Alev Sönmez'in Anlatımıyla...
1 ay sonra...Erdem göreve gideli bir ay olmuştu ve söylediğine göre ya yarın ya da bu akşam burada olacaktı. Ben de bunu bildiğim için sabahtan oturmuş, bütün sevdiği yemekleri yapmaya başlamıştım.
"Ya Alev dinlensene biraz! 20 çeşit yemek yiyeceğine 15 çeşit yesin komutanın, ne olacak?" Ve her zamanki gibi Alya ile görüştülü konuşurken yapıyordum bunları. Alya üç gündür deli gibi yemek yaptığımın farkında olduğu için kızıyordu bana. "Yorma kendini bu kadar."
"Yorulmuyorum Alya, aksine mutlu oluyorum. Onun mutlu yüzünü tahmin edebiliyordum." Alya dudaklarını büzerek kafasını omzuna yatırdığında başımı hızlıca onaylamaz şekilde salladım. Hamilelik hormonları coştuğu için her şeye ağlıyor, duygulanıyordu. "Kızım ağlamasana!"
"Bilerek yapıyorsun!" Diyerek suçu benim üzerime attığında suçumu kabul ederek cevap vermedim.
"Bak ne istersin? Sana da yapayım." Doktor stres ve üzüntüden uzak durmasını söylediği için mümkün olduğunca dikkat etmeye çalışıyordum. "Sarma, poğaça ister misin?"
"Ya, cidden mi?" Alya gülümseyerek ekrana daha fazla yaklaştığında başımı onaylar şekilde salladı. "Cansın sen can!"
"Sadece ne istiyorsan onu söyle yeter." Alya heyecanla oturduğu koltuğa uzanıp düşünmeye başladı. Gözlerini kısıp işaret parmağını dudaklarına götürdü. Bu haline sadece gülümsedim. Bir yandan ıslak kek yaptığım için de onun sosunu karıştırıyordum.
"Dereotlu poğaçan kesin de diğerini düşünüyorum." Hamileliğinin bir ayı boyunca benden sadece dereotlu poğaça istiyordu benden, bu kadar hamur yemek sağlıksız olduğu için ne kadar az yapmaya çalışsam da hep istiyordu. "Ya ıslak kek yapıyorsun, canım çekti."
"Tamam bebeğim, yaparım." Alya ona bebeğim denmesinden hoşlandığı için özellikle ona böyle sesleniyordum. "Ayrıca bu kadar hamur yemen sağlıklı değil." Diyerek devam ettiğimde Alya kaşlarını çattı. Dudaklarını tatlı olduğuna inandığı bir şekilde büzdü.
"Kocişkona yaparken hiç böyle demiyorsun, düşünmüyorsun." Sinirli mi yoksa kırgın mı anlayamadığım bir ses tonuyla konuştuğundan duygusunu anlayamamıştım. Açıkcası onu bu aralar anlayamıyordum. "Direkt beni sevmiyorsun!"
"Çünkü kocişkomdan fazla seviyorum seni." Diyerek krizi fırsata çevirdiğimde Alya genişçe gülümsedi. Bir tripten daha kurtulduğumu fark etmemle rahat bir nefes verdim. Erdem ile evleneceğime adından daha iyi bildiğini iddia ettiği için kocişkon, diyordu. "O yüzden düşünüyorum seni, sizi."
"Ay çok şımardım Aleeeev!" Uzatarak ciyakladığında sadece gülümsedim. Üstten Erdem'in görüştülü aramasının gözükmesiyle gülümsemem büyüdü. Kalbim özlemle daha hızlı atmaya başladığında Alya ile vedalaştım.
"Alya, Erdem görevden dönmüş olmalı ki beni arıyor. Sonra arayayım mı seni?" Alya başıyla beni onayladığında vedalaşıp telefonu kapattım. Erdem'in görüntülü aramasına tıklayıp heyecanla gülümsedim.
"Dünyalar güzeli sevgilim?" Erdem'in özlem içerdiği apacık belli olan sesini duymamla daha da gülümsedim. Kirli sakalları ve dağılmış saçları yakışıklılığından hiçbir şey götürmemişti. Erdem kameraya yaklaştığında devam etti. "Yine mutfakta gibisin, benim için mi?"
"Tabii ki senin için komutan. En sevdiklerini yetiştirmeye çalışıyorum." Küçük çocuklar gibi heyecanla gözleri parladı. Sağ yanağında çıkan gamzeyi hemen şu an öpmek istiyordum. "Ne zaman geleceksiniz?"
"Yarın akşam ancak gelebiliriz. Hatta sen uyuduktan sonra." Geç geleceklerini öğrenmemle omuzlarım düşmüştü. Özlemle yanıp tutuşuyordum. "Ancak gelir gelmez sana yazacağım, o yemekleri yemek için can atıyorum."
"Beni özlemedin yani?" Hafif trip atacakmış gibi yaklaştığımı fark ettiğinde başını hızlıca onaylamaz şekilde salladı.
"Ben dünyalar güzeli sevgilimi nasıl özlemem? Yoksa hiçbir heyecan vermezdi görevden dönmek." Gülümseyerek başımı omzuma yasladığımda Erdem de gülümsedi genişçe. "Çok seviyorum bitanem."
"Ben de seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mesaj|Texting
RomanceAlev Sönmez, 21 yaşındaki bir ilkokul öğretmenidir. Kuzenleriyle eğlenirken gelen can sıkıntısıyla tanımadığı bir adama yazar. Kuzenleri gittikten sonra engellemeyi planladığı adamı, içinden gelen sesten dolayı engelleyemez. Hatta yazmaya devam eder...