Aile

1K 59 68
                                    

Bir evin en çok anı, en çok acı, en çok kahkaha ve en çok sevgi barındıran yeri yemek masalarıdır. Ama Soysalan malikanesinde uzunca yıllardır o yemek masasında sessizlik hüküm sürmüş. Masada eksik olan ve bir gün dolması umut edilen sandalyenin, her sandalyede oturan kişinin içindeki binbir eksik duygunun sessizliği. O masada oturan herkesin kulakları gerçek aile mutluluğunun sesine sağırdı yıllarca. Oturulup lüks takımlardan yenen yarım yamalak yemeklerin karın doyurmasının beklendiği ama ruhların hep aç kaldığı bir masaydı. Annenin kahkasının, babanın eğlenceli anılarının, çocukların basit kavgalarının değil de sadece çatal ve kaşık seslerinin duyulduğu bir masada mutluluğu bulabilir miydi bir aile?

Bundan önce bulamamıştı. Ama bundan sonra her şey gibi o masanın sesleri de değişmeye başlıyordu yavaş yavaş. Neslihan yıllar sonra o masanın etrafında eksiksiz dört çocuğuyla huzurlu bir yemeğe oturmuştu nihayet. Neredeyse tüm ailesinin olduğu bir sofraya oturmak bile ne kadar mucizevi bir şey diye düşündü. Tek eksik sevdiği adamdı. Gözlerini kapatıp bu ana şükrederken bir gün o masada sevdiği adamı da görebilmeyi diledi.

Hepsi bir yandan yemeklerini yiyorlarken Ece bıcır bıcır okulda yaşadığı olayları anlatıyordu. Abileri olayı yorumlayıp Ecenin karşısında yer alırken ablası kız gücüyle kızkardeşine hak vererek destek oluyordu. Neslihansa sessizce arada bir hepsinin ağzından dökülen kahkahalara odaklanıyordu. Konu neydi o an Neslihan için bir önemi yoktu ama Neslihan o kahkaha seslerini kazıyordu kulaklarına. 15 yıldır hayalini kurduğu o seslerin tınılarını ezberliyordu. Bu ezber bir annenin aslında çok basit gibi gözükse de en çok ihtiyaç duyduğu ezberdi. Neslihanın yıllarca hasret kaldığı ama sonunda kavuştuğu bir ezber...

Masadaki keyif gayet yerindeyken kapı  gür sesiyle evdekilere birinin geldiğini haber vermişti. Feriş kapıyı açıp gelen kişiyi içeriye aldı. Misafir adımlarını kahkaha seslerinin geldiği masaya doğru yöneltip yaklaştığında tatlı ve yumuşak bir sesle "Herkese afiyet olsun!" dedi.

Gelen misafiri görüp ilk hareketlenen Yaman Ali olmuştu.

"Baba! Hoş geldin." diyerek ayağa kalktı. Neslihan duyduğu sesle yaşadığı anlık şaşkınlığı üzerinden atarken oğlu çoktan ayaklanmış babasına sarılıyordu.

Güvenin cümlesine cevap olarak onu karşısında görmekten çok da hoşnut olmadığını gizlemeyerek "Sağol ama sen gelmeden önce gayet de afiyet oluyordu be doktor." dedi Alaz.

Neslihan Güveni karşılamak için ayağa kalkarken Alaza bakarak büyüttüğü gözleriyle "Alaz !" diyerek oğlunu uyardı.

O sırada Alazı duymamazlıktan gelen Güven kendi oğluyla ilgilenmeyi tercih etmişti. "Hoş buldum aslanım. Unuttun babanı, ne zamandır gelmiyorsun bari ben de ben gideyim dedim." 

Neslihan Güvene dönerek "Ne iyi etmişsin. Hoş geldin Güven." dedi gülümseyerek. İçindense ilk defa bir dileğinin bu kadar hızlı gerçekleşmiş olmasına şaşırıyordu. Âşık olduğu adam değil miydi işte, bir şekilde sesini duyuyor içinden geçenleri hissediyordu sanki. "Geç, gel otursana." diyerek tam karşısında duran boş sandalyeyi gösterdi Güvene.

"Rahatsız etmeyeyim?" dedi Güven.

Neslihan "Saçmalama, geç otur lütfen." derken Güvense başıyla teklifi kabul etmişti. 

Güven masaya geçip otururken Neslihan ve Yaman Ali de tekrar masadaki yerlerini almıştı. Birkaç saniye süren sessizlikte Neslihan gözleriyle tekrar ve gerçek bir hoş geldin demişti sevgilisine. Gönül isterdi ki bunu ona sarılarak yapsın ama ne yazık ki çocuklarının hiçbirinin henüz Güvenle olan ilişkisinden haberleri yoktu.

Alaz çatalıyla yemeğinden bir lokma ağzına atarak Güvene döndü. "Ee doktor?" dedi bakışlarıyla yaptığı minik sorgulamasının arasından.

GüvNes / One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin