12. BÖLÜM: KORKU

64 12 23
                                    

ATEŞ...

Cenk ile uçurumdaki ofisteydik. Asya ile ilgili hala bir şey bulamamıştık. Masa da bulunan herkesi tek tek sorguya çekmeme rağmen kimsenin bu iş ile alakası yoktu.

Cüneyt Üzer ise hala masa da yerini almamıştı. Aklı sıra bana meydan okuyordu. Elime içkimi alıp, aşağıda içenleri izlemeye başladım.

''Biz bu orospu çocuğunu nasıl bulamıyoruz aklım almıyor, Mira'ya sordum. Ne bir mesaj ne bir arama yapmış. Çıldırmak üzereyim.''

Cenk'e cevap vereceğim esnada masada duran telefonum çalmaya başladı. O an nefes alamadım ve dudaklarımdan Mira'nın ismi döküldü. Cenk de benim gibi telaşla ayağa kalktı. Arayan amcamdı. Vakit kaybetmeden telefonu cevapladım.

'' Amca.'' Duyduklarım nefesimi kesmişti. Bir elimi masanın üzerine koydum. Ayakta zor duruyordum. Bunu yapmış olamazdı. Kendini feda etmemişti. Yanlış duymuştum.

Telefonun kapanan sesini duyduğum an duvara fırlattım. Tüm odayı dağıttım elime ne geçiyorsa fırlatıyordum. Cenk hiç müdahale etmeden izliyordu.

'' MİRAAAAAAAA.'' diye bağırdım. Geçmiyordu bu his geçmiyordu.

'' Ne oldu amcan ne dedi. Konuşsana Ateş.''

'' Kendini feda etmiş Asya'yı onun elinden almak için kendini feda etmiş."

Hızla ona doğru yürüyüp iki kolundan sarsarak konuştum.

''Ve benim amcam bana söylemeden, anlatmadan Mira'yı Yağıza'a götürmüş. Olan bu anladın mı olan bu. ''

Arkamı döndüğüm gibi elimi duvara geçirdim. Beynim durmuştu. Düşünemiyordum. Cenk arkamda bir şeyler söylüyordu. Kafamı duvara dayadım. Kulaklarımda ki çınlama tüm bedenime etki ediyordu. Elimin acısı bu içimdeki yangının yanında ne olabilirdi ki.. Yıllar sonra ilk kez gözümden bir yaş düştü. Onu kaybetmiştim. Derin bir nefes alarak Cenk'e baktım.

'' Topla tüm adamları İstanbul çıkışında olan bir ormana getirmişler Asya'yı oradan almış amcam. Umarım geç kalmayız.'' Cenk de benim gibi şoktaydı.

Hızla arabalara binip yola çıktık. Direksiyonu o kadar çok sıkıyordum ki ellerim beyazlaşmıştı. Hız sınırlarını zaten aşmıştım. Yaklaştıkça onu kaybettiğimi daha çok hissediyordum. Bunu yapmasının bedeli ağır olacaktı.

Amcamın söylediği yere geldiğimizde hava kararıyordu. Geç kalmıştım geç. Ona da çok kızgındım, bulduğum zaman evden çıkmasına asla izin vermeyecektim. Aklımın bir oyunuydu sanki tüm bu yaşananlar. İlk kez korkuyor ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Tüm adamlar karşımdaydı.

'' Her yeri didik didik arayacaksınız ev, depo, ahır ne bulunursa bakılacak. Bir iz bulmadan buradan gitmek yok. Anlaşılmayan bir şey. ''

Hepsi aynı anda evet anlamında başını salladı. '' Dağılın şimdi.''

Yaklaşık üç saat sonra bir eve geldik ama boştu. Çoktan gitmişlerdi. Bulamayacağımı kabullendiğime göre artık hesaplaşma zamanıydı.

Amcamın evine geldiğimizde Asya'nın bağırtıları dışarıdan duyuluyordu. Hızla içeri salona geçtim.

'' Bunu nasıl yaparsın baba nasıl hala aklım almıyor. Sen ne zaman bu kadar gaddar oldun. Bu nefretin kime. Ya onun başına neler gelebileceğini biliyor musun.'' diyordu.

Çıldırmış gibiydi Asya amcamın göğsüne vurarak hem ağlıyor hem konuşuyordu. Yengemde perişandı kızı gelmişti ancak Mira yoktu. Yengem Mira'yı kızı gibi kabullenmişti. Amcamın gözleri bana kayınca Asya arkasını döndü. Beni görmesi ile boynuma atladı.

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin