Hastaneye geleli iki saat olmuştu. Kudret Bey hala ameliyattaydı. Ateş kapının önünde durmuş gözlerini bir an olsun ayırmıyordu. Onu bitik bir halde görmek kalbimde tarifi olmayan bir acı yaşatıyordu. Asya ve Gülsen hanımın gözyaşları bir türlü dinmiyordu. Ben ise onlardan biraz uzak da ayakta öylece dikiliyordum. Ayaklarım yanlarına gitmemek için adımlarımı bıçak gibi yere sabitlemişti. Yanımda bir gölge hissettiğimde başımı gelene çevirdim.
Berk gözlerime hüzünle bakıyordu. Bir şeyler olmuştu.'' Konuşmalıyız .'' diyerek arkasını dönüp yürüdü.
Son kez mavilerim Ateş'e döndü. Birkaç saniye baktıktan sonra Berk'i takip ettim. Hastaneden dışarı çıktığımda başımı kaldırıp derin bir nefes çektim. Birkaç adımdan sonra Berk'in karşısında durdum. Gözlerinde öyle bir ifade vardı ki konuşmak istemiyordu.
'' Büyük bir sorun var." Anlamsızca gözlerinin içine baktım. " Kudret Bey'i vuran dedenin silahı .'' dediği anda irkilerek dengemi kaybettim, kolunu uzatıp düşmemi engelledi.
'' Sen ne dediğinin farkında mısın ne demek dedemin silahı. O silah kayıp. Bu imkânsız. Saçma koca bir saçmalık bu söylediklerin.''
Yerimde duramıyordum duyduklarımdan sonra. Yine bir oyunun içindeydik.
'' Evet saçmalık ama sonuç bu. Kudret Bey'in vurulduğunu öğrendiğimiz an Büşra'yı olay yerine gönderdim, balistik raporunu incelemiş o da inanmamış ve suç aletini görmek için talep sunmuş. Sonuç dedenin silahı. Büşra acil senin ile görüşmek istiyor. Ne yapıyoruz şimdi. Diğerleri bunu öğrenirse olacakları biliyorsun.''
'' Kimse öğrenmeyecek Berk. '' dedim tıslarcasına. '' Bir yolunu bulacağım, Büşra'ya ben ulaşırım. Evden uzaklaşma. Her an tetikte olun birileri bizimle oynuyor ama bulacağım. '' dedikten sonra hastaneye geri girdim.
Ayaklarım gitme diyordu. Ateş'in yüzüne bakamamaktan korkuyordum. Önce tuvalete girdim. Çeşmeyi açıp soğuk suyu yüzüme birkaç defa çırptım. Ellerimi lavabonun kenarlarına dayayarak aynada kendime baktım. Gözlerimin içi yaşları akıtmadan ağlıyordu. Bitik bir haldeydim.
'' Şimdi sakinleş ve güçlü ol. Sen Mira Soykıransın kendine gel '' dedim yansımama. Son kez yüzüme bakıp ameliyathanenin yolunu tuttum. Ameliyathanenin önüne geldiğimde doktor çıkmış durumu anlatıyordu; ameliyat bitmiş olmalıydı yavaşça onlara doğru yürüdüm.
'' Hastamızı birazdan normal odaya alacağız. Kurşunu karın bölgesinden çıkardık, çok şükür iç organlara zarar vermemiş. İki gün gözetimimiz altında olacak. Geçmiş olsun..'' diyerek yanımızdan ayrıldı.
Ateş'in gözleri bana döndü. Çok donuk bakıyordu. Şuan onun hissettiklerini çözemiyordum.
'' Cenk eve götürsün sizi ben buradayım.'' Dedi.
'' Tamam olur; iyi misin ?'' .
Gözlerime baktı bir süre; '' İyiyim '' dedi sadece. Başımı sallamakla yetindim.
Ben, Buket ve Asya eve gelmiştik. Asya ağlamaktan göğsümde uyuya kalmıştı; onu yatak odasına yatırdıktan sonra Büşra'ya mesaj atıp her zaman buluştuğumuz yere gelmesini söyledim. Merdivenlerden aşağı inerken Buket mutfaktan çıkıyordu.
Gözlerini bana çevirip, '' Nereye'' diye sordu.'' Birkaç işim var gece yarısı dönerim. Çıktığımdan kimseye bahsetme Buket.'' Dedim
'' Ama Mira '' cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuşmaya devam ettim.
'' Uzun sürmeyecek Buket Asya'yı arada kontrol et, korumalar aşağıda kimseye kapıyı açma benim anahtarım var.'' Diyerek çıktım.
Şimdi korumaları atlatmam lazımdı. Sitede bulunan her apartmanın altındaki bodruma yönelip karşı yola çıktım. İlk gelen taksiyi çevirip adresi verdim. Kim bizimle böyle oynuyordu. Oyununu güzel kurmuştu. Taksicinin geldik abla demesi ile daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Parayı ödeyip indim. Karşımda duran bahçeli eve baktım bir süre. Bir dönem bu evde güzel anılarım vardı. Ta ki Okan ölene kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL
RomansaAşk nedir sizce? Aşkı anlatmak zordur. öyle bir yakar ki seni küle dönersin... sonra tekrar doğar ve aynı sekilde devam edersin. .. Mira yağışlı bir havada evine gitmek isterken karşısına Ateş çıkar ve aşk onları öle bir kavurur ki, yaşad...