ayna

16 11 2
                                    


Yeni bölümleee geldimm. Biraz geç olduu üzgünüm.. keyifli okumalar...


Sekizinci bölüm
Ayna

Mete'nin yaşadığı korkunç olaydan sonra, Aryan ve ben bu olaylarla ilgisi olduğunu düşündüğümüz aynaya bakmak için odadan çıktık. Ağır aksak adımlarımla hemen önümden ilerleyen Aryan'ı takip ediyordum. Elimde ki telefon fenerim ortalığı yeterince aydınlatmaya yetiyordu. En azından hemen önümdeki Aryan'ı görmem için yeterli ışığa sahipti. Üstelik iyice soğuyordu hava. Sabah okula gittiğim zamanı düşündüm. Oldukça güzeldi ama şuan tam tersi olduğunu rahatlıkla söylebilirdim. Neyse ki Aryan ve Han o inanılmaz büyük ve sıcak odayı bulmuşlardı. Yoksa yaşadığımız bunca gariplik yada kapana kısılmış, olmamız değil, soğuktan donarak ölecektik.

Sakin ve korku dolu adımlarımla, hemen önümden ilerleyen Aryan'ı kaybetmeden ilerliyordum. Tabi içimi saran ürpertiden bir türlü kendimi alıkoyamamıştım. Buda etrafıma sürekli şüpheyle bakmama sebep oluyordu. Tam merdivenlere geldiğimiz sırada etrafıma deli gibi bakınıyor, boncuk boncuk ter döküyordum. Buraya ilk geldiğimizde bu kadar korkmamıştım. Bunun sebebi muhtemelen, yaşayacaklarımızdan bir habersiz oluşumdu. Kafamın içerisinden yoğun düşüncelerle deli gibi etrafıma bakındığım bir anda önümde duran Aryan'a çarpmamla, başıma giren ani baş ağrısı durmama sebep oldu. Tam dudaklarımın arasından bir inilti kopacağı anda Aryan işaret parmağını dudaklarıma götürdü. "Şşş"
diyerek elimde tuttuğum telefonumu alıp fenerini kapattı. O an ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım. Ben gözlerimi kırpıştırıp, neler olduğunu anlamadan elini ağzıma kapatıp bana doğru bir adım attığında sırtımı duvara yasladım. Aryan bana doğru yeniden bir adım daha attığında aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Eli hâlâ ağzımdaydı. Etraf kapkaranlıktı ve kalbim deli gibi atıyordu. Bu ıssız karanlığın arasından Aryan'ın suratını zar zor seçebilmiştim. Çok yakınımda olduğunun farkındaydım. O yoğun nefesi yüzüme çarpıyor bu korkunç ortamda daha da gerilmeme sebep oluyordu. Bedenini bir anda bedenime yasladığında, iyice affallamama neden olmuştu.
İnanılmaz soğuğa rağmen bedenim yanıyor gibiydi. Saç diplerimden terler anlıma süzülüyor, parmak uçlarım karıncalanıyordu. Dahası ayaklarım titriyordu. Bedenimi olduğum yere bırakmak istiyordum. Kalp atışlarım ışığı sollamak istercesine çarpıyordu. Bunun Aryan'la mı yoksa bulunduğum durumla mı ilgili olduğunu anlamak güçtü. Lakin orada bulunduğum süre zarfında, beynimle küçük bir hasbihal etme şansı buldum. Ben karanlıktan korkuyorum. Ve şuan inanılmaz karanlık.
Benim ecel terleri döktüğüm süre zarfında, Aryan sadece öyle duruyordu. Ondan korkmam gerekiyordu belki şuan. Ama gözlerimi dikip ona baktığımda, bana daha önce hissetmekten korktuğum o duyguyu tattırıyordu Ve bu inanılmazdı. Üzerime yasladığı bedenini geriye doğru çektikten sonra, boşta kalan elini ağzına götürdü ve işaret parmağıyla susmamı işaret etti. Daha sonra ağzımı kapattığı elini yavaşça geriye çekti. Derin bir nefes alıp yutkundum. Neler olduğunu anlamaya çalıştığım esnada elimden tuttu ve kalan merdiven paylarını çıkmaya başladık. Elimi sımsıkı tutuyordu.
Ve bu kalbim için hiç iyi birşey değildi. Yavaş adımlarla paylardan ilerliyorduk.

Fakat bu eski merdivenlerden ses çıkarmadan gitmek mümkün değildi. Her attığımız adımda gıcırdıyordu. Neyse ki hiç sorun yaşamadan son payıda atlatmıştık. Üçüncü kata geldiğimizde aynayı gördüğümüz oda sol tarafa, hemen karşıda ki ikinci kapıydı. Aryan sıkıca tuttuğu elimi bırakmadan ilerlemeye devam ediyordu. Bu korkunç karanlıktan öyle çok korkuyordum ki, gözlerimi sımsıkı birbirine kapatıp nefesimi içime çektim Ve gözlerimi yeniden açtım. Tek yaptığım Aryan'ın adımlarını takip etmekti. Tuttuğu elimle onun elini iyice kavramıştım bile çoktan. Tabi oda korktuğumu anlamış olacak ki elimi bırakmaya niyeti yokmuş gibi görünüyordu.

zeit not Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin