BÖLÜM 19

66 10 11
                                    

~>Five'ın gözünden

Aradan yedi gün geçmişti. Koskoca yedi gün ve benim sadece bir haftam kalmıştı.

Elliott: Avukatım ile görüşmek için dışarı çıkıyorum. Birkaç saate evde olurum!

O sırada kahvemi yudumluyordum. Karşı malikaneden çıkan iki kız dikkatimi çekmişti. Eva'ya benziyordu. Ama yanında ki kızı bilmiyordum. Yaşı oldukça küçüktü. Daha sonra kızı bahçede köpek ve dadıyla bıraktı ve gitti.

Five: Evi araştırmam gerekli mi?

İç ses: eğer Eva orada oturuyorsa bu bizim işimize gelir.
Five: Ve girmemiz gerekli.
İç ses: ailemiz buradayken yapamayız.
Five: uyuyacaklardır.

Five: Son bir haftamız. Kıyamete ya da nükleer soykırıma.

Diego: Kenedy  1 hafta sonra öldürülecek. Ve ben hâlâ oturuyorum!

Luther: Yapman gerekeni yapıyorsun. Oturmaya devam et.

Klaus: Eva'm ne yapıyor acaba şu anda.

Five: Bahçede büyük ihtimalle kızı olan çocuk ile oyun oynuyor klaus.

Ben: Nasıl biliyorsun!

Five: biliyorum işte bir yerde görmüştüm.

Luther: Biraz daha o malikaneye bakarsan seni tacizci olarak düşüneceğim.

Five: Düşüncelerime dalacak yer lazımdı. Şimdi susun çünkü düşünmem lazım.

Klaus: Eva'yı arasak? En azında yardımı olur!

Five: son yardımı bizi bu tarihe getirmekti. Ondan sonra o dünyada kalıp ölmüş de olabilir. Ya da hızlı bir zaman yolculuğu yapıp başka bir çizelgeye gitmiş...?

Klaus: Alkollü kekimi ben yeni bulmuştum yeniden mi kaybettim.?

Luther: Dünyanın sonu geliyor ve sen Eva'yı mı düşünüyorsun?

Klaus: Sende düşünüyorsun. Jack'e onun adresini bulmasını istemişsin. Dün cebinde buldum. Ama o sadece Allison'un adresini bulabilmiş. Çünkü Eva Hargreeves diye bir kişi yoktu.

Allison: Sen beni mi aradın..?

Ben: Sence tek sorun bu mu?

Klaus: Çalıştığı kişi Jack. Dünyada en çok renk ayrımı yapan adam. Seni bulması şaşırtıcı.

Luther: TAMAM. Evet hem Allison'u hemde Eva'yı aradım! Ama sadece birini buldum. Bu doğruydu. Ama Eva'ya danışmam gereken konular vardı.

Ben ve five: kızı konuların ile rahatsız mı edecektin. Seni öldürebilir!

Vanya: Ah o kim?

Klaus: Kim kim güzelim?

Vanya: Elliott'un eve bıraktığı kadın?

Ben: İyide bugün onun avukatı ile görüşmesi var?

Five: Avukatı Eva. Yeni soyadı da Pitts.

Ben ve klaus: EVA PİTTS BİZİM EVA'MI?!

Five: Evet de niye şaşırdınız.? Kızı zaten evlatlıktan reddetti babamız. Yeni bir soyadı bulması gerekliydi.

Ben: O bakımdan demedik. Eva yurtdışına çıkan bir avukat. Kenedy ve ilk leydinin ortak avukatı ayrıca. İşini bıraktığını duymuştum ama dallas'a geldiğini bilmiyordum.

Five: O zaman malikaneyi izlemeye başlıyoruz.

Klaus: Bu tacize girmez mi??

Five: Bu taraf zaten salona ve mutfağa bakıyor. Ha bide adını bilmediğim bir odaya. Ama içinde resimler var. Dikkatimi çekti.

Kapı açıldı ve içeri Elliott girdi. Yüzünde bir endişe vardı.

Elliott: Eva eve gitmemiş. Bardan sonra bir arkadaşı aramaya gideceğim diye çıkmış ve geri gelmemiş.

İç ses: öldürmeye devam mı ediyor?
Five: büyük ihtimalle evet.
İç ses: o zaman içeride ki resimler..
Five: kurbanlarının kanları ile çizilmiş portreleri.

Elliott: Bu arada Eva'ya bir davet gelmiş. Bir balo ama gidemeyecek.

Five: Davet kağıdını bize ver. Yerini buluruz. Olmazsa ararız.

Luther ve Allison: Kıyamet?

Five, ben ve klaus: Eva daha önemli.

Üzerimizi giyinmiştik. Davet bu akşamdı.

İç ses: kötü bir şeyler olacak Five.
Five: ne gibi?
İç ses: kendini bütün durumlara hazırla... Çünkü her şey olmuş olabilir.
Five: örnek?
İç ses: Eva birini öldürmüş olabilir ya da kaçırılmış...

(yazar: her türlü şerroluğu yapmış olabilirim hazırlıklı ol diyo.

Five: yapmazsan şaşırdım zaten.

Yazar: hıh.)

.
.
.
524 kelime

Yaralarımın Sahibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin