Şeker Ezmesi

2.5K 188 24
                                    

Her ne kadar korkudan beti benzi sararmış olsa da burada kar başka güzeldi. Günün ilk ışıklarında Ceyhun ile birlikte bilmediği ve yavan yollara saptıklarında arabanın "gıcırtılı" silecek sesine bakarak kıkırdadı.

"Sen baya baya usta şoförsün ama."dedi Tarık üşümekten elma rengi almış yanaklarını ovalayarak. "Baksana bu karda bile ilerletiyorsun arabayı."

"Sana da öğretirim."diye yanıtladı Ceyhun arabadan sarkıttığı sigaralı elini bir tur daha savurmuş ve tespihini okşamıştı. Eli mosmordu ve sigarasını ayaz içiyordu,sulu kar hafifçe izmariti ıslatıyordu. Buna rağmen yanında kızarık yanaklı ve ona hayranlıkla bakan oğlanın verdiği keyiften onu hiç bir şey alıkoyamazdı.

Bir telefon hediye etti diye oğlan ona adeta tapınırcasına övgüler yağdırıyordu. Ceyhun kırılan onurunu o her ağzını açtığında iyileşmiş ve tamamlanmış gibi hissediyordu. Doğukan'ın baş ağrısından öte gitmeyen sözleri,küfürleri ve zehir zemberek dili sonrasında oğlanın dili şeker ezmesi gibiydi.

"Yanakların çok üşümüş."diye mırıldandı Ceyhun. "Kıpkırmızı oldun."

"Yok,iyi gayet araba sıcak,sağol abi..."

Rampada savrulunca direkt olarak arkaya koyulan reçel kavanozları ve süt paketleri sarsılmıştı. Ufak bir cam tıkırtısı sonrasında Tarık yine mahcup bir biçimde iri gözlerini dikmişti. "Mahcup oldum sana ,sağol taşıdığın için yükleri ve..."

"Sen benden hep özür mü dileyecen böyle."dedi Ceyhun elini usulca oğlanın el bileklerinin üzerine kondurarak. Babacan bir edayla hafifçe "pat pat" yapmış ve tebessüm etmişti. "Sen olmasan kar fırtınasında geberir giderdim,bana evini açtın."

"Ne demek."dedi Tarık mırıldanarak. "Yine de sağol..."

Tarık parmak uçlarıyla tamamen dostane bir edayla Ceyhun'un parmaklarını avuçladığında Ceyhun parmaklarından beynine alevler sıçradığını hissediyordu. Bir elektirik akımı adeta baştan aşağı onu çevrelemiş gibiydi. Nefesini tutmuş ve oğlanın ürkek dokunuşuyla tebessüm etmişti.

"Öpeyim mi lan seni,içimden geldi."

"Nası."dedi Tarık sırıtarak.

"Böyle afacan sevimlisin ya."dedi Ceyhun frene usulca basarak. "Uzatsana yanaklarını bir bana."

"Çocuk muyum ben."diye mırıldanan Tarık yine de Ceyhun'un içten isteğini reddetmemiş,tamamen saf bir biçimde yanağını ona doğru uzatmıştı.

Kar dolu tepede,önlerinde uzun bir yar uzanıyordu. Araba tepelik yerde durduğunda köy merkezinden çok uzaklardaydılar. Ceyhun iç geçirerek usulca oğlanın yanaklarına dudaklarını bastırmıştı. Tarık içinde kıpırdanan amansız hisse anlam veremiyordu.Bayramlaştıkları vakit ağabeyleri de onu böyle öperdi ama böyle karın ağrısı hissetmezdi.

Ceyhun tebessüm ederek oğlanın çekingen ve kasılan hallerine gözlerini kapattı.

Ufacık ,masumane bir öpücükte böyle top misali kıvrılıyor,kasılıyordu. Şayet onunla anadan üryan kaldıkları vakit,hiç dokunulmayan yerlerine dokunduğu vakit nasıl utangaç olacağını ve ona böyle merakla bakacağını hayal edince kendini zorda kalmış hissediyordu.

"Sen çok şeker bir oğlansın biliyor musun?"dedi Ceyhun onu daha da heyecanlandırmak için. "Hayatımda gördüğüm en tatlı oğlansın hatta."

"Cidden mi?"

"Evet. Senden tatlı tek şey bebek olan bir kuzenim."diye mırıldandı Ceyhun ona güven vermek adına. "O da bebek yani olsun senden tatlı ha,koca adamsın?"

Yadlar VilayetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin