2 Hafta Sonra...
Erdem Komutan: Sanırım sabah döneceğiz. (03.36)
Erdem Komutan: Helikopter çoktan geldi, indi.
Erdem Komutan: Bizi bekliyor, kalkmak için.
Erdem Komutan: Sen sormadan söyleyeyim, hepimiz iyiyiz. Çok şükür yaralımız bile yok.
Siz: Çok sevindim. :)
Siz: Duyduğumdan beri mutfaktan çıkmadım.
Siz: Sizin için bir sürü şey hazırladım. (09.55)
Erdem Komutan: Harikasın Alev.
Erdem Komutan: Şimdi geldik, ancak akşam orada oluruz.
Erdem Komutan: Ancak ne yaptığını merak ettim doğrusu. :) (09.58)
Siz: Sürpriz diyelim.
Siz: Akşam gelebiliriz dedin ancak zaman verebilir misin?
Erdem Komutan: Sanmıyorum. O yüzden kimseye haber vermedik.
Erdem Komutan: Umarım sen de birisine söylemedin?
Siz: Hayır, daha söylememiştim. İyi ki de söylememişim. :D (Görüldü.)
Erdem Komutan: Altay hiç yazdı mı sana?
Siz: En son iki gün önce konuştuk. Sonra ne oldu bilmiyorum.
Siz: Bir sorun yoktır umarım?
Erdem Komutan: Bu aralar çok sessiz, onun için endişelenmiyorum desem yalan olacak. Belki sana anlatmıştır diye düşündüm.
Siz: Son konuştuğumuzda keyifsiz değildi aslında ya da ben anlamadım.
Siz: O da sizinle birlikte gelecek, değil mi?
Erdem Komutan: Evet, hatta yanımızda şu an. Ancak arkada uyukluyor.
Erdem Komutan: Onu da uzun zamandır uyurken görmedim, o yüzden sesimi çıkarmamaya çalışıyorum.
Siz: Emin ol geldiğinizde onla konuşacağım.
Siz: Peki sen nasılsın? Senden hiç bahsetmedik. :)
Erdem Komutan: Yorgunum.
Erdem Komutan: Ancak dinleneceğim, iyi olacağım. :)
Erdem Komutan: Sadece zamana ihtiyacım var. Peki, sen nasılsın?
Siz: Yorgunum.
Siz: Hiç bilmediğim bir şehirde yaşamaya alışmaya çalışıyorum, öğrencilerime ve hayata yetişmeye çalışıyorum.
Siz: Ama her zamanki gibi iyiyim.
Erdem Komutan: Sevindim. :)
Erdem Komutan: Ve sana başta da demiştim Alev, yanındayım.
Erdem Komutan: Tek başına değilsin. Ben varım, biz varız.
Siz: Teşekkürler Komutan, biliyorum. :)
Erdem Komutan: Bunları neden bana anlatmıyorsun anlamıyorum.
Siz: Görevdeydin Erdem, yine de yazsa mıydım yani?
Erdem Komutan: Evet?
Siz: Saçmalama Erdem.
Siz: Bir elinde silahta, diğer elin telefonda mı olacak?
Erdem Komutan: Tamam Alev, tamam. -_-
Erdem Komutan: Şimdi kapatmam gerekiyor. Biraz uyuyacağım.
Siz: İyi edersin, karşımda bir zombi görmek istemiyorum.
Erdem Komutan: Zombi mi?
Erdem Komutan: Olamaz, hemen uyumalıyım! Hahahha.
Erdem Komutan: Görüşürüz. :)
Siz: Tatlı rüyalar.
-🩶-
Altay Aslan: Günaydın.
Siz: Günaydın.
Siz: Neredesiniz?
Altay Aslan: Yeni inebildik helikopterden, birkaç saate orada oluruz öğretmen.
Siz: Bekliyorum. (Görüldü.)
Siz: Nasılsın Altay?
Altay Aslan: İyiyiz, kimse yaralanmadı.
Siz: Hayır Altay, nasılsın?
Altay Aslan: Bu nereden çıktı?
Altay Aslan: Bir sorun yok?
Siz: Sadece seni merak ediyorum?
Altay Aslan: İyiyim. Beni merak etme öğretmen.
Siz: İnanmadım desem? (Görüldü.)
Altay Aslan: Balkonda konuşuruz.
Siz: Bekliyorum. :) (Görüldü.)
-🩶-
"İçmeyeceğim, demiştim." Sigarayı bana uzattığında kibarca reddettim. Bütün ekip benim evdeydi. Derin bir sohbetten gizlice kaçıp, balkona gitmiştik. Şimdiyse balkona sohbet ediyorduk. Eğlenir bir tavırla devam ettim. "Neden her seferinde sigara uzatıyorsun, yoksa sigaraya başlamamı mı istiyorsun?"
"Boş versene." Sigara paketini cebine attı. Çıkardığı çakmağıyla sigarasını yaktı, derin bir nefes çekip bakışlarını etrafta gezdirdi.
"Neden keyifsizsin Altay?" Birkaç saniyelik bir sessizlik oluştu. Başını hızlıca onaylamaz şekilde salladı ancak inandırıcı değildi. O da bunun farkındaydı.
"Değilim, ben hep böyleyim." Sigarasından bir nefes daha çektiğinde yutkundum. Onu anlayamıyordum. "Neden böyle düşünüyorsun?"
"Erdem bahsetti, iyi değilsin." Sessiz kaldı. Yanına yaklaştım. Aramızdaki boy farkından çocuğu gibi kalıyordum. "Bana anlatabilirsin."
"Kendimi buraya ait hissetmiyorum. Gitmek istiyorum ancak bırakamam." Şaşkınlıkla ona baktım, böyle düşündüğünü hiç tahmin edemezdim. Gözlerini gözlerime çevirdiğinde yutkundum. Yorgun gözleri içimi acıtmıştı.
"Neyi bırakamazsın Altay." Sessiz kaldı. Sigarasından son bir nefes daha çekip izmariti söndürdü. Çöpe atıp tekrardan yanıma yaklaştı. Cevap beklediğimi fark ettiğinde hiçbir şey demedi. Gözlerini gözlerime dikti.
O an gözlerinin içinde sanki yıldız kaydı.
Ciddi ifadesini bozmadan bakışlarını cebine götürdü. Siyah deri ceketinden bir şey çıkardı ancak büyük elinden dolayı ne olduğunu göremiyordum. Avcunu açtığında, küçük bir hediye paketi olduğunu fark ettim. Bana uzattığında heyecanla açtım, kurutulmuş bir sürü çiçek vardı.
"Görevde gördüklerimi topladım, küçük kız kardeşim çok severdi. Senin de sevebileceğini düşündüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mesaj|Texting
RomanceAlev Sönmez, 21 yaşındaki bir ilkokul öğretmenidir. Kuzenleriyle eğlenirken gelen can sıkıntısıyla tanımadığı bir adama yazar. Kuzenleri gittikten sonra engellemeyi planladığı adamı, içinden gelen sesten dolayı engelleyemez. Hatta yazmaya devam eder...