Yadlar Vilayeti

Koynunda

Doğukan'dan sadece bir sikik gece ayrı kalmıştı ve şimdi başına gelenler buydu. Koynunda sütten pak bir oğlan uyuyor diye dahi tahrik oluyordu. Ancak oğlanın vücut kıvrımlarından değil de onun hal edalarından garip hisler doluyordu içine.Konuşurken yüzüne bakmaya utanışları,tatlı tatlı ilgilenmeleri,ayaklarını yıkaması hatta çayını uzatırken gözünün içine bakıp başka bir isteğinin olup olmadığını sorgulaması dahi etkilenme sebebiydi.

Oğlanın beyaz sabun kokulu saç telleri burnuna dolarken Ceyhun kabaran erkekliği ile birlikte dudak dişledi. Sıcacık belini sıkıca kavramıştı ve oğlan her şeyden habersiz mışıl mışıl uyuyordu.

Telefonuna durmaksızın Doğukan'dan gelen aramalar ve mesajlar yığılıyordu zira dışarıda kar fırtınası şiddetini gitgide arttırıyordu. Doğukan da yol üzeri kavga ettiği adama ulaşmak için canını dişine takıyordu zira bu geceyi boş geçirip geçirmeyeceklerini bilmek istiyordu.Her zerresini ezbere bildiği ten yakında resmi anlamda evli bir adam olacaktı ve Ceyhun buna tiksintiyle karışık bir alay besliyordu. Sanki o kızla tatmin olabilecekti de...

Gerdek gecelerinde bile ağlayarak kapısında bitecekti.

Oğlanın tatlı tatlı kesik nefesleri ile birlikte Ceyhun çok yeni,çok taze ve çok daha güzel bir şey bulmuş gibi hissediyordu. Belki Doğukan ile çamura bulanmış ilişkilerini kesitirip atmak çok daha kolay olurdu zira şuan beline sarıldığı oğlan ondan çok daha iyiydi.Ceyhun'un gönlünün tüm isteklerini eğliyordu. Gözü açılmamıştı en son annesinin dokunduğu ile duruyordu. Öyle ki belinden kavrasa da anlam veremiyor,kolunu tutmak gibi olağan bir davranış sanıyordu. Henüz paktı ve toydu.

Çok daha gençti,çok daha güzeldi ve şefkat doluydu.Ancak Doğukan'ın içindeyken tüm dünya manasını yitirmeye başlıyordu. Oğlanla tenleri ne zaman bir olsa o an dünya duruveriyordu.

Ceyhun uyuyan oğlanın ensesinde burnunu gezdirmeden alıkoyamıyordu kendisini. Bu onun tatlı küçük dünyasındaki masumiyetini bozacak bir şey değildi. Sadece sıcak teninden yayılan temiz kokuyu sevmişti. Sigara ya da parfümlerle bozulmamış alabildiğine temiz ve tensel bir kokuydu ki Ceyhun'u ciddi manada etkilemeyi bilmişti. Doğukan'ın afrodizyaklı parfümünden bile daha sert hale getiriyordu onu.

Bu kokuyu içine çeken tek ve yegane kişi olduğunu bilmekse dudaklarını usulca ensesindeki ince sarı sarı tüylere bastırmak istemesine neden oluyordu.

Uykusunda hoş bir sesle mırıldanan oğlan her şeyden habersiz sırtını Ceyhun'a dönmüş halde uyumaya devam ediyordu. Sobanın çıtırtılı sıcaklığından ziyade oğlanın sıcaklığı Ceyhun'u deli edecek gibi duruyordu.

Sikik Doğukan'ın yanında sabahlamalıydı. Kesinlikle,onun teninden ayrı kalınca doyumsuzca kuduruyordu ve ondan istediğini almayınca her şeyden habersiz rüyasında mırıldanan bir oğlandan bile medet umuyordu.Onun ürkek bakışları,narin elleriyle ayaklarını yıkayışı,havlu getirişi... Ceyhun dudaklarını dişleyerek gözlerini yumdu.Bu oğlanı koynunda gezdirse muhtemelen dünyadaki cenneti yaşardı.

Ceyhun kendini günahkar ve suçlu hissetse de erkekliğindeki kabarma hissine engel olamıyordu. İriliğini hafifçe oğlanın pijamalı kalçalarına yasladığında zevkli bir homurtuyla inledi.

"Ihm..."

Uykusunda mırıldanan oğlan tatlı küçük bir inilti koyvermişti lakin bu Ceyhun'un erkekliğine değildi,"muhtemelen küçük beyaz dünyasında sevimli bir tavşan falan görüyor" diye alaylı bir bakışla süzmüştü Ceyhun onu. Dudaklarını ensesinde sabitlerken erkekliğini hafifçe oğlana bastırmayı sürdürdü.

Sıcak ve yumuşak eti Ceyhun'u hem huzurlu  bir uykunun kollarına sarmaya davet ediyordu hem de ona sürtünerek boşalmak istemesine neden oluyordu.

Batanniyenin altından onu biraz izlemek istiyordu. Sadece bakacaktı. Oğlanın güneşi hiç görmeyen yerlerini merak ediyordu.

İçinden bir ses "Delikanlı mısın orospu çocuğu musun?"diye fısıldıyordu. Bunu bir başkası oğlana yapacak olsa onun erkekliğini keser köy meydanında sallandırırdı. Lakin konu kendi nefsi olunca oğlanın etine bakmak bile aklını bulandırıyordu.

"Dur."diye mırıldandı kendi kendine Ceyhun. "Amına koduğumun iti,dur."

Lakin ona sarılıp sessizce uyumaya devam edemezdi. Onu istiyordu. Ona sahip olmak istiyordu. Oğlan şuracıkta her şeyden habersizken en azından dudaklarına bir öpücük  istiyordu. Tenine dolanmak istiyordu. Kendini sürttürmek istiyordu.

Belki o da uyanmaya başlayınca zevk aldığı için devam etmek isterdi. Oğlan bu işin tadını bilmiyordu. Bir kez tattırırsa hep isterdi.Doğukan gibi herkesten değil,kendisinden isterdi.Onu bir kez tattırsa devamının geleceğine emindi ancak onun ürkek ve saf hallerini kirleten iğrenç biri gibi hissetmekten de alıkoyamıyordu kendini.

Erkekliğini avuçlayıp oğlanın yarım aralık dudaklarını izlemeye koyuldu.

"Çok güzelsin..."diye mırıldandı.

"Ama gece gece başıma da iş açtın be güzellik."