20. BÖLÜM: TERK EDİLMEYE MÂHKÛM

1.5K 109 41
                                    

Bu gözlerden akan son yaş, gülen yüzden son gülüş, savunmasız ve geçmişten korkan son korku. Bu gözlerde hiçlik ve boşluk, solan gülüşün küllerinden doğan acımasız gülüşler ve geçmişinden beslenen güç.

20. BÖLÜM: TERK EDİLMEYE MÂHKÛM

&

İnsan umudunu kaybeder miydi? Ben kaybetmiştim. En küçük bir umuda tutunmuşken yok olmuştu. Bunun sorumlusu ben değildim, hemde hiç. Bunları hak edecek hiçbir şey yapmamıştım ama yaşadım, yaşatılmaya mecbur kılındım.

Belki ben bunları yaşamasaydım mutlu olacaktım yada olamayacaktım. Kaderin oynadığı oyunları bilemezdik. Her ne kadar acı çeksemde ben bunları yaşayıp tecrübe sahibi olmuştum. Bundan sonraki adımlarımı ileriyi düşünerek atacaktım. Ben değiştirilmeye mahkûm kılındım. Yaşadıklarım, çektiğim acı ve çevrem... Bunlar beni değiştirmeye mahkûm ettiler.

Ben... Ben bir daha anne olamayacaktım. Halbuki en çok istediğim anne olmaktı. Yaşadığım sevgisizliğin ne demek olduğunu çok iyi biliyordum. Anne ve babamın yaşarken ölü olması gibi. Onlara anne ve baba diyordum çünkü kendimi mecbur hissediyorum. Onlara anne-baba derken hiçbir duygu yoktu ama onlar... Onlar çok başkalar, işte ben o zaman gerçekten anne ve baba demek çok istedim ama içimdeki bir his onlara anne ve baba derken sanki beni sıkıyordu. Onlara anne ve baba diyemiyordum. Çünkü içimdeki his buna engel oluyordu.

Ben bu histen de kurtulmuştum ama benim anneliğimi elimden alacakları zaman kurtulamadım.

Acı.

Üç harf iki hece kısa olan bir kelime. Evet bu kelime çok kısaydı ama içine bir çok şey sığıyordu.

Kimisine göre dövülmek, kimisine göre anne ve babasının ölümü yada sevgisizliği, ve kimisine göre istediği şeyin elinden zorla alınması. Sanki çocuğun elinden oyuncak alıyorlardı. Bir ağladığında acısı geçecek zannediyorlar ama öyle değil. O acının ne kadar süreceği belli değildi ama benim acım bir ömürden fazla gibi sürecekti.

Anne rahmine düşerken kaderim çoktan yazılmıştı. Doğduğumda daha görmediğim annemden ayırdılar, daha sonra annem ve babam bildiğim kişilerin sevgisizliğinde boğuldum.

Büyüdüğümde ise her şey çok bambaşkaydı.

Kin ve nefret tutan iki acımasız bir adam,

Ve hayatı mahvedilen bir kadın.

Kader çok acımasız ve adeletsizdi. Kaderin bana yaşattıkları yetmediği gibi anneliğimi de elimden aldı ama ben bunu kimsenin yanına bırakmazdım. İyileştiğim an yaşadıklarımı tek tek acı çektirerek onlara yaşatacaktım.

Saçımda hissettiğim ellerle daldığım yerden bakışlarımı çevirerek gözlerine baktım. "Abim!" Sesinde hissettiğim tek şey özlemdi. "Hadi, sana yardım edeyimde hemen evimize gidelim." Uyandığımda yanı başımda elleri ellerimdeydi. Ellerini sırtıma koyarak yavaşça kaldırdı. Sanki kırılgan bir porselenmişim gibi davranıyordu. Sahte gülümsemi yüzüme takarak ona baktım.

"Sen çıkabilirsin abi ben kendim giyinirim." Giyinemezdim ama yaramı görmesini istemiyordum. "Olmaz bitanem. Ben sana yardım edeceğim dikişlerin tam iyileşmedi." diyerek beni reddetti. "Bir hafta içerisinde iyileşmiştir bence." diyerek ısrar ettim. Umarım dışarı çıkardı ve yaramı göremezdi. "Lütfen abicim, ısrar etme ben seni giydireceğim." Oflayarak ona baktım. "Çok inatçısın abi." dedim sinirle.

APEX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin