24.BÖLÜM: BİLE BİLE YANMAK

32 1 0
                                    

Odadan çıkana kadar Asya'nın babasına olan sözlerini duyuyordum. Üstümden bir yük daha kalkmıştı. Kudret'in yaptığı tüm pis işler bomba etkisi yaratmıştı herkes de. Arabama binerek uzaklaştım. Gideceğim yer belliydi. Gizli evden içeri girdiğimde kapıda Yasemin karşıladı beni. Gözlerimin içine bakarak neler olduğunu çözmeye çalışıyordu.

''İyiyim sorun yok hadi içeri girelim. Dedem uyudu mu?''

'' Evet, sana kahve yapmamı ister misin?'' başımı evet anlamında salladım. Birkaç dakika sonra elinde kupalarla salona geldi.

Elindeki kupayı uzatıp '' Seni böyle gülümseten nedir?'' dedi.

'' Bir yükümden daha kurtulmanın sevinci diyelim.''

'' Ne kadar süre burada kalacağız Mira yanında olmak istiyorum bu şekilde kendimi işe yaramaz görüyorum.''

'' Sizin güvende olmanız benim için önemli olan. Seni ikinci kez kaybediyordum, bir kere daha olmasına izin vermem. Hem dedemin yanında senin olman en büyük güven.

" Hadi kalk uzun zamandır beraber yemek yapmıyoruz, şöyle güzel bir sofra hazırlayıp en güzel şarabımızı açarak hep birlikte yemek yiyelim.''

Yerimizden kalkarak mutfağın yolunu tuttuk. Bir kolumu boynuna dolayıp saçlarına öpücük kondurdum. Ne kadar Ateş'in ölü sandığı kardeşi olsa da o benim umudumdu. Beni bu bataklıkta çıkartan kız kardeşimdi.

İki saatlik hazırlıktan sonra güzel bir sofra hazırlamıştık. Tahir, dedem, Mira ve ben eski günlerdeki gibi eksikliklerle dolu bir sofradaydık. İçimizin burukluğu ile güzel bir yemek yemiştik. Güzel bir gecenin ardından uyumak için odalarımıza geçmiştik. Diğer geceler gibi huzursuz bir uyku geçirmiştim. Geçmişin acımasız dikenleri hala batıyordu.

Çalan telefonumun sesi ile yataktan kalktım. Ahmet abi acil Uçurum'da görüşmek istiyordu. Bir saat sonra Uçurum'dan içeri girdiğimde herkes oradaydı. Ateş sabah sabah içmeye başlamıştı. Onu her görüşümde kalbim özleminden yanıyordu.

'' Hayırdır sabah sabah hepiniz buradasınız. Evet Ahmet abi neden çağırdın beni.'' Dedim Ateşin karşısındaki koltuğa oturarak.

'' Hey barmen sert bir kahve alabilir miyim?'' Paketimden bir sigara çıkartıp yaktım.

'' Evet dinliyorum sizi.'' Umursamaz bir şekilde konuştum.

'' Küba'daki sevkiyatta sıkıntı çıkmış, Pablo görüşmek istiyor. Sadece seninle konuşmak istiyor.'' dedi Cenk.

Ateş'in küfrünü duyunca gözlerim ona kaydı. Oda bana bakıyordu. Ne cevap vereceğimi bekliyordu.

'' Sebep'' dedim. Egemen söze girdi.

'' İstediği silahların gönderdiklerimizin olmadığını söylüyor. Sevkiyatı bizzat ben hazırlayıp gönderdim. Herhangi bir yanlışlık olamaz. Derdi başka bir şey seninle görüşmek istemesinden belli.'' Dedi.
Kahvemden bir yudum alıp, Bakışlarımı Berk ile Kevin'a çevirdim.

'' Teklif eline ulaşmıştır. '' dedi Kevin

'' Emanet de istediğin kişiye teslim edildi.'' Dedi Berk

'' Umarım sınırların dışına çıkmamışsınızdır.'' Dedim. Diğerleri konuştuğumuz konuyu anlamaya çalışıyordu. İkisi de hayır anlamında başını salladı.

'' Yine ne yaptın '' diye bir soru yöneltti Ahmet abi.

'' Güzel şeyler.'' Dedim gülerek. Ateş hala konuşmamakta ısrarcıydı. Bu halim onu fazlası ile zorluyordu. Elim telefona gidip Sezen ve Cihan ile görüştüğüm özel telefonun numarasını tuşlayıp hoparlöre aldım. Birkaç çalıştıktan sonra telefon Cihan'ın sesi ile açıldı.

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin