“İlk öpücük değerli derlerdi. Benim ilk öpücüğüm zorla alınmıştı. Ve ben bunu unutmayacaktım.”
10. BÖLÜM: İLK ÖPÜCÜK
&
O günün üzerinden bir hafta geçmişti. Arınla eskisi kadar çok yakın değildik ama azda olsa benimle konuşuyordu. O gün neden öyle demişti aklım hâlâ almıyordu. Üstelik biz başka konu üzerinden tartışırken o başka bir şey demişti.
Kafamı sağ sola sallayarak düşüncelerimden kurtuldum, en azından bugünlük. Çünkü bugün yeni yıla girecektik! Eski ailem yılbaşını kutlamazdı, biz Hristiyan değiliz diye. Yeni yılı kutlamakla Hristiyan olmak ne alaka anlamış değildim.
İlk defa yeni yıldan ümitliyim. Umarım hayatım güzel geçerdi. Şuan hazırlık yapıyorduk. İlk defa yılbaşını kutlayacaktım ve ben çok heyecanlıyım. Dün yılbaşı çekilişi yapmıştık. Ben Oray abime hediye alacaktım ama ne alacağımı bilmiyorum. Ona çaktırmadan sorsam anlardı.
Bana kim hediye alacak bilmiyorum.
"Yılbaşı ağacını ben süslüyebilir miyim? Lütfen." dedim abimlere bakarak. "Süsle abicim." dedi Alpay abim. Ya yerim seni abiş. "Ya ama beraber süsleyelim ben bilmiyorum ki." dedim dudaklarımı büzerek.
"Süsleriz güzelim, sen yeter ki iste." dedi Oray abim yanağımı öperken.
"Hadi başlayalım." dedim ellerimi çırparak. Biz Oray abimle çam ağacını süslerken annem ve Ayşe teyze ise akşama hazırlık yapıyorlardı. Akşam Arda ve ailesi gelecekti. Annesi benimle tanışmak istiyormuş. Gerçi ben de tanışmak istiyorum, umarım iyi anlaşırız.
Arda'da yılbaşı çekilişine katıldı. O kime hediye alacak bilmiyordum, söyle dememe rağmen bana söylemedi. Üstelik yediği her haltı bana söylerken!
Yılbaşı ağacına tek tek yuvarlak parlak topları taktık, led ışıkları ise abim takmıştı. Geriye yıldız kalmıştı. Benim boyum yetmiyordu ama.
"İyi de ben yıldızı nasıl koyacağım ki boyum yetmez." diyip yerdeki yıldızı aldım. Alpay abim, "Eee bücürük senin boyun kısa değil ya hani takabilirsin." diyip elimdeki yıldızı gösterdi. Bu cümlesi bana o günü hatırlattı. Ona boyum kısa değil demiştim ve şimdi oda bunu kastediyordu.
Oflayarak elimdeki yıldızı çam ağacının en üst tepesine takmaya çalıştım. Hadi ama ya. Benim boyum bu kadar kısa değildi bir kere. Parmak uçlarımdan daha da yükselerek tekrar takmaya çalıştım. Daha doğrusu denedim. Tam yaklaşmıştım ki dengemi kaybettim.
Oray abim, "Tuttum seni prenses. Beyaz atlı prensin seni tuttu." diyerek belimdeki eliyle beni doğrulttu. Yere düşürdüğüm yıldızı alarak çam ağacının en üst tepesine koydu.
"Benim beyaz atlı prensim yok ki." dedim dudaklarımı büzerek. Abimler ve Arın, "Zaten senin beyaz atlı prensin olamaz. Biz varız burda, ona gerek yok." dediler aynı anda. Arınla ne yaşarsak yaşalım yinede beni kıskanıyordu. Yani bu yaptığı kıskançlığın bir belirtisi öyle değil mi?
"Nedenmiş o?" dedim ellerimi belime koyarken. "Bir de soruyor musun?" dedi Alpay abim. "Evet soruyorum ben insan değil miyim ben aşık olamaz mıyım." Ben de insandım aşık olabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APEX
Novela Juvenil(NOT: KİTABIN BİRİNCİ SERİSİ BİTTİKTEN SONRA, KİTAP KÖKLÜ BİR DÜZENLENMEYE ALINACAKTIR!! TAVSİYEM DÜZENLENMİŞ HALİ İLE OKUMANIZ! ESKİ ADI UMUT IŞIĞI) "Ne yapıyorsun sen ya?" dedim bağırarak. Yüzüme doğru eğildiğinde, "Asıl sen ne yapıyorsun bornoz i...