İçeri Al

18 2 7
                                    

Odadan çıkma zamanım olunca hemen Stiles ve Tom'un yanına geldim. Birlikte bahçeye çıkarken olanlardan bahsetmedim. Stiles'ın oda arkadaşı yoktu.

Bahçede ilerlerken bir çocuk yanımıza geldi. Uzun boylu, mavi gözlü ve sarışın bir çocuktu. Sanırım Stiles da benim gibi onu tanımıyordu. Çocuk Tom'a bir şeyler dedi. Ve bizi fark edince durdu,

"Ah, ben Tom'un oda arkadaşıyım da. Adım Liam bu arada." Sıcak bir şekilde gülümsedi ve devam etti, "Size de bahsetmem gereken bir şey var. Bu yüzden geldim." dediğinde ilerideki banka oturduk. Konuşmaya başladı, biz otururken o önümüzde ayakta bir sağa bir sola giderek anlatıyordu,

"Bende sizden bir kaç gün önce buraya geldim, yani sizin gibi yeniyim. Ayrıca bir yanlış anlaşılma yüzünden geldiğim için burada durmak istemiyorum. Ama güvenlikler ve yalnız olmamdan dolayı bir şey yapamıyorum bu konu hakkında. Sizin de yardımınız sayesinde sanırım buradan kaçmanın yolunu bulabilirim." Bu bizim de işimize gelebilirdi. Ama nasıl?

"Nasıl olacak o?" dedi Stiles gıcık bir şekilde. Sanırım Liam'ın bu kadar sıcak olması sinirini bozmuştu. Sonuçta Tom onun en yakın arkadaşıydı ve belli ki kıskanmıştı. Liam onu cevapladı,

"Siz gelmeden önce de burayı biraz araştırdım. Ve sanırım ön kapı dışında da gidebileceğimiz bir yer var. Ama tabiki kilitli, alt kattaki bodrum odası. Buradaki yetkililer konuşurken duymuştum. Buranın başı olan adamdaymış oranın tek anahtarı."

"Ee, anahtarı nasıl alacağız? Hem biz adamı bilmiyoruz bile. Ve yakalanırsak?"

"Adam zaten sürekli etrafta dolaşıyor, çok dikkatli biri. O yüzden iyi bir plan gerek, tabi, siz de buradan çıkmak istersiniz herhalde?"

Birbirimize baktık. Elbette isterdik.

"Tamam, o zaman bize adamı göstermekle başla."

Bu sırada Liam, eliyle diğer yerdeki, çiçeklerin orada bir kadınla konuşan adamı gösterdi, "Orada." Adam uzundu, kirli sakallı biriydi. Ve o an, cebindeki anahtarı görmüştüm.

Aslında çok kolay bir şekilde gücümle anahtarı alabilirdim, ama Liam bunu bilmemeliydi. Ve adam, eğer Liam'ın dediği kadar zekiyse kesin anlardı. "Nasıl alacağız?" dedim.

°•°•°

"Hazır mıyız?" Hepimiz başımızı salladık. Adam hâlâ oradaydı, planı ortaya koyduk.

Hemen ileride durdum. Ve esmer bir çocuğa dokundum. Çocuk bana sorarcasına bakarken bir anda çığlık attım. "Yardım edin! Bana saldırdı!" diye bağırıp çocuğu ittirince çocuk ne olduğunu anlamadı, "Ne? Ben bir şey yapmadım!" diyerek beni ittiği sırada tahmin ettiğim gibi o adam ve üç kişi daha gelip çocuğu tuttu. Kaos olmuştu,

"Ben yapmadım! Deli bu!" Çocuk bağırırken eğildiğim yerden hızla adamın cebindeki anahtarı avucuma aldım, kimse bakmazken hızla yanımdan yürüyerek geçen Tom'a uzattım anahtarı. Tom anahtarı alıp yürümeye devam etti hiçbir şey olmamış gibi. Çocuk götürüldü.

Arkamı dönüp Tom'un gittiği yere gittim. Stiles ve Liam da oradaydı. Liam gülümsedi,

"Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. Ama anahtarın yokluğu fark edilmeden halletmeliyiz. İki kişi anahtarla dediğim depoya gitsin, orada anahtarın yedeği var sanırım. Onu alsın. Ben o adamı fark etmesin diye oyalarım, iki kişinin işi bitince çaktırmadan anahtarı adamın cebine ya da masasına falan geri koyarız. Birimiz de nöbet tutsun."

"Tamam. Aurie ve ben girelim. Stiles nöbet tutar." Stiles ofladı ama kabul etmekten başka çaresi yoktu.

°•°•°

•THE NOGITSUNE•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin