Elçin'in korkusu

10 4 2
                                    

Bölümle ilgili görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın... 

Keyifli okumalar...
Bölümlerin uzunluğu sizce nasıl..
Çok uzun yazmak istemiyorum. Sıkıcı olmaması için. Bence ideal..

On yedinci bölüm
Elçin'in korkusu.

İlahi bakış açısı

Arkadaşı birden Elçin’i bu karanlık odaya iteleyip, yaratığı peşine takmıştı. Korkuyla attığı çığlık bile ne yazık ki işe yaramıyordu. Ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette, dizlerinin üzerine çökerek ağlamaya devam etti.  İçten içe Rüya’ya zarar gelecek düşüncesi kalbini küçük parçalara ayırıyordu adeta. Üstelik şuan öyle korkusuzca davranan cesur kızı çok iyi tanırdı ve bu durum hiç hayra alamet gözükmüyordu Elçin’in nazarında.

“Niye böyle yaptı” yüksek sesle hem ağlıyor hemde çaresizce çığlıklar atıyordu. Peşinden gitmeli miydi emin değildi. Üstelik bu Elçin’in korkusu ve düşüncesiydi peki ama neden Rüya burdaydı ve o yaratıkla boğuşuyordu. Bunu böyle düşününce tüm cevap kapıları aniden açılmıştı Elçin’in gözlerine o her şeyden çok Rüya’yı kaybetmekten korkardı. Üstelik vahşice ortadan kaybolması fikri küçüklüğünden bu yana rüyalarına bile girerdi. Şimdi anlıyordu Rüya’nın neden burda olduğunu.  Arkalarından koşmak istedi ayaklarının üzerine dikeldi, kapıya yöneldikten sonra yeniden içeriye girdi. Cesaret edemiyordu bir türlü o yaratığın peşinden gitmeye. Üstelik arkadaşı onun için kendini feda etmişti öylesine farkındaydı onu koruması gerektiğini sonuna kadar biliyordu. Fakat ağlamaktan başka hiçbir şey gelmiyordu elinden.  Derin nefesler eşiğinde odada bulduğu bir köşeye diz çöktü çaresizce ağlamaya devam etti arkadaşının ne durumda olduğundan bir haberdi.  Kafasını dizlerinin arasına koymuş korkuyla titrerken, kapıdan gelen gıcırtıyla kapıya döndü. Korkudan kalbi yerinden fırlamak üzereydi. Ayaklarının üzerine dikildi fakat hiçbir şey yada biri görünmüyordu. Bu duruma anlam verememişti.

“Orda biri mii var?” Sessizce bağırmıştı ki yeniden ağlamaya başladı. İçeriye gelen Aryan’dı o Elçin’i görebiliyor fakat Elçin onu görmüyordu. İşte tam da o an görünmediğini fark etmişti Aryan. Anlam veremez şekilde bakındı boş odaya, Elçin İle  göz teması kurmaya çalışıyordu fakat çabası boşunaydı o varlığından habersiz korkuyla ağlıyordu.  Aryan çaresizce Rüya’nın peşinden giden yaratığa nasıl ve neden engel olmadığını düşündü üstelik görünmediğini şuan fark ediyordu. Alt kattaki oda da Rüya’nın Elçin’in adını haykırarak yanından kalkmasının ardından onlara görünmediği ihtimali aklının ucundan dahi geçmiyordu. Oda Rüya’nın peşinden içeriye girmişti fakat onların konuşmalarına dahil olmamış yalnızca uzaktan dinlemişti. Dahası duyduklarını söyledikleri sesleri Aryan bir türlü duymuyordu. Kendini bu konuda zorladı fakat bahsi geçen ses onun kulaklarına oldukça uzaktı.  Arkadaşını hızla köşeye çeken Rüya’ya baktı ne yapmak istediğini anlamamıştı. Bedenini kapıdan iyice içeriye soktu. Peşlerinden gidip odanın ortasında ayaklarının üzerine dikildi. Ortamda bir terslik vardı buna emindi ama sanki sesi boğazından çıkmamak için yeminli gibiydi.  Kapının hunharca yere devrilmesiyle nevrini yitirmiş gibi ellerini yüzüne siper etti Aryan.
Kızların çığlıklar eşliğinden koltuğun arkasına koşmalarına baktı hemen ardından.

İçeriye giren ve onları oldukça korkutan bir şey vardı anlamsızca etrafına bakındı korkuyordu uzun zaman sonra İlk Kez bu evde böyle titrediğini hissetti bedeninin. Yeniden kızlara bakındı fakat koltuğun arkasına sinmis kızlar görüş alanına girmiyordu. Koşar adımlarla onların olduğu kısma yönelecekti ki  korkusuzca ayaklarının üzerine dikilmiş Rüya’ya baktı. Daha ne olduğunu anlamadan önünden hızla kapıya koşan kızlara baktı kaşlarını çattı arkalarından seslendi fakat sesi her ne kadar gür çıksada sesini duyuramamıştı peşlerinden koşmaktan başka seçeneği yoktu. Tamamen görüş alanında olan kızlar sürekli ayaklarına bakıyorlar ama Aryan’ı görmüyorlardı. Anlamaya çalıştı bir kaç kez seslendi. Merdivenleri çıktıktan hemen sonra, Rüya’nın Elçin’in kolundan tuttuğu gibi kapısı açık odaya ittiğini ve koşmaya başladığını gördü. Bahsi geçen o yaratığı peşine takmış arkadaşını kurtarmıştı. Bunu Rüya’nın yüz ifadesinden anlıyordu. Koşarak Elçin’in olduğu odaya girdi. Dizlerinin üzerine çökmüş

“benim yüzümden” diye  bağıran Elçin’e baktı. Yeniden kafasını dışarıya uzattı. Ve yine içeriye girdiği an “kim var orda” işte tam o an göz göze gelmişti Elçin’le  “ beni gerçekten görmüyor” içinden konuştu kendiyle. Derin bir nefes aldıktan sonra  dizlerinin üzerine çöktü Elçin’le aynı hizaya geldiği an elini kaldırdı sağa ve sola salladı ama nafile kesinlikle görünmüyordu.

Derin bir nefes aldı bilmem kaçıncı kez. Şimdi yapması gereken açıktı Rüya’nın peşinden gitmeli ve onu kurtarmalıydı zaten yeterince vakit kaybetmişti. Koşar adımlarla kapıdan dışarıya çıktı Çıkarken sertçe kapıyı çektiğini fark etmemişti bile. Rüya’nın peşinden adımladığı anda en derin duygularla onu aramaya koyuldu. Bahsettikleri yaratığı görmüyordu üstelik. Ona bir zarar gelmiş olma ihtimali kalbinin deli gibi çarpmasına sebep oldu. Üstelik bir kaç dakika önce konuştukları esnada Rüya’ya söylemek istediği şeyler vardı. Rüya birden yanından kalkıp gitmeseydi.

Sonunda Rüya girdi görüş alanına telaşla bir kapıdan içeriye girdiğini görür görmez koştu ve aynı odaya girdi…….


Rüya Aryan’ın “ senin peşinde” derken bir türlü neyi kastettiğini anlayamıyordu. Bu koskoca kütüphanede ona soracağı soruyu hangi kitapta bulacağını bilmiyordu. Biraz düşününce buralarda kalem ve kağıt bulabilirse iletişim daha kolay olabilirdi. Zaman kaybetmeden gördüğü tüm çekmecelere ve dolaplara bakınmaya başladı. Kapının az uzağına paralel duran masanın çekmecelerine baktı ve işte kalem ordaydı. Hızla eline aldı. Raflardan birinden kitap aldı ilk sayfasını açtı, gördüğü ilk boşluğa
“ ne demek benim peşimde” yazdı. Bir kaç saniye sonra beklediği cevapta gelmişti.
“ Bilmiyorum Elçin sayıklıyordu.” Bu cümleyi okuduğu anda gözleri fal taşı gibi açıldı.

“ Elçin iyi mi?”

“ Evet ama ağlıyor”  “ bir yolunu bulup seni buradan çıkarmalıyız.” 

“ Nasıl?”

Ve  yine aynı ses ilişti kulaklarına. Korkuyla titrerken ses gittikçe yaklaşıyordu. Zamanla yarıştığının farkındaydı Rüya. 

“ Aryan sende duyuyor musun?” Titreyen sesi adeta kütüphanenin tamamını kaplamıştı. İstediği cevap gelmemişti belki de Aryan vermişti cevabı lakin duymuyordu.  Zemin titremeye başladı birden. Duvarlarda ondan farksızdı ve bu korkunç ev sanki şuan yerle bir olacak gibiydi. Titreyen zeminle birlikte dengesini kaybedip yerle bir oldu Rüya.

Ayaklarının altından kayıp gitmişti sanki. Raflardaki kitaplar bir bir düşmeye başladı sonra. Gitgide artan kalp atışları, artık kalbinin durmasına sebep olacak gibiydi. Gözyaşlarının arasında ayağa kalkmaya çalıştı fakat yeniden yüzüstü kapaklandı yere. Bileğini incittiği an acıyla inledi.

Kapı sertçe yere düştüğü an. Rüya bakışlarını kapıya yöneltti. Bakışları Ağzından salyaları akan uzun boynuzlarının altında, dişleri bıçağı andıran dev yaratığa baktı. Onu ilk gördüğünde bu kadar incelemediğini fark etti.  Bakışları daha sonra dev bedenini tamamlayan pençelerine döndü. Üstelik kırmızı gözleri, omuzlarından yukarıya uzanan sivri tüyleri vardı.  Yaratık birden kükreyerek Rüya’nın üzerine yürüdüğü an sürünerek kaçmaya başladı. Bileği öyle çok acıyordu ki ağladığı yetmiyormuş gibi birde acıyla bağırıyordu.

“Aryan yardım et”

İşte bu kez dudaklarından çaresizce, yardım dilenen cümleler dökülmüştü. Kapana kısıldığı bu dakikalar sonunu getirmek üzereydi ve tek çıkış yolu Aryan’dı.



Bölüm sonu...

Bölüm nasıl sizce. Yazarken oldukça heyecanlı geçti. Aryan Rüya'yı kurtarmak için nasıl bir yöntem seçecek sizce..
Diğer bölümde görüşürüzzz... 🫠

zeit not Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin