Merhaba bebeklerim nasılsınız? Umarım beyenirsiz♥️
Lütfen küçük yıldıza dokunun ve yorum yapmayı unutmayın♥️Sesler geliyordu ama ben sanki boşluktaydım. Anlamıyordum. Ne konuşulanları ne de hayatımı. Önce evime giderken biriyle tanıştım. Bu sadece cinsel çekimdi. Sonra birlikte olduk ve bu sürec böyle devam etti. Sonra beni aldattığını zannedip ülkeyi terk ettim. Gittiyim yerde acılar çekdim. Sonra şimdilerde piskopata bağlayan biriyle tanıştım. Beni ayakta tuttu ayağına sıçtığım. Benim isteğimle bana her şeyi öğretti. Mafya dünyasına soktu. Durmadan çalıştım. Adımdan söz ettirdim. Sonra ülkeye döndüm. Beni aldattığını sandığım eski yattığım sevgilim karşıma çıktı. Yüzleştik. Affettim. Affettiğim gün uçurumdan uçtum. 1 yıl her kes beni öldü bildi. Aslında yarı yarıyardı. Hem öldü biliyorlardı hem de yaşadığıma dair şüpe duyuyorlardı. Sonra hayatıma ekip arkadaşlarım girdi. Onlarla çalıştım. Ülkeye dönmeye karar verdim. Dönmeden önce çoğu yerde yangın başlattım. Eee Alev alevlerle birlikte gelmeliydi. Sonra sevdiğim adamla karşılaştım. Kıskançlık oyunları falan filan. Yakın sandığım arkadaşım düşmanım oldu. Sonra sevgilim olan puştu başkasıyla gördüm. Az kalsın öldürecektim. Şimdi de işte elimiz kolumuz bağlı bir depodaydık. Hayatım hızlandırılmış dersler gibi. Hızlı gidiyor ama anlayamıyorsun. Bu da galiba benim cehennemim. Ama bir söz var ya hızlı yaşayan çabuk ölür diye. Gerçi ben ölümden korkmam ama. Neyse. Düşüncelerim dağıldı ve etrafdaki seslere yoğunlaştım.
"Pişt Kartal bileklerim acıdı. Acaba benle sevişirmisin?" diyerek cilve yapan Sinin sözünü Çiçegin kah kahası kesdi.
"Yuhhh bee aile var aile. Edep,ahlak kalmamış. Link varmı?" diyen Tim acıyla inledi.
"Bana bak seni burda bir döverim kendine gelmessin" Kartal sinirlenmişti.
"Ne var be? Bana ne siz mart ayındaki kediler gibi cilveleşince sorun yok ben bir şey diyince sorun dimi? Al işte kırdın kırdın" diyerek şimdide Kartala trip atıyordu. Ben aslında ekibimi seviyordum. Nerede olursak olalım hiç fark etmez hep eğlene biliyorlar. Yaralandıkların da bile bunu eğlenceye dönüştürüyorlar. Canları acıyor evet çok acıyor. Ama bunu öyle bir gizliyorlar ki kenardan izleyen şaşırıyor. Yerimde hafifce kıpırdandım. Tüm sesler kesildi.
"Galiba uyanıyor"
"Evet Çiçek artık rahatla lütfen uyanıyor. Zaten o Alev onu hiç kimse yıkamaz."
Kızlar bana hep destek olmuştu. Kavgada etsek, uzakta da olsak hep yanımda olduklarını hissetmişdim. Şu an sadece ekibimin 2 üyesi yoktu. Onlarıda tanıyacaksınız.
"Alev, balımm hadi aç gözlerini" Kaya buradaydı. İçim titredi. Kalp atışlarım hızlandı. Aşık olmak çok başka bir şeymiş. Biz onunla hızlı yaşadık. Hızlı ayrıldık. Belkide sevişmeyi aşk sandık. Ayrı kalınca da aşık olduk. Araya mesafe girince ya koparsın ya da sonsuza kadar bir birinize bağlanırsınız. Ve düğümler o kadar güçlü olur ki bir birinizden öteye yolunuz olmaz. Biz hangisiydik bilmiyordum. Belkide o dügümlere makas atardık. Belkide o kopan ipe düğüm atardık. Sadece bildiyim bir şey vardı. İçimdeki öfke. O öfke o kadar büyüktü ki artık durmayacaktım. Hem yakacaktım hem de yanacaktım.
"Bir susmadınız be. Biraz dinlenmek istedim ona da izin vermediniz" hala gözüm kapalıydı.
"Alev ne dinlenmesi yaa törpümü aldılar törpümü. Kalk da bunları döv törpümü bana geri getir" gözlerim kapalı olsada şu an her kesin şaşkınlıkla bakdığına emindim.
"Ne var be? Niye bakıyorsunuz? Zaten siz ne anlarsınız. Puştlar" evet Si söyledikleriyle düşüncelerimin doğruluğunu kanıtladı.
"Abicim bu kadınlar niye böyle ya ben anlamıyorum. Ellerimiz ayaklarımız bağlı. Biri törpü istiyor, biri uyuyamadığı için söylenir, biri kıyafetim buruştu diyip ağlamaya başlar. Bunlar nasıl adam öldürüyo hâla anlamış değilim"
"Biliyormusun Kartal abi anlamadığına hiç şaşırmadım" Çiçek Kartalı kapak etmişti. Her kes kah kaha atıyordu. Yavaşca gözlerimi açtım. Hepsi gülüyordu. Tek bir kişi haric o bana bakıyordu. Gözlerime sanki derinlikleri görmek isteyerek bakıyordu.
"Balım benim iyimisin?" Yüzüne baktım. Çok yakışıklıydı puşt herif.
"İyiyim"
"Kızım nasıl iyisin ya? Gözlerin kan çanağı olmuş"
"Tim iyiyim"
"Hayır efendim iyi değilsin. Ellerim bağlı olmasaydı kollarımla sarardım seni"
"Biraz daha sevgilime yürürsen bende seni sarıcam ama kollarımla değil. Kefenle"
"Aaaa tehdit ediyor birde. Üstüme iyilik sağlık"
"Tim yeter. Kaya sende buna bakma şaka yapıyor" diyerek arayı yapmaya çakışıyordu Kartal.
"Aman sendee beee yaprak dökümü hayriye gibi ağzımızın tadı kaçmasın ali rıza bey modundan çıkma zaten. Ne güzel kavga etsinler izleyelim yaaa sıkıldım. Zaten törpümde yok" her kes gülüyordu. Kartal sinirle
"Kızım sen amerikada yaprak dökümümü izledin?"
"Tabii ki izledim. Ferhunde favorimdi. Hatta biliyormusun aşkı memnu,muhteşem yüzyıl da izledim. Aşkı memnuda en akıllıları peykerdi yaa evlendi kendi hayatına baktı. Muhteşem yüzyılda da en nefret ettiğim sultan süleyman bozuntusuydu. Her boku yiyip yiyip ben öyle uygun gördüm diyerek odasına gidiyordu haspam. Ay ayyyyy bir dee hürremi seviyordu ama başkasıyla da yatıyordu. Ben olsaydım o sikini keser denize atardım. Bu ne be salak" hepimiz afallamış ve ağzı açık Siye bakıyorduk. O sanki çok normalmiş gibi omuz silkti. Ben ve Çiçek önce bir birimize baktık sonra aynı anda kah kaha atınca Si bize katıldı. Artık Kaya da gülüyordu. Timin elleri ayakları sandalyeye bağlı olmasaydı şu an yere yatarak gülecekti. Kartal Siye her an öldürecekmiş gibi bakıyordu. Birden kapı açılma sesi geldi. Anında Kayayla gözlerimiz buluştu. Yarası sarılmıştı ama üstü başı kandı. Stev içeri girdi. Önce bana baktı sonra diğerlerine.
"Harikasınız hepiniz benide çok güldürdünüz. Kızlar İnanın Alevi sevmeseydim sizlerden birini seçerdim. Si ve Çiçek çok güzelsiniz"
"Bana bak orospu çocuğu gözlerini kızlardan çek. Sinin adını ağzına alırsan ağzına başka şeyler veririm."
"Yalnızca Sinin değil Çiçeğin de adını ağzına alırsan senin o ağzını bir daha konuşmayacak duruma getiririm." Tim ve Kartal şu an öldürecekmiş gibi bakıyordu. Kaya zaten artık öldürmüştü bu bakışları biliyordum. Stev hiç kimseyi takmadan yanıma gelmeye başladı.
"Uzak dur ondan sikik herif. Alevden uzak dur. Çözün ulan beni" Kaya adeta kükrüyordu. Yüzüne baktım ve başımı iki yana hafifce salladım. Kollarını çekiştiriyordu canı yancaktı. Zaten yaralıydı. Bakışmamızı önümde duran beden kesti.
"Alev çok güzelsin. Zehir için kusura bakma adamlar bilememişler. Merak etme öldürdüm zaten onu. Sana dokunan her kesi öldürürüm" ellerini yavaşca yüzüme doğru götürdü. Çekilmiyordum gözlerine bakıyordum. Arkadan erkeklerin bağırtısını küfredişini duyuyordum.
"Elini çek yoksa kırarım" Stev kah kaha attı.
"Alevim ellerin bağlı bebeğim. Yoksa bedenimi önüne sererdim istediğini yapardın. İnan çok zevk duyardım." Artık bende gülüyordum. Birden ellerimi öne getirdim ve iki yakasından tutub kafamı burnuna gömdüm. Sendeleyip arkaya düştü. Kızlar kah kaha attı. Onlar zaten ellerimi çözdüğümü biliyordu. Ama diğerleri ağızları açık bana bakıyordu. Onları takmadan hemen ayaklarımı çözdüm. Yanımdakı Sinin eline törpüsünü koydum ahh hayır aslında o törpü değil. Törpü görünümlü bıçak. Si hemen ipleri kesmeye başladı. Stev ayağa kalkmak isteyince karnına tekme attım. İki büklüm oldu. İçeri 6 kişi girdi. Üstüme geldikleri zaman Sini yanımda gördüm. Kısa bakışmamızda anladım. Adamların içine daldım. Ve dövüşmeye başladık. Arkadan biri Siye sarılınca Kartal adeta kükredi ama bağlıydı. Vaktimiz az olduğundan onu çözememiştik. Hemen Sinin arkasındakı adamın saçlarından çektim ve kafasını iki elimle tutup kırdım. Adam ölmüştü. Birden karnıma tekme yedim. Sendelim ama yere düşmedim. Kaya çıldırmıştı. Depo çok büyüktü ben,Si,Çiçek aynı yerdeydik ama deponun diğer ucunda erkekler vardı. Zaten onun için vaktimiz yoktu. Karnıma tekme atan adamın üstüne koştum ve o bana yumruk atmak isterken eğildim ve karnına sert yumruk attım. Nefesi kesildi ve dizlerinin üstüne düştü. Hemen onunda boynunu kırdım. Artık yaşatmak yoktu. Artık yaşattıklarını onlara yaşatmak vardı. Birden bir silah sesi geldi
"Hemen ellerinizi kaldırın yoksa bu cici kızı öldürürüm" puşt silahı Çiçeğin kafasına dayamıştı.
"Bırak lan onu. Seni sikerim bak bırak onu" tim çıldırmıştı. Birden Çiçek kafasındakı adamın elini yakalayıp bileğini burktu ve adamdan bir bağırış koptu.
"Bir daha bana cici kız dersen. Senin o çükünü cici cici keserim" yerinden kalktı ve adamın elinden aldığı silahla kafasını patlattı. Demek ki Si törpüyü Çiçeğe vermişti.
"İşte benim Çiçeğim" Si sıkıca sarıldı. Arkaya baktığımda 3üde bize bakıyordu. Ağızları o şeklini almıştı. Ve gözleri iri iriydi. Bu durumları çok komikti.
"Ne oldu beyler? Niye şaşırdınız? Tabii siz alıştınız beyaz atlı prens bekleyenlere. Bizi görünce şaşırdınız tabiii" dediklerimle kızlar kah kaha atmaya başladı.
"Hayır. Aslında şaşırmadım. Sadece çok seksi oluyorsun bende kendimi nasıl durdurayım diye düşünüyorsum" Kaya yapmışdığı yapacağını sapık işte. Ona cevap vermedim. Arkamı döndüm.
"Acaba bizi çözecekmisiniz? Yoksa beyaz atlı prenseslerimizimi bekleyelim?" Kartalın sorusuyla Si "prenses değil yaa kralim olacaksan gelip çözeyim. Eğer ki prens,prenses istersen çocuk yaparız bende kraliçen olurum" dedi. Kartaldan başka hepimiz gülüyorduk.
"Onu bunu bırakında siz gördünüzmü az önce Çiçek dikenlerini bir kirpi gibi nasıl attı. Şaşırdım. Ama hoşuma gitti" Timin sözleriyle önce bir sessizlik oldu sonra Çiçek elindeki silahı ona doğrultup "bana bak yavşak hemen sesini kesmezsen kafana isabet eden şey sadece dikenlerim olmayacak"
"Ne dedim ya ben" diyip omuz silkti. Onlara doğru yürümeye başladım. Ellerini çözecektim. Birden etrafı duman sardı. Ben ne olduğunu bilmeden ağzıma sarılan elle karanlığa çekildim.Başımda çok kötü bir ağrı vardı. Son yaşananları hatırlayınca gözlerimi hızlı açtım. Bir yataktaydım. Ama burası benim odam değildi. Yabancıydım bu odaya. Ayağa kalkmak için hafifce doğruldum ama başım döndüyü için yeniden uzandım. Acaba bizimkiler nerdeydi. Kapıdan tıkırtı gelmesiyle oraya döndüm. Yerimde doğruldum ama ayağa kalkamadım. İçeri giren yüz tanıdıktı. Bu puştu tabii ki tanıyordum Stevden başkası değildi.
"Günaydın canımmm uyanmışsın" gözlerimi devirdim
"Nerdeyim ben ve diğerleri nerde?"
"Merak etme Alev hepsi iyiler. Zarar vermek istesem elleri kolları bağlıyken yapardım. Sadece seninle konuşmam lazım. Konuşalım zaten gideceksin" kaşlarım çatık yüzüne bakıyordum. Şimdi benimle konuşan Stev ilk zamanlar tanıdığım adamdı.
"Önce iyi olduklarını bir göster sonra konuşuruz. Senin gibi şerefsize inanacak değilim" sırıttı ve cebinden telefonunu çıkardı.
"Al bak" telefonu elime aldığım zaman evime giden tüm yolların kamerasının küçük küçük ekranlarla görüntüsü vardı. Ve doğru söylüyordu eve gitmişler. Ama bu puşt kameralara erişim nasıl sağlamıştı. Kaşlarımı çatarak "kameralara nasıl erişim sağladın?" dedim.
"Ben erişim sağlamadım. Gitmeden önce senin bana inanmayacağını bildiğim içim Timden ricada bulundum"
"Bu nasıl rica?" Elini kaldırıp işaret ve baş parmağı mesafesini kısarak
"Şu kadarcık tehdit etmiş ola bilirim" dedi. Çıldıracaktım gerçekten.
"Ya sen beni çıldırtmakmı istiyorsun?" Oda da volta atıyordum.
"Söyleseydin yaa konuşmak istiyorum diye"
Artık o da ayaktaydı.
"Söylemedimmi sanıyorsun Alev? Tabi ki söyledim. Ama ellerini açar açmaz sevgilin boğazıma yapıştı. Haaa bir de ağzıma silahın namlusunu sokmuştu. Ne yapa bilirdim?"
Önce afalladım sonra kah kaha attım.
"Senin boğazın o yüzden mos mor. Bende diyorum ki bunu kim boğazladı. Ellerine sağlık valla"
"Aşk olsun ya arkadaşınım ben senin"
"He he arkadaş arabamın frenlerini kesen arkadaş"
"O öyle değildi bir kere. O arabaya senin binmeyin tamamile tesadüf"
"Ha yani Kaya için planlamıştın. Bunu ona söyleyeyim bu sefer namlu ağzına sokunca direk sıksın" sırıtmaya başladı
"Hayır canım tabi ki ben öyle şey yapmam" diyip kıvırmaya başladı. Aslında bu hallerini özlemiştim. Birlikte gülüp eğlendiğimiz zamanlarıda özlemiştim. Ama işte bu asalak çürük çıktı.
"Tamam söyle söyleyeceklerini ben gideyim"
Ellerini cebine koydu ve yatağa doğru yürüyüp oturdu.
"Öncelikle sözümü kesmeden dinle. Sen çok konuşuyorsun ve bu zamanımızı kısıtlıyor" önce şaşırdım sonra bağırmaya başladım
"Salakkkk ben çok konuşmuyorum. Bana bak seni gerçekten öldürürüm. Hadi şimdi şu siktiğim işi anlat"
"Tamam bak kesme sözümü. Öncelikle sizi kaçıran o maskeli adamlar benim adamım değil. Gördüyün gibi benim adamlarım öyle kostümler giymiyor. Yani Kayanın vurulmasının ve senin zehirlenmenin benimle hiç bir alakası yok. Sizi takip ettirdiyimi zaten sen biliyorsun. Bu senden kaçmaz. Takip sonucunda sizi aldıklarının haberini aldım. Aynı anda benimde evlerime baskın yapılmıştı. Sadece sizi değil aslında benide almak niyetleri vardı. Ama bilmedikleri şey ben zaten sizi kurtarmak için yola çıkmıştım. Ve o adamlar eve girdikleri an havaya uçtular. Bakma bana öyle senin taktiğini kullandım işte fenamı."
"Peki Stev sen niye bize yardım ettin? Bu işten çıkarın ne?"
"Bak Alev onlar devlet. Biz mafya. Sizi içeri alsalardı şansımız olmayacaktı. Hem siz hem de ben tehlikede olacaktım. Şimdi sana şöyle söyleyeyim. Güçlerimizi birleştirmeliyiz. Biliyorum benden bütün ekip nefret ediyor buna sende dahil. Ama son defa gücümü birleştirelim"
Düşünüyordum nasıl olacaktı. Ekip ve Stev aynı ortamda. Kaya ve Stev aynı masada. Ben o masanın en başında. Nasıl olacaktı. Aslında doğru söylediğini biliyorum. Bizi kaçıranların kıyafetleri normal değildi. Farkındaydım her şeyin. Ne istediklerinide biliyordum ama asla onu gerçek sahibinden başka kimseye söylemeyecektim.
"Ee ne diyorsun Alev? Son defa bombalar patlasınmı?" elini uzatmıştı sıkmam için. Önce eline baktım sonra yüzüne.
"Eğer ki tek bir yanlışını görürsem Kayaya ya da bir başkasına bırakmam ben sıkarım kafana" diyip elini sıktım. Asıl macera şimdi başlıyordu.Evetttttt şimdi aksiyon başlasın bakalım.
Sizce ekibin ve Kayanın tepkisi nasıl olur?
Stev sizce doğrumu söylüyor?
Lütfen küçük yıldıza dokunun ve yorum yapın.
Bu bölüm birazcık uzun. Hasta olduğum için hızlı hızlı yazamıyorum kusura bakmayın.🥹 Bölümleri geciktirmemeye çalışıcam😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIPLAK...! 18+🔥
Romance18+ bir kitab. İçerisinde cinsel içerikli metinler var.!⚡️ İçerisinde cinsellikle bağlı fotoğraflar ve küçük videolar var. Karakterler: Alev Avan (23) Kaya Kavas (26) Tesadüfen karşılaşdığın bir insan tüm ömrün ola bilirmi? İki insanın tesadü...