1. BÖLÜM

3.8K 218 116
                                    

"Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin..."

Sabahattin Ali-

🇹🇷🌸

Kimse tarafından sevilmeyen bir kadın düşünün. Tek varlığı mesleği olan bir kadın. Fazlasın da zaten gözüm yoktu, ama Feyza Eferli olmak benim isteğim değildi.

Sevilmeyen, yeri geldiğinde kullanılıp çöpe atılır gibi bırakılan bir kadın olmuştum ben hep. Ben istememiştim ki bütün bu olanların olmasını. Onlar istemişti. Ailem. Aile kelimesini hak etmeyen annem ve anneannemle dedem. Babam vefat etmişti. Annem babama 13 kurşun sıkarak acımasızca öldürmüştü.

Beni bütün camiaya rezil etmiştiler. Hakkımda yalan dedikoduları çıkartıp, birilerine söyleyip, sanki onlar çıkarmamış gibi bilmiyormuş havalarına girip, bastırmamış, desteklemiştiler. Onlar da beni herkes gibi sevmemişlerdi. Sevmeyiple bırakmamış, diğer insanların da sevmesine mani olmuşlardı.

Bense en doğru olanı yapmış onlardan uzak olabilecek en köşelere Diyarbakıra gelmiştim. Zor bir yolculuktu benim için. Ama katlanmak zorundaydım.

Kolileri apartmanın dışına bırakmışlardı. Bana düşen tek şey onları eve kadar taşımak olacaktı ama bu en zoruydu. Çünkü binada asansör yoktu ve 5.katta oturuyordum.

Elime alıp kaldırmaya çalıştığım kolinin havalanması ile beraber gözlerim kocaman açıldı. Damarlı ele, ince ve uzun parmaklara sahip olan kişiye merakımdan kafamı kaldırdım ve ona döndürdüm bakışlarımı.

Bana bakmadan arkada duran adamlara ve kadına döndü. "Hanımefendiye yardım edin Şimşek timi." Dedi ve önüne dönüp binanın içerisine girdi. Ben arkasından bakakalmışken o kolaylıkla merdivenleri çıkıyordu.

Evimin hangi katta olduğunu nereden biliyordu? Asker olmalıydılar. Şimşek timi emre itaatsizlik etmeyerek kolilere uzandı. Kadın olan askere koli kalmamıştı. Bu yüzden yanıma gelip önümde durdu.

"Hangi kata taşındığımı bilmiyorlar." Dediğimde güldü. Elini omzuma atıp bir süre orada tuttu ve önümde durmayı bırakıp yanımda durdu.

"Taşınabilecek tek bir yer var apartmanda." Dedi ve, "Üst katımdasın." Dediğinde gözlerim açıldı. Bu timin hepsi burada kalıyor olamazdı.

"Hepiniz burada mı kalıyorsunuz?" Diye sorduğumda başını hayır anlamında sağa sola salladığında kalp ritmim düzelmişti. Her şeyden kurtuldum demişken bir timle aynı binada oturmak ne kadar sağlıklıydı emin değilim.

"Argün, Çakır ve ben kalıyoruz burada." Dediğinde başımı onaylarcasına salladım. Bana döndü ve meraklı bakışları gözlerime değdi. "Sen neden buraya geldin? Bura güvenlik açısından tehlikeli bir yer."

Omuz silktim ve binanın içerisine doğru yürüdüm. Tanımadığım bir kadınla bunları ayak üstünde konuşacak kadar deli değildim.

Merdivenleri çıkarken arkamdan gelen adımlarını hissettim ama umursamadan çıkmaya devam ettim. Kattaki binamın önüne geldiğimde hepsi ayakta duruyordu.

"Sağ olun, siz olmasaydınız taşıyamazdım." Dediğimde koliyi elimden alıp taşıyan adam gözlerini devirdi ve alayla güldü.

"Bence de." Dedi soğuk bir tavırla. Baştan aşağıya beni süzdü. Yanındaki adam bana belli etmeden ne kadar koluna dokunsa bile bunu gözlerim görmüştü tabii ki.

KARANLIĞA BULAŞAN DENİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin