Selaam yine yeni bir hikaye ile yazmaya devamm. Bu hikaye hakkında pek emin değilim açıkçası ama yine de yazmak istiyorum umarım seversinizzz 💋💋
Vote vermeyi unutmayın ☺️😻
______________________________________Hikaye Açıklaması~
•Eğer o gün o kolye düşmeseydi, o yarasa orada olmasaydı... Her şey farklı olabilir miydi? Aynalar, camlar, su ve yansımamı gösteren her şeyden bu kadar korkacağımı nereden bilebilirdim? Yardım edecek birisine ihtiyacım var, benim gibi olan birisine...
•O benim için canını bile verecek kadar cesurken, ben onu sevdiğim halde ondan ürkecek, yardım çığlığı atamayacak kadar korkaktım,
•Yeni yerlerden nefret etmemin ve korkmamın en büyük sebebi, orayı ve oradakileri tanımıyor olmam. Zaten, insan bilmediği şeyden korkmaz mı? Ama, ben artık neyim, onu bile bilmiyorum...
°Bu Hikayede Teen Wolf Filminde Benzer Olan Şeyler Vardır°
İyi okumalarr~
______________________________________
Genelde benim için gerici olan günlerde havanın kötü olmasından nefret ediyorum. Zaten moralim bozukken bir de kötü hava içine iyice sıçmayı başarıyordu, her zaman hemde. Sanki gökyüzü o günün benim için önemli olduğunu biliyor ve daha da çok kötüleştiriyordu.
Belki bugün önemli bir gün olmasaydı şuan yağmuru sevebilirdim. Yağmuru severdim çünkü. Ama böyle zamanlarda değil.
Yeni başlangıçlardan ve yeni adımlardan nefret ederdim, hâlâ da öyle. Çünkü yeni adımlarda hiç iyi değilim. Ama yine ve yine yeni bir adım gerekiyor benim için. Yeni bir şehir, yeni bir kasaba, yeni bir ev, yeni bir okul ve yeni insanlar... Hah, belki de yeni arkadaşlar. Ailem sayesinde hiçbir zaman çok dışa dönük bir genç olamamıştım. Üvey ailem.
Evet, çok küçük yaşta ailemi kaybetmemin sonucunda 11 yaşıma kadar yurtta kalmıştım. Ve daha sonra şuan ailem olan insanlar beni o yaşımda evlatlık almış, 17 yaşıma kadar da bana bakışlardı, hâlâ öyleydi bu. 6 yıldır onlar benim üvey ailemdi. Sürekli üvey diyorum çünkü nedensizce hiçbir zaman onları gerçek ailem olarak görmemiştim. Tek çocuktum. Annem Madison ve babam Lores'ın dediğine göre onların hiçbir zaman çocukları olmamış. Ve bu yüzden de bir çocuk evlat edinmişler; yani beni. Onlardan şikayetçi değildim ve kötü birileri olduklarını düşünmüyordum da. Sadece, çok meşgullerdi. Zamanları olduğunda her ne kadar benimle ilgilenseler bile bu çok kısa bir süre oluyordu. Yine de onları suçlayabilir miydim?
Yeni konusuna gelirsek; ailem sürekli olarak şehir değiştirmek zorunda kalıyordu ve bende öyle tabii. Bu gerçekten zordu çünkü her seferinde tam yeni okuluma alışmışken birden tekrar başka, yabancı bir yere gitmek ve oraya da tam alışamadan tekrar gitmek.... Zordu. Ailem bunun son gidişimiz olduğunu, artık başka yere gitmeyeceğimizi söylemişti ve bunun gerçek olmasını umuyordum çünkü artık yorulmuştum.
Burası Amerika'da, adını bilmediğim bir kasabaydı ve şehre çok yakındı. Kasaba dediğime bakmayın, çünkü gerçekten fazla insan vardı, herkesin birbirini tanıyamayacağı kadar hemde. Ayrıca sokaklardaki evler villa gibiydi ve yan yanaydı. Tabii zenginler için daha ayrı yerlerde, daha büyük ve daha lüks evler de vardı. Ayrıca ormanlar da vardı, cidden büyük ormanlar...
Ve yeni okulum... Neredeyse herkesin arabayla sadece bir kaç dakikayla gidebileceği bir yakınlıkta olan, ayrıca tam 5 kattan oluşan ve oldukça da büyük olan yeni okulum. Francisco Duppon Lisesi. Genelde böyle güzel ve büyük liselerde zorbalar çok olurdu. Hiç sevmem ama zorbaları zorbalamak da ayrı bir zevktir. Hiçbir zaman zorbalanmaya müsait, kendine güvenmeyen ezik bir kız olmamıştım, bu yüzden benim için sorun yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•THE NOGITSUNE•
Fiksi Remaja•Eğer o gün o kolye düşmeseydi, o yarasa orada olmasaydı... Her şey farklı olabilir miydi? Aynalar, camlar, su ve yansımamı gösteren her şeyden bu kadar korkacağımı nereden bilebilirdim? Yardım edecek birisine ihtiyacım var, benim gibi olan birisine...