BÖLÜM 6

137 13 49
                                    

~>Kahraman bakış açısı

Gözlerimi yavaşça araladım. Kız kardeşim önümde duruyordu ve her gün açmamasını söylediğim perde açıktı!

Eva: Perdeyi kapat lila! Hergün sana perdeyi kapatmanı söylüyorum.

Lila: Hayır ve de kalk! Annem çağırdı.

Kış ayları geldiği için yorgan vardı üzerimizde. Onu başıma kadar çektim. Kimseyi görmek istemiyordum. Tek istediğim uyumaktı! Ben bu kadar üşengeçken bir de hukuk fakültesi istiyordum!

Lila: Kalkmazsan su dökerim!

Eva: Suyu kontrol eder ve üzerine atarım lila!

Yeniden başlamıştı. Her sabah yaşanırdı bu. Lila beni uyandırmak için su dökmeye çalışırdı ama sonda hep ıslanan lila olurdu. Yorganın altında havasız kaldığım için üzerimi açtım. İşte kafamın üzerinde olan fanus tam orada duruyordu. İçi su doluydu ve başında onu tutan bir lila vardı.

Eva: Lila hayır.

Lila elinde olan fanusu bıraktı. İki olasılığım vardı ya ışınlanacak ve yataktan kalkacaktım ya da Lila'nın kafama doğru attığı fanusu tutacaktım. Ama fanusu tutsam bile suyu kontrol edemeyeceğim için ıslanacaktım. Bende ışınlanmayı seçtim.

Eva: Bu özelliğinden nefret ediyorum Lila Pitts!

Lila: Duyguların arasından kalanın nefret olması bazen işime yarıyor bazen ise kırıcı oluyor Eva Pitts.

Üzülmüştüm. O lanet göreve gitmemiş ya da bir adım geride durmuş olsaydım diğer herkes gibi duygularım olacaktı. En azından nefret var diyerek sürekli geçiştirmiştim kendimi.

Eva: Ben üstümü değiştirip geliyorum sende olayı anlatmaya başlat. Derhal!

Lila: Zevkle. Şimdi annemiz bizi ayıracakmış. Sen sahalardan panel kısmına gidiyorsun. Bense hâlâ sahalardayım.

Eva: Bu gereksiz bölüm değişimini neye borçluyuz?

Lila: Emin ol bilmiyorum.

Üzerime genel olarak giydiğim siyah takımımı geçirdim. Saçımı yukarıdan at kuyruğu yaptım ve dışarı çıktım. İşte Lila karşımda duruyordu.

Eva: Panelde kaç kişiyle olacağım?

Lila: Annemize sorarsın onu.

Eva: Tamam hadi çık.

Lila: Sen çık dedin ya uçarım şimdi!

Gülümsemek istemiştim ama yapamamıştım. Sonra lila ile beraber annemizin odasına gittik. Odaya gelene kadar üzerimizde olan gözlerin haddi hesabı yoktu. Sonunda annemizin odasına varmıştık. Kapıyı çaldık ve içeri girdik.

Lila: Evet annecim seni dinliyoruz.

Handler: Öncelikle Eva artık sahalarda değilsin panellerle ilgileneceksin ve Lila 2 ay sonra büyük bir planın ana üyesi olacaksın.

Eva: Umrumda olan tek bir şey var. Çalıştığım odada başka bir çalışan olacak mı?

Handler: Hayır tatlım o oda sana özel olacak.

Sevinmiştim. İnsanlara pek katlanabildiğim söylenemezdi gerçi onlarda bana katlanamıyorlardı.

Eva: Sahalara ne zaman dönerim?

Handler: Emekli olana kadar paneldesin güzelim.

Bak işte bu kötüydü. Sonra da hukuk okumak için istediğim zamana gidecektim.

İç ses: özledin mi lan beni.
Eva: özlemez miyim hiç!
İç ses: Evet ya da hayır diyeceksin.
Eva: kesinlikle hayır.

Lila: Planı anlatmayı düşünüyor musun anne?

İç ses: Ne planı lan!
Eva: İç sesimsin mal sen bilirsen bende bilirim.
İç ses: PUTA! (İspanyolca olarak kaltak, fahişe demek.)

Bana bir de küfretti! Gerçek hayatta olsaydın ölmüştün iç sesim!

Handler: Tatlım iyi misin?

Eva: Hm? Ha evet iyiyim.

Lila: Son zamanlarda çok düşünecelisin kardeşim.

Eva: Panele kim götürecek anne ve de onu odamızda konuşalım kardeşim.

İç ses: Konuşmayacan demi lan.
Eva: yanii!

Handler: Panele seni eski bir arkadaş götürecek. Five girebilirsin.

İç ses: O AZ ÖNCE FİVE MI DEDİ?!
Eva: EVET AZ ÖNCE FİVE DEDİ?!
İç ses: bu karıyı öldürebilir miyim acaba?
Eva: çok isterim.

Kapı açıldı ve içeri 60 yaşlarında gösteren bir dayı(?) girdi.

İç ses: bu kim amk?
Eva: Bi dur.
İç ses: Zaten gidemiyom ki?

Five: buyur?

Handler: Kızımı panele götüreceksin sonra da görev alacaksın.

Five: Gel benimle.

İç ses: bu five olamaz amk. Bu ne ara söz dinlemeye başladı ve de bu bizim boynumuza neden asılmadı???
Eva: büyük ihtimalle beni tanımadı diğer soruyu bilmiyorum.

Yaşlı hali kesinlikle tarzım değildi ama önümde o eski five olduğu kesindi. Bakışlarında olan o öldürme ve olduğu yerden kurtulma isteği vardı. Güldüğünde insanı selamlayan gamzesinin üzerinde olan iki ben hâlâ duruyordu. Evet bu five.

Five: Geliyor musun?

Eva: Tabi.

İç ses: Onun sözüne neden itaat ettin lan!
Eva: Onun cevabı bende de yok biliyor musun?
İç ses: Gerizekalı.

Five odadan çıkmak için kapıya yaklaşmıştı. Kapıdan çıkmamı bekliyordu ama ben anneme gülümsedim. Bir dakika ben az önce gülümsedim!

İç ses: doktorun dediği gibi ilk adım gülümsemendi!
Eva: Duygularım geri geliyor!
İç ses: BUNU KUTLARIM BEN YA!

Handler: İzin veriyorum güzelim.

Evet! İstediğim oldu. Five hâlâ bana bakıyordu. Işınlandım ve kapının önüne çıktım. Five bana bakmaya başladı ama umrumda olmadı. Daha sonra odadan çıktı ve yanıma geldi.

Five: Önden.

Onun yeni halini ya da yaşlı halini oldukça kibirli bulmuştum ama bu sadece benim düşüncemdi. Ne de olsa uzun zamandır görmediği kız kardeşiyim ben.

Eva: Ego yığını.

Five gülmüş ve önden gitmeye başlamıştı. Bende arkasından gidiyordum. Paneller diğer tarafta kalırken o beni farklı bir yere götürüyordu.

İç ses: Sikecek olabilir mi?
Eva: OHA AMA!?
İç ses: NE HER ŞEY BEKLENİR BU AYIDAN?!?
Eva: LAN Bİ DUR??!

Sonunda kendi sorularımdan uzaklaştım ve five'ı takip etmeye kaldığım yerden devam ettim. Bu ayı neden beni beklemiyor ki?

İç ses: Sende ayı dedin hah!

Sonunda anahtarı bana attı ve yanımdan geçip gitti. Bende kapıyı açtım ve içeri girdim. Annem bana özel düzenlenmişti odayı.

Eva: Çok güzel!

Odanın içinde çocuk gibi koşturmaya başlamıştım. Sonra panelin başına geçmiş ve incelemeye başladım. İnce detaylar vardı ve yapacağım her hareket evren ya da dünyanın hayatını temsil ediyordu. Yaptığım herhangi bir hata onların sonuna denk gelebilirdi.

İç ses: Hepsini öldürelim mi? Tek harekette.
Eva: Annem bizi öldürmese neden olmasın?
İç ses: o karıyı da öldürelim?

.
.
.
861 kelime

Yaralarımın Sahibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin