Koş Ve Uzağa Git

18 2 8
                                    

"Hadi, daha hızlı!"

Dördümüz hızla alt kata koşarken depoya neredeyse varmıştık. Evet, adam kendi anahtarını almış olabilirdi, ama yedek anahtar da bizdeydi.

Depoya ulaştığımızda Tom hızla elindeki anahtarla kapıyı açtı ve hepimiz içeri girdik. Buradan sonunda kaçacaktık. Liam hemen eliyle ileriyi gösterdi,

"Bakın, şurada duvara asılmış bir halı var, onu indirin ve bir kapı çıkacak. Sonra koridor boyunca dümdüz koşacağız, ve yukarı çıkan kapağa ulaşacağız."

Ben kapıyı kapatırken Tom ve Stiles da hemen halıya koştu ve indirdiler. Gerçekten de bir kapı çıkmıştı ve buradan kurtulmak istiyordum, çünkü aşırı fazla toz vardı ve artık öksürmeye başlayacaktım.

Kapı direkt açılınca Tom ve Stiles'ın arkasından biz de koridora girdik. Duvarlarda yosun vardı ve buradaki koku midemi alt üst etmişti. Uzun olduğu için bir süre koştuk. En sonunda yukarıdaki kapağa çıkan merdiven göründüğünde sevindim. En öndeki Stiles merdivenlere baktı.

"Hadisene Stiles!" dedi Liam. Ama Stiles yukarı çıkmak için herhangi bir harekette bulunmadı ve bunun nedenini Liam dışında Tom ve ben çok iyi biliyorduk. Stiles'ın dudağının kenarı yavaşça yukarı kıvrılınca emin olmuştum. Liam kaşlarını çattı,

"Ne oluyor? Neden çıkmıyor?" dedi bize. Tom sessizce küfür etti,

"O Stiles değil de ondan." Liam anlamaz bir şekilde şaşkınca Tom'a bakarken Stiles merdivenden uzaklaşıp bir kaç adım attı bize doğru. Onun en yakınındaki ben olduğum için bir kaç adım geri gittim. Tekrar bıçaklanmak istemezdim.

"Doğru. Ve açıkçası, buradan çıkmak gibi bir amacım yok. Yada sizin gitmenize izin vermek gibi bir niyetim de yok." Stiles'ın buz gibi sesi odada yankılanırken ona baktım. Şimdi ne yapacaktık? Tom'a baktım. Arkasında tuttuğu bir şey olduğunu fark etmem çok uzun sürmedi.

"Ne istiyorsun bizden? Ne demek sen Stiles değilsin?" Liam'ın şok olmuş sesi buna inanmak için geçerli bir sebep arıyor gibiydi. Haklıydı da. Stiles başını yana eğerek ona baktı,

"Ah, sen Liam olmalısın. Saf çocuk. Ben Kitsuneyim, kötü ruh. Ben acı, katliam, kötü düşünceler, şiddet istiyorum çünkü bana güç veren şey bu. Ve bunu en çok da sizi öldürerek ya da zarar vererek kazanabilirim. Ne hoş." Liam hızlı hızlı nefes alıp verirken muhtemelen şuan burada bizimle olduğu için kendinden nefret ediyordu.

"Çok hoşmuş ya," diye mırıldandı Liam ama Stiles'ın ona attığı bakışı görünce sustu. Pardon, Kitsue'nin.

Bir şeyler yapmak için yollar ararken Stiles, konuşmaya devam etti, "Aslında, Stiles'ın bedeninin bu iş için en iyisi olduğunu düşünmüştüm. Ama belki yeni şeyler denemek çok daha iyi olabilir," derken Tom'a baktığını görünce gerildim. Gerildiğimi hissedince sırıtarak bana döndü,

"Ne dersin Aurie? Sence onun bedenini kontrol etsem çok da fena olmaz mı?"

"Sakın." Dedim sinirle ama ona ne yapabilirdim ki? Tom o an elindeki tuttuğu metali ona hızla fırlattığında Stiles, son anda kurtuldu. Bu sefer yüzü ciddi bir hal almıştı,

"Bunu kesinlikle deneyeceğim."

Bir kaç saniye sonra Tom, sanki başına korkunç bir ağrı girmiş gibi acıyla başını tuttu. Kitsune onun zihnine girmeye çalışıyordu.

Liam, "Ne oluyor ona?" diye korkuyla sorduğunda Tom'un elleri titremeye başlamıştı, "Buna engel olamıyorum!" diye bağırdı bir anda. Hızla yanına gelip ellerini tutmaya çalıştım,

•THE NOGITSUNE•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin