"Ne konuşacağız komutan?" Bakışlarımı gelincik tarlasından çekip Erdem'e çevirdim. Ona komutan dememden hoşlandığı için özellikle öyle sesleniyordum. Şimdiyse yemeklerimi yemiş, günün sohbetini etmiştik. Artık asıl konuya gelmeliydik.
"Yarın görevim var." Hiçbir tepki veremedim. Karşı çıkabilme şansım yoktu, sonuçta mesleği de buydu. Başımı onaylar şekilde salladığımda devam etti. "Tahminimce 3 veya 4 hafta sonra döneceğiz."
"Çok uzun değil mi?" Diye mırıldandım kendi kendime. Ona karşı çıkabilme veya söylenebilme hakkım yoktu. Bu mesleğini severek yapıyor, uzun görevler de önemsenmiyordu. "Pekâlâ, peki sana ulaşabilecek miyim?"
"Her zamanki gibi hayır." Başımı ağır ağır onaylar şekilde salladım. Erdem elini, kucağımdaki elimin üzerine yerleştirip, baş parmağıyla okşamaya başladı. Gülümsemeye çalıştı. "Ancak konu bu değil."
"Daha kötüsü mü geliyor?" Gülümsemeye çalıştığımda içtenlikle gülümseyip yanağıma bir öpücük kondurdu. Yanaklarımın yandığını hissederken devam etti.
"Görev dönüşü ailenle tanışmak istiyorum." Annemler ziyarete geldiğinde tanışmıştı aslında. Annemle sohbet etmiş, babam ile abimin izlediği maçta oyuncu olarak oynamıştı. Bunu düşündüğümü anlamış olmalı ki gülümsemesi genişledi. "Resmi olarak, sevgilin olarak."
"Olur komutan, çok mutlu olurum hatta." Bunları düşünmesi kalp ritmimi hızlandırıyordu. Ciddi düşündüğünü her hareketiyle belli ediyordu, ne kadar anlamadığımı sansa da bir aile üyesi olmak çok istiyordu. Ailesini çok küçük bir yaşta kaybetmişti ve bunun yokluğunu çok hissediyordu. "Döndüğün gibi gidelim."
"İstemiyorsan daha sonra da gidebiliriz, sonuçta sadece birkaç aydır sevgiliyiz." Erdem rahat hissetmemi istiyordu ancak bunu ondan daha çok istediğimi bilmiyordu. Yanağına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim.
"İsterim Erdem, hem de çok."
-🩶-
Birkaç saat sonra...Alya Bebeğim: Aşkım benim kocişko arkadaşlarıyla takılacakmış bu gece.
Alya Bebeğim: Gelsene bize, hem sana anlatacaklarım var. :) (18.03)
Siz: Olur bebişim gelirim de ne zaman geleyim?
Siz: Ayrıca gelirken bir şey getirmemi ister misin?
Alya Bebeğim: Saat 8'de gelirsin? Ayrıca bir şey istemiyorum. (18.07)
Alya Bebeğim: Ya da senin dereotlu poğacan var ya, ondan çok istedim şimdi. (18.09)
Siz: :D
Siz: Tamam bebeğim, yaparım.
Siz: Zaten Erdem göreve gidecek yarın, ona da bir şey yapasım vardı.
Alya Bebeğim: Desene haftalarca senin özledim, diye ağlamalarını çekeceğiz? :)
Siz: Alyaaaa!
Siz: Ne yapayım özlüyorum ben?
Alya Bebeğim: Evlenin de hepimiz rahatlayalım!
Siz: Görev dönüşü ailemle tanışmak istedi zaten, ciddi düşünüyoruz.
Siz: Annemle zaten tanıştı, babam ve abim de onu tanıyor ancak farkında değiller.
Alya Bebeğim: Futbol maçı, hatırlıyorum. Kendisine edilen küfürlerden haberi var mı? :D
Siz: Yok, ancak olsa da fazla tepki veremezdi.
Siz: Sonuçta evleneceği kadının babası? :)
Alya Bebeğim: Çok fenasın Alev!
Alya Bebeğim: Neyse her şeyi şimdi anlatma! Gelince soracağım sana o Erdem'in sürprizini!
Siz: Tamam tamam anlatmıyorum. Senin dereotlu poğaçanı hazırlayayım ben.
Alya Bebeğim: Bayılıyorum sana, bayılıyorum!
Alya Bebeğim: Saat 8'de burada ol, evden çıkma.
Siz: Tamam Alya! Bekletmem. :)
Alya Bebeğim: :)
-
Siz: Ne zaman yola çıkacaksın? (19.02)
Siz: Gitmeden önce sana vermem gereken bir şey var. :)
Tatlı Komutan: Tahmini gece yarısı yola çıkacağım bitanem. (19.03)
Tatlı Komutan: Ayrıca ne vereceksin, merak ediyorum. :)
Siz: Sever misin bilemiyorum ancak...
Siz:
Siz: Poğaca yaptım. (Görüldü.)
Tatlı Komutan: Bitanem harika gözüküyor! Çok teşekkür ederim.
Siz: Akşam Alya'nın yanına geçeceğim, gitmeden önce sana getiririm. 8 gibi, olur mu?
Tatlı Komutan: Seni bırakmamı ister misin? Soğuk olur hava.
Siz: Hayır bitanem, gerek yok. :)
Tatlı Komutan: Peki, sen bilirsin. Şimdiden iyi eğlenceler o zaman.
Siz: Sana da şimdiden iyi yolculuklar, görevler tatlı komutan. :)
Tatlı Komutan: O tatlı komutan kurban olsun sana. :)
Siz: ❤ (Görüldü.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mesaj|Texting
RomanceAlev Sönmez, 21 yaşındaki bir ilkokul öğretmenidir. Kuzenleriyle eğlenirken gelen can sıkıntısıyla tanımadığı bir adama yazar. Kuzenleri gittikten sonra engellemeyi planladığı adamı, içinden gelen sesten dolayı engelleyemez. Hatta yazmaya devam eder...