Evet buraya küçük bir alıntı bırakalım. Üçüncü bölüm yazmaya devam canlar. Büyük ihtimal haftaya sizlerle olur. Sizleri seviyorum. Umarım alıntıyı beğenirsiniz ve olaylar olaylar üçüncü bölümde.
Bir anda gözlerimi açtım, yataktan fırlayarak odadan çıktım. Koşarak aşağı indim. Beni nereye getirdiğini bilmiyordum. En son Sarp beylerin evinin yandığını, Ateşin beni durdurmaya çalıştığını hatırlıyordum. Onların yanına gitmeliydim. Ölmüş olamazlardı. Dış kapıyı açmaya çalışıyordum ama kapı bir türlü açılmıyordu. ‘’Açılsana lanet açıl’’ arkamda onun olduğunu hissedince yüzümü çevirip bağırmaya başladım ve üzerine atladım.
‘’Lanet herif hepsi senin suçun senin yüzünden öldüler. Sen karşıma çıkıp hayatıma dahil olmasaydın onlar şimdi yaşıyordu. Seni kendi ellerimle öldüreceğim. Duydun mu beni.’’ Hem vuruyor hem bağırarak konuşuyordum. Ateş yerinden kıpırdamadı öfkesini kusmasını bekledi öylece.
‘’Senin yüzünden, sen öldürdün, sen yaptın’’ Sürekli aynı cümleleri tekrarlıyordum. Vurmayı keserek yere çöktüm kollarımı bacaklarımın etrafına sararak karşı duvara bakışlarımı sabitledim. Ateş yanımdan çekilip evden dışarı çıktı. Ne kadar süre o şekilde durduğumu bilmiyordum, kapının açılma sesini duyduğumda yavaşça ayağa kalkıp merdivenlere yöneldim. Gelenin o olduğunu biliyordum. Yüzünü görmeye tahammülüm yoktu merdivenleri çıkıp kaldığım odaya geçtim. Işığı açık bırakarak yatak da cenin pozisyonu aldığımda gözyaşlarım tekrar akmaya başladı. Ağlaya ağlaya uyuya kalmıştım.
Yine bir kabusla uyandım, saat sabahın altısıydı. Pencereyi açarak nefes almaya çalıştım. Yine bir atağın eşiğindeydim. Sessizce aşağı kata indim. Çantamı bulmalıydım, ilacıma ve sigaraya ihtiyacım vardı. Etrafa göz gezdirirken, şöminenin yanında bulunan koltukta Ateşin uyuduğunu gördüm. Sol elini alnına dayamış uyuyordu. Ona bakmayı kesip çantamı aramaya başladım. Mutfağa geçtiğimde masada olduğunu görerek ilacımı ve sigaramı alıp dışarı attım kendimi. Kapı açıktı bu sefer. Suya ihtiyaç duymadan ilacı ağzıma atarak yuttum. Dışarı çıktığımda bir kaç koruma etrafı gözlüyordu. Bana izin vermeyeceklerini sandım ama öyle olmadı. Bana bakmıyorlardı bile.
Ses duyması ile Ateş yerinden kalkarak pencerenin önüne geldi ve Mirayı elinde sigarasını almış ağacın orda otururken gördü. Yalnız kalması gerektiğin bildiği için mutfağa geçerek kahve suyu koydu. Bir şeyler yemek içinde iki tane sandviç hazırladı. Masaya hazırladıklarını yerleştirirken Mira içeri giriyordu.
Merdivenlere yöneldiğini gördüğünde; ‘’Açsın bir şeyler hazırladım gel hadi ‘’ dedi. Mira onu duymamazlıktan gelerek çıkmaya devam etti. Ateş merdivenin başına geçip konuşmaya başladı. Miranın adımları bıçak gibi kesildi söyleyeceklerini duymak istedi.
''Mira, sana söz veriyorum onları kimin öldürdüğünü bulacağım ve canlarını kendi ellerimle alacağım.’ Sana söz veriyorum.’’
Yüzümde sahte bir tebessüm oluştu ve tek bir cümle kurdum. ‘’Sen beni bir kez daha kimsesiz bıraktın’’ dedim ve son basamağı da çıkıp odaya geçtim.
Ateş duyduğu cümle ile kalbine bıçak saplandığını hissetti. Bunu duymayı beklemiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL
RomansaAşk nedir sizce? Aşkı anlatmak zordur. öyle bir yakar ki seni küle dönersin... sonra tekrar doğar ve aynı sekilde devam edersin. .. Mira yağışlı bir havada evine gitmek isterken karşısına Ateş çıkar ve aşk onları öle bir kavurur ki, yaşad...