13. Bölüm : BERABER

144 114 3
                                    

Yağmurun altında sırılsıklam olmuş ona bakıyordum.

Ozan'a

Ozan olarak bildiğim ve tanışmak istediğim kişiyle ben daha öncesinde konuşmuş hatta ondan tişört bile almıştım. Şaşkınlık içerisinde gözlerine bakarken konuştu.

"Bir şey söylemeyecek misin?" dedi tepkimi ölçüyordu.

Susup gözlerinin içine bakmaktan başka hiçbir şey yapamadım. Sanki zaman durmuş gibiydi, sanki birazdan alarmım çalacak ve ben bu rüyadan uyanacak gibiydim.

"Işıl özür dilerim sanırım söylememem gerekiyordu gerçekten özür dilerim seni kandırmış gibi hissedi-

Sözlerini bölerek ona sarıldım.

Ani hareketim karşısında şok olmuştu. Üzerindeki şoku atlattıktan sonra bana sımsıkı sarılmıştı.

Tıpkı o geceki gibi sarılmıştık. Benim ağladığım ve onun beni teselli etmek için geldiği gece gibi.

Ama tek fark vardı ben gözlerimi kapatmıyordum çünkü buna artık gerek yoktu. Artık onu tanıyor ve biliyordum.

Ellerim ensesinde geziniyordu. Bu hareketimle beraber belimdeki ellerini sıkılaştırdı. Bir eli belimdeyken diğer eli saçlarımda gezintiye çıkmıştı.

"Seni çok seviyorum Işıl'ım" kafası omzuma gömülü olduğu için sesi boğuk çıkmıştı.

Hiçbir şey söylemedim, söyleyemedim

Dilim tutulmuş gibiydi.

Yavaşça ondan ayrıldım, boşluğa düşmüş gibi hissettim kendimi.

Bir cevap beklercesine gözlerime bakıyordu artık konuşmam gerektiğini fark ettim.

"Barış yani Ozan ben bilemiyorum yani kafam çok karışık" dedim.

"Bak anlıyorum çok şaşırdın benim Ozan olmama fakat bunu sana açıklamam gerekirdi eğer seni kırdıysam, üzdüysem çok çok özür dilerim" üzgün bir ifadeyle söylüyordu bunları.

Hava çok yağmurluydu daha fazla bu yağmurun altında kalırsak ikimiz de hasta olacaktık.

"Hava çok yağmurlu istersen benim evimde konuşalım"

"Peki olur, ama bir saniye bekle" dedi ve üzerindeki montu çıkarıp bana verdi. "Hasta olursun dikkat et kendine" şefkatle söylediği sözler beni gülümsetmişti ancak montu bana verdiğinde o sadece tişört ile kalıyordu.

Kışın ortasında tişört giymek nasıl bir mantık?

"Ama bu seferde sen tişört ile kalıyorsun en azından benim kazağım var bunu sen al" dedim elimdeki montu ona uzatarak.

"Bana birşey olmaz" diyerek uzattığım montu üzerime geçirdi fermuarını boynuma kadar çektikten sonra şapkasını da kapattı.

"Ama eğer benim ısınmamı istiyorsan bana sarılabilirsin" dedi muzip bir ifadeyle. Bu çocuk işini biliyordu.

Gülümseyerek ona sarıldım, elini omzuma atarak beni kendine çekti.
Allahtan evim yakındı yoksa bu yağmurun altında daha fazla ıslanacaktık.

Eve geldiğimizde üzerimdeki montu askılığa astım. Ozan'ın üzerindeki tişört sırılsıklam olmuştu. Babamın kıyafetleri burada olsaydı onlardan bir şey verirdim ama babam tüm eşyalarını Gürcistan'a götürmüştü.

O yüzden bende kendi eşyalarımdan verecektim. Hemen odama giderek ona uygun bir kazak buldum.

"Hadi bu kazağı giy yoksa o tişörtle hasta olursun" diyerek kazağı ona uzattım.

BAHTIMIN BEYAZI (ASKIDA) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin