama hiç kıpırdanma olmamıştı.

Lotus, derin bir nefes alıp verdi. Ona güçlerini vermeyi kafasına koymuştu. Hayatı için bile Sasha'nın güçlerine ihtiyacı vardı ama bunu nasıl yapacağından emin değildi. Uykusunda adamın üzerine binecek cesaret kendisinde yoktu. "Sen bir şey yapamaz mısın?" derken kendini yenilmiş gibi hissediyordu.

Muhtemelen yapabilirdi. Daha önce kimseye bu durumda şifa vermeye çalışmamıştı. Güçleri daha çok yaralanmalar ve hastalıklar içindi. "Sasha, bir asırdır toprağın altında gömülü halde kalmış bir aslan kral" dedi en sonunda okuduğu kitaptan başını kaldırarak. "Ne zihni ne de bedeni sağlıklı değil. Benim güçlerimin bir sınırı var."

Evet, bunu zaten biliyordu. Sadece bir ihtimali var mıydı diye merak ediyordu. Bıkkın bir şekilde onun karşısındaki sandalyeye çöktü ve etrafına bakındı. Maxima'dan önce hiçbir cadıyla tanışmamıştı ama herhalde hangi cadı olsa yaşadığı yer böyle görünürdü diye düşündü.

Çadırın hemen ortasında yuvarlak bir masa vardı. Masanın üzerinde açılmış ve kitapların tam ortasında bir kristal küre duruyordu. Ayrıca Maxima'nın not defteri de hemen önündeydi.

Hemen arkasında yere serilmiş iki yatak vardı. Biri kendisi içindi. Diğerinin ise gelen hastaları yatırmak için olduğunu sanıyordu. Ayrıca kenarda duran bir sandık ve sandığın üzerinde çeşitli bitkilerin bulunduğu kavanozlar ve iki adet kuru kafatası vardı.

Pentagramlar ve çeşitli kağıtlara çizilmiş yıldız şekilleriyle birlikte bir de gökyüzü haritası olduğunu tahmin ettiği bir harita vardı. Bir de bu sabah Tegan'a büyük bir kazana ihtiyacı olduğu konusunda bir şeyler söylediğini duymuştu.

Bütün bu malzemelerin ne işe yaradığından emin değildi. Ancak anladığı kadarıyla Maxima, isyancılar için vazgeçilmez biriydi. O güçlüydü ve dahası bir şeyleri önceden görebiliyordu.

Kendisine geldiğinde buraya gelmesi gerektiğini gördüğünü söylemişti. Derin bir nefes aldı. "Onu birkaç saatliğine de olsa ayakta tutacak bir şeye ihtiyacım var" dedi en sonunda.

"Bekaretini ona verirsen her şeyin çözüleceğine eminsin yani?"

Yüzü bir anda kıpkırmızı oldu ve kocaman açılmış gözlerle başını çevirip ona baktı. Utancından yerin dibine girmek istiyordu ama bunu neden istediği çok belli değil miydi? Bunca zamandır Demarco'nun onu yanında tutmasının nedeni bu değil miydi?

ASLAN KRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin