...
Silah patladığında koşarak onun çıktığını gördüm. Hızlıca arabaya binip uzaklaşıyordu. Bu Hazal'dı, orada ki olan şeylere de tanık olmuştu!
Arif'e şans dileyip hızlıca kendi arabama gittim. Abim neler olduğunu anlamamış gibi yüzüme afallayarak baktı.
"Bom boş bakacağına arabayı çalıştırıp Bartu'ya yetişsene!" Sinirden deliriyordum. Ya Hazal'a bir şey olmuşsa?
"Sinirden delireceğine olanları izle!" Dediğinde başımı restorana çevirdim. Kanlar içinde Arif'in kucağında çıkan bir ceset. Dikkatlice kolunu inceledim.
"962"
Telefonun çalınca ürktüm.
"Efendim." Arif kucağındaki cesedi bırakarak soluklandı.
"Bu sizin yakalanmaktan korktuğunuz psikolog değil mi?" Tanınmayan cesedin yüzüne baktım, oydu!
"E-evet! Parla tuvalete gideli sadece 2 dakika olmuşken bu vahşeti nasıl yapabiliyor!" Aklım almıyor, nasıl bir insanı 2 dakikada katledip tanınamayacak hale getiriyordu?
"Ölmeden önce söylediklerini duydum."
"Ne?"
"Onun bugün ki görevi lavabo da ki Hazal'ı öldürmekti, Hazal'ın bir süre lavadodan çıkmamasının sebebi buydu. Parla'da onu öldürmediğini görünce Hazal'ın önünde onu katletmiş olmalı ki Hazal silahını çıkarıp bir el ateş etti ve çığlık atarak çıktı." Kas katı kesildim.
"Azra'nın asıl işi babanla anlaşıp yıllarca ona ilaç altında küçük dozlarla uyuşturucu vermekti. Sonra Parla'yla anlaştı onu öldürmek için." Elimdeki telefon düştü. Arif sanki hissetmiş gibi benim camıma yaklaştı.
"Merak etme bu gece bu salondaki insanlar eğitimli adamlar hepsi bunu bekliyordu." Her şeyi önceden biliyordu ve bana söylemedi! Sevdiğim kadını tehlikeye atmıştı ve bunu karşımda küstahça söylüyordu.
"Sür arabayı." Delirecektim. Ciddi anlamda delirecektim. Ya ona zarar gelseydi? Ya bu o şahit olduğu vahşetin etkisinden çıkamazsa?
"Arif'i dinlemen gerek." Neyi ni dinlicektim ya?
"Uzatmayın, gidin. Sonra neden bunlara göz yumduğumu anlayacaksın." Yetti bu kadarı! Camın kapanmasına izin vermeden abim gaza bastı ve Arif'in yasladığı kollar boşluğu bulunca hıızlı arabanın git etkisiyle arkamızdan düştü.
Sevdiğim kadın ilaç adı altında uyuşturucu içiyordu! Hemde 4 yıldır!
Ellerim tekrar telefonu bulunca Hazal'ı aradım.
Çaldı...
Çaldı...
Ve aramayı reddetti...Ciddi anlamda çıldıracaktım.
"Daha hızlı sür şu arabayı!" Elimde olmayan sinirimi abimden çıkarıyordum.
"Siz karı koca, ikinizde aynısınız." Sırıtarak arabayı sürüyordu.
"Ne?" Afallamış yüzüm daha çok sırıtmasına sebep oldu.
"Şu ilerde gördüğün arabada Hazal'la Bartu var." İleriye baktım ama arabanın arkasından sadece bir kaç minik ışık vardı.
"Şurada son gaz gidiyorum, yanımda sen daha hızlı diye deliriyorsun ama ileride ki arabaya yetişmek için diğer delinin de sakinleşmesi gerekiyor. İkinizde bir olay olduğunda sakince beklemek yerine deli danalar gibi birbirinizin peşinden gidiyorsunuz. Beni de bozuyorsun şuan kardeşim, araba kullanırken delirirsem gerçekten hiç iyi olmaz!" Susarak abimin onları takip edişini izledim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Devri
Teen FictionKüçüklüğünde gözlerinin önünde ailesinin öldürüldüğünü sanan küçük bir kız ve kayıpları... "Koray ise tertemiz giyinmiş sevdiği kızı ve ailesini görücek diye seviniyordu. Mutluydu çünkü onun İnci'si vardı. Dokunduğu ve tanıştığı herşeyi, herkesi d...