'' Çıldırmışsın sen, evlenmek ne demek Ateş. Bana hiçbir açıklama yapmadan hayatıma yön vermenden nefret ediyorum.'' dedim. Elleri cebinde karşımda öylece duruyordu. Sessizliği beni delirtiyordu. '' Anlaşıldı senin bana açıklama yapacağın yok'' yanından geçmek için adım atmıştım ki kolumdan tutup beni durdurdu.
'' Sadece güvenmeni istiyorum, unutma ki bir anlaşmamız var ben ne istersem o olacak.'' gülerek başımı salladım.
'' Dün gece beni korumak isteyen adam şimdi bunu mu söylüyor, üzgünüm avcı olduğunu unutmuşum.'' Kolumu elinden çekip, kapıyı çarparak odadan çıktım. Çantamı alıp dışarı attım kendimi. Sitenin dışına çıktığımda arabayla koruma takip ediyordu, attığım her adımdan gittiğim her yerden haberi vardı Ateş Beyin. Tahammülüm kalmamış gibi hissediyordum. Öylece bu düşüncelerle boğuşurken ayaklarım beni mezarlığa götürdü. Selin'in mezarının başına oturdum.
'' Sizleri çok özledim. Neden normal bir hayat yaşayamıyorum. Keşke sizinle beraber o evde ben de yok olsaydım.'' Telefonumun sesi bir anda mezarlıkta yankılandı. Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip cevap verdim.
'' Efendim''
'' Sevgilim''
'' Yağız'' oturduğum yerden doğruldum. Korku yine ensemdeydi.
'' Evet benim özledin beni değil mi. Yine çok güzelsin. Etrafında korumanın olması ne kadar kötü.'' Gözlerim mezarlığın etrafında geziniyordu. Buradaydı.
'' Şuan yanına gelemiyorum ancak merak etme seni Ateş'in elinden kurtaracağım beraber buradan gideceğiz bekle beni sevgilim.'' Diyerek telefonu kapattı. Hızlı hızlı nefesler alıyordum. Korumanın yanıma yaklaştığını görünce bir şey belli etmemek için kendimi toparlamaya çalıştım.
'' İyi misiniz Mira Hanım.''
'' Evet sorun yok, gidebiliriz.''
'' Buyurun lütfen araç bu tarafta.'' Sorgulamadan arabaya bindim. Arka koltuğa başımı yaslayıp dışarıda koşuşturan insanları izledim. Bir süre ilerledikten sonra arabanın savrulması ile ön koltuğa başımı çarptım.
'' Neler oluyor kim bunlar '' önümüze arabanın kırmasıyla adının Mert olduğunu hatırladığım koruma ani frenle durdu. Belinden silahını çıkartarak bana döndü. '' Korkmayın lütfen hiçbir şey olmayacak.'' dedi. Başımı sallamakla yetindim. Karşı arabadan üç tane adam bize doğru geliyordu. Mert hızlıca arabadan indi. Bir an ne yapacağımı bilemedim ama onu orada bırakamazdım doğru olan arabadan inmekti.
'' Kimsiniz çekilin." dedi.
'' Zorluk çıkartmadan kızı bize ver yoksa ölürsün'' dedi adamlardan biri..
'' Mert'' dedim.
'' Sorun yok Mira Hanım lütfen arabaya geçin arkadaşlarda gidiyordu.'' Adamlardan bir tanesi Mert'e doğru silahını doğrulttu. Bir şeyler yapmalıydım. Bir kez daha birisinin ölmesini görmeye dayanamazdım. Mert'in önüne geçerek konuştum.
'' Durun sizinle geleceğim ama ona zarar vermeden gitmesine izin vereceksiniz.'' Mert kolumu tuttu.
'' Ne yapıyorsunuz Mira Hanım sizi bırakmam. Ölürüm ama onlarla gitmenize izin vermem. Lütfen arabaya geçin.'' Elimi elinin üstüne koyup Mert'in gözlerinin içine baktım. Simsiyah gözleri kararlı korkusuz bana ona güvenmemi söylüyordu adeta. Ama risk alamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL
RomansaAşk nedir sizce? Aşkı anlatmak zordur. öyle bir yakar ki seni küle dönersin... sonra tekrar doğar ve aynı sekilde devam edersin. .. Mira yağışlı bir havada evine gitmek isterken karşısına Ateş çıkar ve aşk onları öle bir kavurur ki, yaşad...