başlangıç

78 43 111
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



İlk bölümü sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Umarım seveceğiniz ve devamını merakla bekleyeceğiniz bir kurgu olmuştur....
Desteğinizi ve yorumlarınızı yazmayı unutmayınnnnn......

Birinci bölüm:
başlangıç

Zamanın bu kadar hızlı akıp gitmesi bize ne kanıtlıyor. Bir çocuğun salıncakta sallanması yada yavaş adımlarla ilerlediğimiz bir yolda rüzgarın hafiften yüzümüze çarpması, hepsinin birbiriyle bir bağlantısı olduğu kesin peki ama onları birbirine bağlayan, zamanı ve saati aşmamıza engel olan şey tam olarak ne. Ülkeler, iklimler günler değişim halinde hatta insanlar değişim halinde sanki bir kural içerisine bir düzine insan olarak konulmuş gibiyiz. Bu zaman aşımının farklı olduğu bir yerde olsaydık nasıl olurdu hep merak etmişimdir...

Ne demişti; Albert Einstein zaman bir yanılsamadır. Beynimizin bize oynadığı bir oyun. Korkudan deliye dönmüş bedenimi, kaldırmakta artık zorlanıyorum. Pes etmek istemiyorum ama saatin kaç olduğundan ve ne kadar zamanımızın kaldığından bihaber sonumuzun nasıl geleceğini bekliyoruz. Üstelik, bu korkunç evde bizden başka birilerinin de olduğuna hemfikiriz...

Bir kaç saat önce

Sıradan ve kesinlikle kafa açtığını düşündüğüm bu kızlar, her zaman olduğundan daha çok konuşuyorlardı sanki bugün. Ve bana gelecek olursak boktan, üzerimde daima taşıdığım, ezik kimliğimle hergün olduğu gibi sıradan bir lise öğrencisi olarak, başıma geleceklerden bihaber, klasik bir okul günündeydim. müthiş, geveze arkadaşım Elçin'e döndürdüm başımı tüm bu düşünceler arasında. Uzun saçlarında gezdirdiğim gözlerimi, Elçin'in yüzüne çevirdim. Harika bir güzelliğe sahip bu kız diye geçirdim bilmem kaç milyonuncu kez. Esmer tenini süsleyen büyük kahverengi gözlerinin çevresinde arşa ulaşan o fevkalade kirpikler, Elçin'in en beğendiğim özelliğiydi. Çocukluk arkadaşım olmasından ziyade, daima onun benden daha iyi olduğunu düşünmüşümdür. Ders çalışmadan her zaman en iyi notları alır bütün okulun gözdesi olmayı başarır. Bense daima onun gölgesi olurum. Ezik gözlükleri olan inek bir öğrenci. Fakat artık anlıyorum ki işler tam tersine dönmek üzere. Üstünlük taslamak gibi olmasın ama galiba, kayıp bir düzine ergene beyin gerekliydi ve bu kesinlikle benim. En azından şimdilik bunu bilmiyordum.

Bitmek tükenmek bilmeyen, düşüncelerimden beni ayıran zil sesine verdim kulağımı. Tüm bu kargaşa beyinimden bir bir dağılmıştı adeta. sonunda derse ara verme zamanı gelmişti. Elçin ve ben anaokulundan bu yana çok yakın iki arkadaştık. Çoğunlukla sessiz ve utangaç, olduğum için pek bir arkadaşlık kurabilen taraf olmamıştım. Elçin benim anaokulundan bu yana arkadaşım diyebileceğim tek kişi olmuştu. bencilce davranıp, onun güzelliğini, başarısını içten içe hep kıskanmıştım. Bunu kendime güç bela itiraf etmiştim. Fakat kıskançlığımın en halis sebebi,aynı çocuktan hoşlanıyor olmamızdı. Hoşlandığımız çocuk; Tolga eğer Elçin ve benim aramda bir seçim yapması gerekse, kesinlikle Elçin'i seçerdi ve ben hiç yanılmamıştım. Tolga'yla elçin iki hafta önce çıkmaya başlamışlardı. Tabi bende benim için herhangi bir sorun olmadığını , hatta bunun beni oldukça mutlu edeceğini, öne sürmüştüm. Kendi fikri ve aptallığı içinde boğulan bir ezikten başka ne olabilirim ki.

zeit not Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin