10.Bölüm

770 71 22
                                    


Bazı konuşmalar insanı acıtır, bazıları ise insanı en mutlu eden şey olur. Benim yüreğimi delip geçen, yerimde duramayacağım kadar beni heyecanlandıran bir konuşmam hiç olmamıştı. Ama sanırım bundan sonra olacaktı. En azından biri sorma gereğinde bulunduğunda gülerek başımı sallayabilecektim.

Bana hala kaşları çatık bir şekilde benden cevap bekleyen bana umutla bakan bir adam görüyordum karşımda. Ne cevap versem mutlu olurdu? Veya ne cevap verirsem öyle devam edecektik?

Aramızda bir şey olacaksa da bunları sadece benim kontrol etmemem gerekiyordu. Bir ilişki ne de olsa hiçbir zaman tek kişilik olmamıştı. Bizim aramızda bir ilişki olacaksa da buna ikimiz kadar vermeliydik.

İkimizin de duyguları vardı neticede. Karşımdaki kişi beni seviyorda olabilir ya da olmayabilir. Ben onu seviyorum diye illa aramızda bir şeyler yaşanmak zorunda değildi.

Ne cevap vereceğim konusunda bir fikrim yoktu. Gözlerimi kırpıştırdım ve karşımdaki tüm cesareti ile dimdik ve büyük heybetiyle duran adama daha dikkatle baktım.

"Feyza." Dedi adımı mırıldanarak. Bana daha yumuşak bakıyordu. Etrafındaki insanlara karşı hiçbir zaman böyle baktığını görmemiştim.

Bu da demek oluyordu ki...

Bana aşık olmuştu.

"Neden bunu sorduğunu merak ettim." Dedim bir kaşımı havaya kaldırarak. Gözlerim etrafı ufak süzerken dudaklarımı da ıslatıp gözlerine bakmaktan kaçmak için çabaladım. Denedim en azından. Ama beceremedim. Bana bu şekilde bakıyorken, onun kahve gözlerine bakmak varken boş boş etrafa bakmak güzel değildi.

Bana doğru birkaç adım attıktan sonra neredeyse dip dibe olacak kadar yakındık. Gözleri aşağısında kalan bendeyken benim gözlerim ise yukarıda kalan onun gözlerindeydi. Eli çenemi kavradı ve kafamı daha da yukarıya kaldırdı.

"Nasıl bir şey bilmiyorum," Dedi ve yutkundu. Daha duygulu baktı gözlerime. Ne kadar baksa yetmeyecekmiş gibi bakıyordu. "Ama içim içime sığmıyor."

"Argün."

"Ne demek istediğimi anlamışsındır. Sende aynı-" Demesine kalmadan heyecanlı sesimle kestim sözünü. Gözlerim parıl parıl parlarken kalbim deli gibi atıyordu.

"Aynı şeyler ama hiçbir zaman duygularımdan emin olup olmadığımı düşünmedim."

Her dilimden dökülen kelime onun için kötü bile olsa dünyanın en güzel şeyiydi sanki. Sevmek gençlerin elinde çürüyüp giderken büyükler içinde böyle bir şeydi. Aşk kalbe sığmayandı.

"Ben...ilk defa aşık oluyorum." Dedi ve o da gözlerini benden kaçırıp etrafa baktı. "Herkesten kıskanıyorum, adının geçtiği ortama pür dikkat odaklanıyorum, bir yere gideceksek senin de gelmeni istiyorum. Dediğim gibi ilk defa olduğu için aşk ne bilmiyorum."

"Benim daha öncesinde bir ilişkim olmuştu. Bu senin için-"

Üniversitede yaptığım bir ilişkiydi. Ama ikimizde birbirimize iyi gelmediğiniz için ayrılmıştık.

"Eskisi beni ilgilendirmez, yaşayacaklarımız daha önemli."

Bu adam doğru adamdı. Evet benimde ona karşı yoğun duygularım vardı. Etkilendiğimden ve ona karşı hissettiklerimden tam şuan da emin olmuştum.

"Seni seviyorum."

Gözlerimiz birbirine değdiğinde göz bebeklerinin büyüdüğünü fark ettim. Utandığım için artık yüzüne bakabileceğimi düşünmüyordum. Elimdeki tabağı yanda duran masaya koyup odadan hızlı adımlarla çıktım.

KARANLIĞA BULAŞAN DENİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin