BÖLÜM-2

275 12 4
                                    

Üstümü değiştirdim ve aşağıya indim.
Aşağıda irfan ve İsmail PES atıyorlardı, abim,Şahin ve Halil galiba mutfaktaydılar çünkü salonda görünmüyorlardı ve mutfaktan tabak çanak sesi geliyordu. Nihal ise Barış'a gıcık almış, sinirli bir şekilde bakıyordu. Eylül ise Kerem'le konuşuyorlardı. Ben Kerem'i gördüğümde ilk olarak merdivende donmuştum kalbim aynı ritim bozukluğu ile tekrardan hızlı hızlı çarpmaya başladı. Eylül beni fark etmiş olacak ki onun sesi ile kendime geldim.

E; Kuzum orada durmasana gel yanımıza

Eylül'ün sesi ile Kerem'de bana döndü

O bakınca daha çok tedirgin oldum galiba soğuk soğuk terliyordum.
Kerem bana bakıp o muhteşem gülüşünü sergiledi ama oda titriyordu neden? Neden titriyordu?

Kendime gelip yaklaştım ve Eylül'ün yanına oturdum

Kerem'in bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum hâlâ o an çok tedirgindim nedenini bilmiyordum ama çok gergindim ister istemez getirmiştim yerime oturduğunda Kerem'e kısa bir bakış atmıştım ve oda hâlâ bana bakıyordu galiba benim baktığımı fark etmişti çünkü gözlerini kaçırıyordu.

E; Ee Kerem zor olmuyor mu futboll?

K; Yani her işin bir zorluğu var.

E; Evet ya mesela Zeynep'e şaşıyorum yani nasıl beceriyor onu diyeceğim ama genimizde var napalım şimdi?

K; Benim bildiğim mert abinin başka kardeşi yok

E; Kuzeniz biz

K; Anladım

Ortam bir anda sesizleşmisti, bende telefona gömülmüş istegramda geziniyordum ki taki o sese kadar o samimi, yumuşak, nazik, kibar ses ciğerimi deliveren o ses...

Ona doğru döndüm

K; Zeynep sen kaç yaşındasın?

Z; 23 yaşındayım. Sen?

K; 25 yaşındayım. Daha önce seni hiç görmemiştim yani Mert abinin bir kardeşi olduğunu bilmiyordum

Tebessümle

Z; şey yani ben fazla göz önünde bulunmam ama ara ara haberlerim çıkar yani zaten az kişi biliyor onuda.

K; Anladım... Ee sen hangi işi yapıyordun?

Bir anda kopan kahkaha ile sıçramıştım.Hepimiz kahkahanın kaynağı yani Nihal'e döndüğünde hala gülüyordu.

N; Ne o Kerem pek bir merak ettin ?

Hâlâ gülüyordu buna eşlik etden Eylül ve Barış olmuştu.

Z; Ben tercümanım şuanda

K; Zor olsa gerek hangi dilleri biliyorsun?

Z; İngilizce, İspanyolca, Portekizce, Arapça, Almanca, Fransızca, Çince biliyorum.

Kerem şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Bende bu haline gülüyordum.

K; Yetenekli olduğun belliydi ama bu kadar çok olduğunu bilmiyordum gerçekten. Zor olmuyor mu diller?

Z; Her işin bir zorluğu vardır.

Dediğim şeye gulumseyerek bana bakıyordu. Çok derin bakıyordu büyük ihtimalle bende onad öyle bakıyordum. Öksürük sesiyle kendimize geldik.

E; Ee hadi kalkın yardımcı olalım sofrayı kurmalarına

N; Off niye ben ya

Z; Nazlanmada kalk

Mutfağa geçtiğimizde yemek hazırlıyorlar dı az kalmıştı. Abim bize dönüp

KADERİMSİN AKTÜRKOĞLU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin