Bitmeyen felaketler, ardı arkası kesilmeyen olaylar ve dinmek bilmeyen gözyaşları... O yaşlar şimdi ameliyat masasındaki oğlu için akıyordu Neslinin gözlerinden. 15 yıl hasretini çekip büyüyüşünü göremediği yetmezmiş gibi şimdi de onu bir daha hiç göremeyebilirdi. Onu kendi elleriyle toprağın altına verme korkusu kalbini sıkıştırıyor, nefesini daraltıyordu.
Her ne kadar korksa da bir yandan ameliyattan sağ çıkacağını da hissediyordu. Onun oğlu çok güçlüydü, onun oğlu yıllarca sokakta nelerle mücadele etmişti. Şimdi bir ameliyatla mı baş edemeyecekti? Hem ameliyatı yapan babasıydı, dünyanın en iyi doktorlarından biri, kendini bildi bileli hep güvendiği o adam. Gözü kapalı emanet etmişti ona oğlunu, oğullarını.
Ameliyathanenin kapısı açıldığı anda çevirdi başını ona. Bir iki adım attı. Korkusu hem sesine, hem gözlerine yansımıştı.
"Ne oldu? İyi mi?"
Güven başını sallayıp gözleriyle onaylarken derin bir nefes verdi.
"İyi.."
Neslinin dolu gözlerine yüzüne yavaşça yerleşen gülümsemesi eşlik etti. Omuzları rahatlamasıyla birlikte düşmüştü. Neslihan gülümserken Güven söylemeyi çok sevdiği o kelimeyi ekledi bu sefer cümlenin başına.
"Oğlumuz iyi.."
Neslihan o anki bütün hisleriyle bir an bile düşünmeden parmak uçlarına çıkarak kollarını sevdiği adamın boynuna doladı. Kalbi hızlanırken onunla olmanın tarif edilmez hissini hatırladı yeniden. Çenesini omzuna yaslarken başını boynuna doğru hafifce eğdi. Gözlerinden mutluluk gözyaşları akarken burnuna ise O'nun kokusu doluyordu.
Güvenin kolları ise Neslihanın sırtında birleşmişti. Eli o güzel saçlarına değiyordu. Çenesi sanki yerini hatırlamış gibi Neslinin omzuna yaslanmıştı. Kolları, aşık olduğu kadını daha da sıkı sardı. Gözlerini kapattı usulca.. O anda sonsuza kadar kalmak istercesine. Ciğerleri yirmi yıldır hasret kaldığı kokuyla kaplanıyordu her nefes alışında. Nefesini tutmak istedi, o hiç unutamadığı kokuyu hapsetmek istedi içinde. Hiç ondan gitmesin istedi, bu koku yirmi yıldır burnunda tütüyordu zaten yetmez miydi?
Neslihan bir elini diğer elinin üstünden Güvenin sırtına doğru indirdi. Eli kendinden bağımsız Güvenin sırtına dokunup onun da kalbi eskisi gibi çarpıyor mu diye kontrol etmek mi istemişti? Başını oynattı kokusuna daha da doymak ister gibi. Evini hatırla, yerini bil der gibi. Nesli yıllar sonra sevdiği adamın kollarında hıçkırıyordu.
O anda kaldılar uzun uzun. Hiç bitmesin ister gibi. Zaman sanki o an orda durmuş gibi. Çok beklemişlerdi, çok özlemişlerdi. Hani sağ tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur ya. Sarılınca sağ yanını O'nun kalbi doldurur. İkisi de yirmi yıl sonra sağ yanlarındaki boşluğu doldurmuştu... O boşluğun ne kadar büyüdüğünü o an anlamışlardı. Ya da zaten çok iyi biliyorlardı.
Neslihan ne yaptığını yeni idrak ederken hiç istemese de yavaş yavaş kollarını gevşetti. Güvenin elleri Neslihanın sırtında aşağı doğru yavaşça kaydı. Neslihan kollarını Güvenden tamamen ayırdığında Güvenin ellerini hâlâ üzerinde hissediyordu. Güven de artık kendini çekmesi gerektiğini fark ederken Nesli ellerini önünde birleştirip küçük bir kız çocuğu gibi başını öne eğip hafifce geri adım attı. Güvenden çok uzaklaşamadan ama uzak olmaya mecbur kalarak.
Yüzüne belli etmek istemediği bir gülümseme yerleşti, utançla keyif arasındaki o gülümsemesini bastırmak istese de engel olamıyordu. Sanki koskoca kadın değil de 20 yıl önceki genç kızdı o an. Kendini sevdiğinin kollarında bulunca içinde bir yerlerde sakladığı o genç aşık kız da 'ben burdayım' demek istemiş gibiydi. Bir açıklama yapması bir şeyler söylemesi gerek gibi hissederek söze girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GüvNes / One Shots
FanfictionYabani dizimizin şiir çifti Güven ve Neslihanın sahnelerinden yola çıkarak ya da kendi hayal dünyamda kurarak yazdığım tek bölümlük hikayeleri ❤🩹