27: Özel Bir Konuşma Part.1

218 17 83
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Muzan, Cecilia'nın zangır zangır titreyen bedenine göz gezdirdi. Zavallı kızın tenine hücum eden ateş öyle kuvvetliydi ki, oracıkta bir havale geçiriyor gibiydi. Onun bu halini gözlemlerken kıvrımlı saçlarını ufak ter birikintileri sarmıştı. Elini bir stresle şakaklarında birleştirmişti. Kadehi yerine bırakırken alnının kenarlarına düşen, siyah saç tutamlarını başının arkasına yatırdı. "Onu kaybettiğim gibi seni de kaybedemem."

Onun titrek, çelimsiz bedenini kollarının arasına aldı. Genç kızı kucağına almış götürürken bakışları gideceği yönü belirlemişti. Banyoya doğru giden adımları hızlandı. İçeri girip küvetin önünde durduğunda Cecilia'nın bitkin düşmüş bedenini nazikçe oraya oturtmuştu. Ellerini kızın sırtına götürdü. Arka düğmelerini çözüp terden sırılsıklam olmuş geceliğini üzerinden çıkarttı. Ardından musluğu açtı, küvetin içerisine akan buz gibi suyun içini kaynar suyla karıştırdı. Su ılıyana dek bunu yapmayı sürdürdü. En nihayetinde istediği sıcaklığa erişmiş suyun yüksekliği Cecilia'nın omuzlarını aştığında musluğu kapatmıştı. 

İçi ılıyan suyla doldurulmuş maşrapayı kavradığı gibi kızın başından aşağı döktü. Cecilia saçlarından kayıp yanaklarına düşen su birikintileri yüzünden boğulacak gibi olmuştu. Oysa suyun içindeyken vücudu yeterince uyuşmuş, ensesini küvetin kenarına dayamaktan başka bir şey yapmak elinden gelmemişti. Ara sıra dudakları açılıp kapanıyor, etrafı çevreleyen buharı soluyup derin derin nefesler veriyordu. Lort kendisini suyla yıkamakla da kalmıyor, elini genç kızın alnına bastırıp vücudunu anlamsızca saran o sıcaklığın düşüp düşmediğini kontrol ediyordu. 

Muzan onun bilicinin yavaş yavaş yerine geldiğini sezinlemiş olacak ki, çehresi Cecilia'nın kulağına uzanmıştı. Sanki ona ait olmayan, her insanın içini bir tüy yumağına çevirebilecek kadar şefkatli bir ses tonuyla fısıltılar çıkardı. "Ateşin düşene kadar seni ılık suyla yıkayacağım. Farkındayım, bu yaptığım sana işkence gibi gelebilir. Senden tek isteğim sabretmen olacak. Söz veriyorum, hepsi geçecek." 

Cecilia bu sözlere karşılık başını olumlu anlamda salladı. Zira şu zamanda mecali başını hareket ettirmekten başka bir şeye yetmezdi. Tek isteği sıtmaya tutulmuş gibi titremekten, ateş basmış gibi kıpkırmızı kesilen suratından; bu hasta halinden tamamıyla kurtulabilmekti. Bu isteğine kavuşabilmek için ise ılık suda yıkanmaya katlanırdı. Çenesinden akan sular tenindeki titremeyi daha da şiddetlendirse dahi bu ıstıraba karşı direnecekti. Zorlukları sırtlanıp uzaklara götürmek yaradılışında vardı. 

Ölü gibi bakan gözlerini İblis Lorduna dikti. O ise kendi gözlerini bir an bile onun tarafına çevirmiyor, yalnızca işini büyük bir titizlikle yapmayı sürdürüyordu. O anda fark etti ki, kendisini yıkarken vücuduyla ilgilenmiyordu. Bakışlarından ne bir cinsel açlık, ne de ona benzer bir haz belirtisi geçiyordu. Aksine tüm dikkatini sadece tek bir yöne vermiş, boş gözlerle vücut ısısını düşürmek için uğraşıyordu. Gördüğü bu hakikat karşısında şaşkına döndü. Muzan'ın hiçbir art niyeti yoktu, onu eski sağlığına kavuşturmak için didiniyordu. Kendi kendine, "Belki de onu bunca zamandır yanlış tanıyordum," diye düşündü. "O sandığım kadar kötü birisi değil. Evet, iblis doğası gereği kana susamış biri olabilir. Ancak insanların yaptığı istismarları kesinlikle yapabilecek birisi değil."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Belladonna - Muzan KibutsujiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin