O gece belki de hiç yaşanmamalıydı. Ya da yaşanması gereken en önemli gecelerdendi? Basit bir oyunun içine düştüğünü sanan Taehyung, aslında sırlarla dolu hayatının anahtarını kilidine sokmuş, kendisini bambaşka duygularla tanışırken aynı zamanda da...
˝ Senin için, sınırı aşarım zamanımı harcarım aklımı kaybederim derler ki "bu sefer çok ileri gitti" benisuçlama, aşk beni delirtti ˝
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
//
taehyung🦋
Bazenleri öyle duygular hissederdik ki zihnimiz kendi iradesini kaybeder, bedenimizin istediğini vermek zorunda kalırdık. Fakat bu hiçte zorunda kalmak gibi hissettirmezdi. Aksine öylesine fazla istemekti ki doyumsuzluğu yeni keşfediyorduk.
Ben kendi hislerimi, altımda öylece bana bakan bedenden öğreniyordum. Hayatımda hiç tatmadığım bir duygu birikintisiyle tanışıyordum ve içimde farklı denizler üretiyordu sanki. Dalgalarının şiddeti ise her tarafıma alevler sıçratıyordu. Evet. Onunlayken denizden yayılan soğuk su bile bedenimde alevlere dönüşüyordu.
Jeon jungkook; Soğuk bir denizi bile ateşiyle kırmızısına bulayabilecek bir adam. Benim soğuk denizlerimi ise çoktan yangına çevirdi. Beni bir oyunun içine hapsetmiş olmasına rağmen özgürmüşüm gibi hissettirdi, ben de kendimi ona doğru savrulmaktan alıkoyamadım.
"Kucağıma çok yakışan bir sarışın var. Bembeyaz giyinmesine rağmen kucağımdayken kopkoyu bakıyor bana. Sinirini dudaklarımdan çıkartmayı tercih eden bir sarışın da var.."
Bahsettiği kişinin ben olduğumu anladığımda yerimde kıpırdandım. Kasığını altımda hissettiğimde sertçe yutkundu. Ben kısa bir süre arkama dönüp baktığımda karşı masada öylece bizi izleyen kızı görmemle dudaklarımın içini dişledim. Sinema çekmiyorduk. Neyi izliyordu?
"Sanırım." diye bastırarak konuştuğumda tekrar ona döndüm. "Seçimlerin hep bu yönde oluyor."
Kaşları havalandığında az önce baktığım yere gözleri değmiş ve neyden bahsettiğimi anlar gibi gözleri büyümüş, dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. Ben gözlerimi devirerek yüzünü izlediğimde gülmesin istiyordum.
"Hmm. Bu seni neden rahatsız ediyor?"
Gözlerime baktı. Alttan alttan bu şekilde bakması içimde bir yerde, bir şeyleri kıpırdatıyordu.
"Gülmen gereken bir konu var mı?" Sinirle dudaklarımı dişlediğimde bakışları dudaklarıma kaydı.
"Bırak şu dudağını." diyerek baş parmağıyla dudağıma dokunduğunda dişlerimi çekmiştim. Parmağı alt dudağıma bastırınca nefeslerim hızlanmıştı. "Benim dişlerim varken senin yapman hiç hoş değil."
