3. Bölüm: ACI

180 37 121
                                    

ATEŞ..

Mira'yı kucakladığım gibi arabaya yürüdüm. O sırada polis sirenlerinin sesi geliyordu, vakit kaybetmeden arka kapıyı açarak Mira'yı koltuğa yatırıp hemen sürücü koltuğuna geçtim. Gözlerim bir Miraya bir yola gidip geliyordu. Elime telefonu alarak Cenk'in numarasını tuşladım. Telefonun açılması ile;

''Cenk bunu kimin yaptığını bulacaksın duydun mu beni Cenk.''

''Tamam abi, sakin ol bulacağız merak etme.

''Bana sakin ol deme nasıl ya nasıl hala aklım almıyor böyle bir şeyi, planlı yapılmış Cenk. Bizden başka kimse bilmemesine rağmen nasıl öğrendiler. Kız açık hedef oldu anlıyor musun.''

Ateş'in öfkesi dinmiyordu. Cenk sormaktan korksa da ''Mira nasıl'' dedi.

''Bayıldı. Dağ evine geçiyorum ben burası sende. Amcamların evinin koruma sayısını arttır. Asya'nın peşindeki adamları da arttır. Mekana Burak'ı gönder. Kuş uçmayacak Cenk. Bunu yapanı bulacaksın bana...'' Hiç durmadan dağ evine sürdü.

MİRA..

Bir anda gözlerimi açtım, yataktan fırlayarak odadan çıktım. Koşarak aşağı indim. Beni nereye getirdiğini bilmiyordum. En son Sarp beylerin evinin yandığını, Ateşin beni durdurmaya çalıştığını hatırlıyordum. Onların yanına gitmeliydim. Ölmüş olamazlardı. Dış kapıyı açmaya çalışıyordum ama kapı bir türlü açılmıyordu. ''Açılsana lanet açıl'' arkamda onun olduğunu hissedince yüzümü çevirip bağırmaya başladım ve üzerine atladım.

''Lanet herif hepsi senin suçun senin yüzünden öldüler. Sen karşıma çıkıp hayatıma dahil olmasaydın onlar şimdi yaşıyordu. Seni kendi ellerimle öldüreceğim. Duydun mu beni.'' Hem vuruyor hem bağırarak konuşuyordum. Ateş yerinden kıpırdamadan duruyor bütün öfkemi kusmamı bekliyordu öylece.

''Senin yüzünden, sen öldürdün, sen yaptın'' Sürekli aynı cümleleri tekrarlıyordum.

Vurmayı keserek yere çöktüm kollarımı bacaklarımın etrafına sararak bakışlarımı karşı duvara sabitledim. Ateş yanımdan geçerek evden dışarı çıktı. Ne kadar süre o şekilde durduğumu bilmiyordum, kapının açılma sesini duyduğumda yavaşça ayağa kalkıp merdivenlere yöneldim. Gelenin o olduğunu biliyordum. Yüzünü görmeye tahammülüm yoktu merdivenleri çıkıp kaldığım odaya geçtim. Işığı açık bırakarak yatak da cenin pozisyonu aldım. Gözyaşlarım tekrar akmaya başlamıştı bile. Ağlaya ağlaya bir süre sonra uyuya teslim oldum.

Yine bir kabusla uyandım, saat sabahın altısıydı. Pencereyi açarak nefes almaya çalıştım. Yine bir atağın eşiğindeydim. Sessizce aşağı kata indim. Çantamı bulmalıydım, ilacıma ve sigaraya ihtiyacım vardı. Etrafa göz gezdirirken, şöminenin yanında bulunan koltukta Ateşin uyuduğunu gördüm. Sol elini alnına dayamış uyuyordu. Ona bakmayı kesip çantamı aramaya başladım. Mutfağa geçtiğimde; masada olduğunu görerek ilacımı ve sigaramı alıp dışarı attım kendimi. Kapı açıktı bu sefer. Suya ihtiyaç duymadan ilacı ağzıma atıp yuttum. Dışarı çıktığımda bir kaç koruma etrafı gözlüyordu. Bana izin vermeyeceklerini sandım ama öyle olmadı. Bana bakmıyorlardı bile.

İçeri geçtiğimde Ateş mutfaktan çıkarak karşımda durdu. Yüzümü çevirip merdivenlere yöneldim. Onu görmek istemiyordum. Varlığı bile nefretimi arttırıyordu. Konuşmaya başladı.

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin