Bölüm 3.

1.5K 11 7
                                    

Merhaba her kese. Bölümleri hızlıca paylaşmak istiyorum sizlerle. Lütfen fikirlerinizi yazın ve küçük yıldıza dokunun♥️



Öpüşmüştük. Biz öpüştük. Karşılık vermişdim. Hemen kendimi toparladım. Onu itdim. Benden çok uzaklaşmadı. Elleri belimdeydi. Gözlerime bakıb dudaklarını yaladı.
"Tadın. Tadın mükemmel. Çok özlemişim anka kuşum. Seni çok özledim. Kokunu çok özledim."
Hiç bir şey demedim. Sadece yüzüne baktım. Çünkü bende özlemiştim. Çok özlemiştim. Ellerini belimden çektim. Geri adımladım. Gözlerinin içi titredi sanki. Başını hafifce iki yana salladı. Sanki ne yapacağımı biliyordu. Birden elim belimdeki silaha gitdi. Silahımı ona çektim. Ben silahı ona doğrultunca onun adamlarının hedefinde de ben vardım. Benim ekibimde silahlarını çekmişti.
"Sen kimsin? Bana nasıl dokunursun? Benden uzak dur. Bana bulaşma. Bay Kaya." Adını öyle söyleyince bana çok garip baktı. Çünkü ona sadece yer altından olan insanlar Bay Kaya derlerdi. Yani yabancı insanlar.
"Silahınızı indirin.! Hemen.!" adamlarına resmen kükremişdi. Bende silahımı indirdim ve arkamı döndüm. Kartal ve Tim bana bakıyordu. Yaklaşınca hemen Kartal belimden yine tutdu. Başımın döndüyünü sanki hissetmişti. Arkama bakmadım. Arabaya doğru ilerledik. Tim kapı açtı. Bende Time göz kırparak yanağından makas alıp "Teşekkür ederim yakışıklı" dedim. Kartal ve Tim o kadar şaşırdı ki ağızları o şeklini almıştı. Son kez ona baktım. Bana çok sinirli bakıyordu. Ama ekibime öldürecekmiş gibi. Gözleri belimdeki ellerdeydi. Az önce kendi elleri olan belimde şimdi başkasının eli vardı. Umrumdamıydı? Hayır.!) Artık buna alışacaktı. Alışmak zorundaydı. Gözlerine baktım ifadesizce sonra arabaya bindim. Kendi evime gide bilirdim.

Evimin önündeydik. Şehirden uzak ağacların içerisinde 2 katlı bir evdi. Gösterişli ama aynı zamanda sadelik de vardı. Aslında tam beni yansıtıyordu. Bahçesinde kırmızı ağaçlar vardı. Havuz öyle inşa edilmişdi ki içerisindeki su sanki alev alev yanıyordu. Bahçenin ortasında anka kuşu heykeli vardı. Diyorum ya tam benlikdi. Mimarisi bendim. Kendim çizmişdim. Ev 100 km uzaklıktan korumalar tarafından etrafı sarılı şekilde korunuyordu. Ayrıca evin etrafında da korumalar vardı. Benim korumaya ihtiyacım yoktu. Benim içimdeki alev bana yeterdi. Tim ve Kartal eve bakıyordu. Hayranlıkla. Onlarda bilmiyordu nasıl olacağını. Tahminleri vardı ama böylesi yoktu. Hep birlikte eve doğru ilerledik. Kapısını çoktan korumalar açmıştı.
"Alev hanım hoşgeldiniz. Buyurun anahtarlarınız."
Benle konuşan korumaya baktım. Çok da yakışıklıydı. Hepsinin üzerinde gözlerimi dolaşdırdım bana bakmıyorlardı ama ben onların yakışıklılığını görüyordum. Vay bee etrafım yakışıklı korumayla sarılmıştı.
"Teşekkür ederim. Siz işinize döne bilirsiniz."
Koruma gitdiği sırada arkasından seslendim
"Haa bu arada içeri kimse girmeyecek kim gelirse gelsin."
"Tamam efendim."
Arkamı korumaya dönerek evin içine girdim. Gerçekten çok güzeldi. İçeriside sade ama şıktı.
"Alev ev çok güzel hayırlı olsun. Ama şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?"
"Evet Alev hayırlı olsun. Artık ne yapacağını bizede açıkla" Kartalda Timin söylediklerine katılmışdı. Yüzümü onlara döndüm dudağımdakı gülümsemeyle ama içten soğuk bir gülümsemeydi.
"Yarın konuşuruz şimdi dinlenmem lazım. Beyin fırtınası yarına kalsın. Ama bunu söylemem lazım yarın bir kişi ölecek ama ellerimde."
İkiside bana şaşkınlıkla baktı onların konuşmasına izin vermeden arkamı döndüm. 2ci katdaki odama. Kapıyı açarak içeriye girdim. Evet gelmişdi buradaydı. Yatağımdaydı bana bakıyordu.
"Hoşgeldin." dedim soğuk bir sesle.
"Hoşbuldum kardeşim."

Derin bir uykudaydım. Her bir tarafım alevlerin içerisindeydi. Ama beni yakmıyordu. Sanki beni besliyordu. Giderek sönmeye başlayarak yeniden gözlerimden ve ellerimden bedenimin içerisine girdi. Sanki yeri bedenimmiş. Uykudan sıcrayarak uyandım vücudumdaki karıncalanmanı sanki gerçekten hissetmiştim. Yatağımdan kalkıp banyoda işlerimi halletdim. Önce kırmızı jartiyer takımımı giyindim. Üzerime mini kalçalarımın hemen altında biten siyah deri bir elbise giydim. Saçlarımı düzleştirdim yeni rengide bana çok yakışıyordu. Saçlarım artık sarı deyildi. Gri yapmıştım. Kül rengi. Gözlerime hafif ama güzel bir makyaj yaptım. Dudaklarıma her zamanki gibi bordo kırmızısı rujumu sürdüm. Aynadan kendime baktığımda hazırdım. Elbisem o kadar kısaydı ki jartiyer gözüküyordu. Umrumda deyildi artık. Bu gün o masa'da kanunları bozarak kan akıtacaktım. Çünki artık masanın esas sahibi geri dönmüştü. Alev artık sahnedeydi. Kimisi o sahneni izleyen izleyici olacaktı. Kimiside o sahnedeki sonu kötü biten bir oyuncu. Siyah ince topuklu ayakkabılarımı giydim ve odadan çıktım. Merdivenleri indiyimde kahvaltı masasının etrafındakı ekibimi gördüm. Bana bakıyordu ikiside. Ama Tim beni baştan aşağı süzüyordu. Masaya yakınlaşıb yerime oturdum
"Günaydın. Afiyet olsun" ikiside cevap vermemişti hâla bana bakıyordu. Afallamış suratları çok komikti.
"Ne oluyor amına koyayım niye öyle bakıyorsunuz?"
"A-alev şey çok günaydın. Ay pardon çok şık olmuşsun. Şey o içideki jartiyermi? Jartiyerse birlikte odada çıkara biliriz." Diyerek Tim göz kırptı. Gözlerimi devirdim. Hâla bana bakıyordu. Kafasını patlatırım ama bana lazım işte.
"Günaydın Alev çok güzel olmuşsun. Yakışmış" Kartal'da bana göz kırparak yemeyne devam etdi. Ay allahım o kadar güzelim ki her kes aşık bana. Kahvaltı sessiz geçmişti.
"Hadi çıkıyoruz. Her kes bizi bekliyor."
"Nereye?" Kartalın sorusuyla göz devirdim.
"Nereye olacak? Tabi ki masa bizi bekliyor. Elinizi çabuk tutun. Dışardayım." arkamı onlara döndüm ve dışarı çıktım. Ben çıkar çıkmaz yakışıklı korumalarımda bana bakmıştı. Ama şaşkın ve beyenmiş bakıyordular aman beyensinler tabi güzelim.
"Alev hanım günaydın. Arabanız hazır şoförmü istersiniz yoksa kendinizmi gideceksiniz?"
"Günaydın yakışıklı. Kendim kullanmak istiyorum bu gün. Siz adamları hazırlayın 100 koruma istiyorum. Silahlı. Arkamızdan bizi takip edeceksiniz."
"Tamam efendim"
Korumamın uzaklaşmasını izledim. Ekibimde gelmişti. Korumalar eşliyinde yola koyulduk. Önden giden koruma aracı istememiştim. Çünkü hız yapmak istiyordum. Hız benim tutkumdu.
"Alev biraz hızlı gitmiyormuyuz? Yavaşla istersen"
"Sus Tim.!"
Onlar kendi aralarında konuşuyordu. Ama ben düşünüyordum. 10 dakikalık yolculuğun ardından şirketdeydik. Arabamı durdurdum ve Kartal gelip kapımı açtı. Gözlüyümü taktım ve içeriye doğru yürümeye başladım. Korumalardan 20sini dışarda bekletdim ama diyer 80 koruma ve 2 kişi ekibimden benimle içeriye girdi. Her kes bana bakıyordu. Toplantı büyük bir odada olacaktı. Yürüyüşüm sert omuzlarım dikti. Odanın önüne geldiyimizde kapıyı çalmadan açtım. Kapı açılında masadakilerin gözü bendeydi. Her kes ayağa kalktı. Her biri bana bakıyordu. Gözümün içine. Kaya o da buradaydı ama o en çok bacaklarımdan gözüken kırmızı jartiyerr bakıyordu. Gözlerimiz buluşunca ben ifadesizliyimi koruyordum ama o artık çok ateşli bakıyordu. Göğüslerime bakarak yutkundu. Kafamı çok bulandırmasın diye diğerlerine döndüm. Masanın başına geçip ayakta durdum. Elimle oturun işaresi yaptım. Her kes kendi yerine oturduğu zaman söze başladım.
"Merhaba beyler. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Çünki ben çok iyiyim. Öldüğümü düşünmüşsünüz. Beni masadan uzaklaştırmak istemişsiniz. Ama unutmayın artık ellerimdesiniz. Siz benim ortağım deyilsiniz. Çalışanımsınız. Bu gün bu masada bir sandalye boş kalacak. Merak etmeyin boş sandalyeni dolduracak birini buldum." Sözlerim bitince her kes şaşkındı. Kaya ne yapmaya çalışdığımı çözmeye çalışıyordu. Ama çözemezdi. Fırsat bulmayacaktı. Jartiyerimdeki silahı çıkardım ve hiç düşünmeden sol çaprazımda oturan İsmaili kafasından vurdum.
"Alev sen ne yapıyorsun?"
"Alev hanım kuralları çiğneyemezsiniz. Siz olsanız bile"
"Bu da neydi şimdi? Masa üyesini vuramazsınız." Hepsi bir şey anlatıyordu ama ben sadece akan o kana bakıyordum. Beni sakinleştiriyordu.
"Evet beyler sahneme hoşgeldiniz.! Alevlerimde yanmaya hazırmısınız?" Diyerek onlara baktım. Artık gösteri başlıyordu.






Umarım beyenirsiniz?

Sizce Aleve kardeşim diyen kimdi?

Alevin son çıkışını nasıl buldunuz?

Alev ve Kaya hakkında düşüncelerniz nedir?

ÇIPLAK...! 18+🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin