"Ne tepki vereceğimi bilemedim Alya! Gözümün içinde baka baka ölmedi, dedi adam!" Alya ile telefonda konuşurken bir yandan da kahvaltılıkları çıkarıyordum. Dün akşam neredeyse hiç uyuyamadığım için erkenden ev işlerini hallediyordum, temizliğin ardından şimdiyse kahvaltı masasını kuruyordum. "Altay bir de yanıma gelmek istiyormuş! Şaka gibi."
"Kafam durdu be Alev, sen o anda nasıl bu kadar sakin kaldın anlayamıyorum." Alya da bir yandan akşam için yemek hazırlıyordu, kocasının annesi ve babası ziyarete geliyordu. Alya da kayınvalidesine bayılırdı. Gelmelerine çok mutlu olmuş, erkenden hazırlığa başlamıştı. Derin bir nefes verdim, ne yapacaktım ben? "Bir de ona olan duygularından bahsedecektin, bu ayarsız çocuk iki saniye ağzını tutsaydı keşke de konuşsaydınız."
"Yok ya Alya, iyi oldu söylemediğim." Mırıldanırak konuştuğumda Alya'nın kaşları şaşkınlıkla havalandı. "Daha benden böyle büyük şeyleri gizleyen adam, benden nasıl hoşlanabilir?"
"Görev gereği söyleyemezdi, ona o konuda hak veriyorum." Kucakladığı unu masaya bırakırken elinin tersiyle alnını silip devam etti. "Bu konudaki tek hatası, herkesin farkında olduğunun bilip sana bir şey çaktırmaması."
"Zaten yanımda çok sakindi, o da büyük ihtimalle senin gibi düşünüyor." Zorlukla konuşabiliyordum, yorgun ve düşünceliydim. Bıkkınlıkla nefesimi verip birkaç tabak çıkardım. "Sence Altay ile konuşmalı mıyım?"
"Sonsuza kadar kaçacak değilsin Alev, bence konuşmalısın." Alya, her zaman mantıklı ve düşünerek konuşurdu. İçimden geçenleri dile getirirdi aslında. Başımı onaylar şekilde sallayıp telefonu yasladığım tezgaha yaslandım. Nasıl onunla konuşabileceğimi düşünüyordum. "Aklındaki soruların cevabını da almış olursun."
"İyi, konuşacağım." Diye mırıldandım kendi kendime. Zaten Ela abla ile iki gün önce konuşmuştuk, görevden geldiklerinde bir akşam yemeği yapacağını söylemişti. Annemler olduğu için gitmeyi düşünmüyordum ancak Ela abla annemlerle birlikte gelmemi istemişti. Uyandıklarında soracaktım. "Neyse ben de bizimkilerimi uyandırayım, kolay kalsın sana canımın içi."
-🩶-
"Anne, gitmek zorunda değiliz!" Anneme kahvaltıda teklifi söylemiştim, ilk başta çok hevesli görünmese de akşam olunca heyecanla hazırlanmaya başlamıştı. "Ela abla rica etti sadece."
"O kadar istemiş, gidelim hadi." Annem kolyesini takıp aynadan uzaklaştı. Babam ile abim evde kalıp maç izleyeceklerini söylemişler, gelmeyi reddetmişlerdi. "Hazırsan, çıkalım."
"Peki, çıkalım." Üzerimde gri bir eşofman ve siyah bir tişört vardı, çok da uğraşasım yoktu. Annem ise çok şık ve renkli giyinmişti, Ela abla ile tanışacağı için heyecanlıydı. Beraber odadan ayıldığımızda annem mutfaktan hazırladığı poğaçaları alıp yanıma geldi. Hızlıca ayakkabılarımızı giyip evden ayrıldık. Üst kat Ela ablanın eviydi, birkaç adım merdiven çıkıp kapının karşısında durdum. Zile basıp beklemeye başladık, birkaç saniye sonra kapı açıldı.
"Alev, hoş geldiniz." Ela abla gülümseyerek bana sarıldığında sıkıca sarıldım. Annem bakışlarını ikimizin arasında gezdirdiğinde Ela abla ile ayrıldık, Ela abla bakışlarını anneme çevirdi tanışmak adına. "Ela ben, Alev'in annesi olmalısınız."
"Evet, tanıştığımıza memnun oldum. Poğaçaları sizin için hazırladım, buyrun." Annem elindeki poğaça kabını uzattığında Ela abla gülümseyerek aldı, geriye çekildi içeriye girebilmemiz adına.
"Siz içeri geçin, ben de hemen geliyorum." Ayakkabılarımızı çıkarıp içeriye ilerlediğimizde bütün şaşkın bakışlar beni buldu, dünkü olaylardan haberleri var olmalıydı. Hemen tepkilerini düzeltip bakışlarımı anneme çevirdiler.
"Anne, seni arkadaşlarımla tanıştırayım. Deniz abi." Diyerek Deniz abiye yönelttim bakışlarımı. Deniz abi gülümseyerek annemle tanıştı, bu durum teker teker herkesle gerçekleştirdi. Altay'dan sonra sıra Erdem'e gelince durdum birkaç saniye. Bakışlarım Erdem'in gözlerine çevirdim, oldukça heyecanlı ve gergin gözüküyordu. Hızlıca ayağa kalktı. Elini öpüp başına koydu. "Erdem. İkimize çiçek alan arkadaşım."
"Tanıştığıma memnun oldum efendim." Annem gülümserken bir yandan da kendisinin iki katı olan adamı inceledi. Bense şaşkınlıkla ikisine bakıyordum, annemin tek gülümsediği kişiydi.
"Bana anne diyebilirsin, Erdem'cim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mesaj|Texting
RomansaAlev Sönmez, 21 yaşındaki bir ilkokul öğretmenidir. Kuzenleriyle eğlenirken gelen can sıkıntısıyla tanımadığı bir adama yazar. Kuzenleri gittikten sonra engellemeyi planladığı adamı, içinden gelen sesten dolayı engelleyemez. Hatta yazmaya devam eder...