KADERİMSİN AKTÜRKOĞLU

BÖLÜM-20

Kerem büyük bir şekilde yutkundu. Bu soruyu beklemiyordu. Belliydi.
Yanakları yanmaya başlamıştı.

B; Ya oğlum söylesene biz senin kardeşim dediğin insanlarız.

Kerem barış ve Halil'in karşısına oturmuştu.

H; Şimdi sen bu kızı seviyor musun ?

Kafa sallamıştı Kerem

H; Oğlum kafa sallama açık açık anlat.

Kerem bir an düşündü. Onlardan neden utanıyorduki.  Kerem derin bir nefes aldı. Ve gözlerini yumdu.

K; Abi ben onu eskiden belle seviyordum. Ya küçükken ben o küçük kalbime onu yazmıştım. Ondan sonrada kimse olmiyacak diyede kendime söz vermiştim. Sonra beni bırakıp gitti. Anlamadan dinlemeden... Sadece gitti... Bana bir vedayı çok gördü...

Derin bir nefes aldım.  Nefes almakta zorlandığımı fark ettim. Gözlerim dolmuştu. Hemen devam ettim.

K; Yıllar sonra karşıma çıktı. Kaderim oldu. Ben onu ne kadar çok sevdiğimi tekrar anladım. Şuanda her şeyden çok seviyorum. Eskisinden emin ol ki bin kat daha fazla seviyorum...

Kerem derim bir iç çekip konuşmaya devam etti.

K; O yeşil gözleri ben onun o gözleri için dünyayı karşıma alırım.

Kerem burnunu çekip devam etti

K; Dudakları, saçları, kirpikleri, kasları, yanakları, fiziği, kalbi...

Kerem ekleriyle yüzünü kapattı. Sevdiği kadın evlenecekti. Başkasıyla...

Halil ve barış kerem'in iki yanına oturup sırtını sıvazlamaya destek olmaya başladılar.

B; Kardeşim ne desem bilmiyorum.

K; Abi kendinizi benim yerime katın, katın yahu. Nihal ve Eylül başkalarıyla evleniyorlar. Düşünün ne yapardınız?

İkiside ciddileşmişti şimdi daha net anlamışlardı kerem'in durumunu.

Barış ve Halil bir anda Kerem'e döndüler.

B; kardeşim sen bu kızın evlenmesini istemiyorsun değil mi?

K; Barış kardeşim salak mısın acep?

H; İstemiyorsun

B; Tamam. Sen o işi bana bırak.

Kerem bir anda dikleşerek barışa döndü.

K; Nasıl?

B; Ya kankam sen o işi bana bırak. Şuan senin önünde toplam 3 hafta var. İyi düşün bak. Bu kızı kimseye verme yâr etme.

K; Kardeşim tamam da o beni seviyor mudur?

B; Sana olan bakışlarını görmedin mi? Olum kızın kalbi senin yanındayken maraton koşuyor. Ben duydum valla. Olum kızın gözünün içi parlıyor. Görmüyor musun?

Haklı mıydı acaba? Ama bende aynıydım. Onu görünce. Bir anda duyduğumla hızla kafamı kaldırdım.

H; Yani eylül'den bir kaç şey biliyorum.

Hemen Halil'e döndüm

K; Ne ne biliyorsun kardeşim?

H; Bu kız evlenmek istemiyor. Birde senin onu sevmediğini düşünüyor. Nihal demiş seni seviyor diye ama o  senin onu sevebilecegine inanmıyormuş.

K; Neden? Ben çok mu kötüyüm?

İkiside ellerini anıllarına vurdular ve bana " salak mısın? " Der gibi baktılar.