3.Bölüm:Kafes

1.3K 61 3
                                    

İki günü daha geride bırakmıştık.İki gündür ne o adamı nede Ahmet'i görmüştüm.Sadece gelen adamlar ve yenilenen yaralar vardı.

Kaç gündür burda olduğumu bile bilmiyordum.Sadece tuvalet ihtiyacı olduğunda götürüp getiriyorlardı.Askerler  sayıca az oldukları için karşı çıkamıyor durumu kabulleniyorduk.

Ben hariç.

Şu süre zarfında teröristlerin benden çekindikleri mi anlamıştım.

Senden korkuyorlar.

Sen canavarsın senden korkuyorlar

O günün sonucunda belli etmediklerini düşünseler bile benden çekindikleri anlamıştım.Ama insanlar canını önemsiyordu o yüzden kimse Ahmet'e karşı baş kaldirmıyor ona boyun eğiyolardı.

Haysiyetsiz bundan zevk alıyordu.

Askerler bunu fark etmiş ama birşey sormamıştı.Öte yandan o adamla Ahmet'in ortak olduğunu ve işleri beraber yönettikleri öğrenmiştim.

Askerlere göre biraz fazla şiddet görüyordum.

Bir askerin amacı sivili korumak.O yüzden bana yükleniyor olabilirdi.

Ya da geçmişin intikamını alıyor olabilirdi.

Kollarımda ve bacaklarımda kenarları bastıkları tuzdan dolayı aşınmış bıçak izleri,sırtımda kemer darbeleri yarışı mor yarısı ise iyilesmekte olan yeşil izler vardı.Yuzumu söylemiyorum bile.Askerlerinde benden az kalır bir yanı yoktu.Hepsi perişan ama kimseden çıt çıkmıyordu.Aksine adamlarla alay ediyor ve onları ciddiye almıyor sonucunda da daha fazla dayak yiyorlardı.

Bir Türk askerinin terörist adamlarını ciddiye aldığı nerde görülmüş?

İçeri 9 adam ve ardından Ahmetle O adam girdi.

Adini bile anmiyorum.

Adam direk gözlerini bende kilitledi.Uzerinde siyah kaslarını saran bir tişört ve altına siyah bol eşofman.Saçları ise dağınıktı.

Her zamanki gibi.

Ahmette aynı kombini giymiş üzerinede siyah hırka geçirmişti.

Adamların elinde ise kova vardı.Her adam bir askerin arkasına geçip kovayı baştan aşağı üzerlerine dökmüşlerdi.Adamlardan biri arkama geçmiş benim üzerimede dökmüştü.

Hadi ama ben uyanığım.

Sıcak su yaralarımızı tekrar acıtırken askerlerde uyanmıştı.

"Eee hani nerde gelmedi dostlarınız?"alayla askerlere doğru konuştu.

"Senin dilin fazla uzamış sanırım.O dili kökünden kesmek gerek."dedi teğmen.

Ahmet onları umursamayıp önüme geldi.

"Nasılsın kızım."

"Kötü.Sizin yüzünüzden gelecekteki kocam beni sevmiycek."diyip alayla güldüm.

"Ha kurtulacağını düşünüyorsun yani?"

"Düşünmüyorum biliyorum."

"Ah sen ve şu gereksiz hayallerin.17 yaşına geldin hala aynısın."

"Hey! Benden oturup ağlamamı beklemiyordum degilmi yaşlı bunak!!"

Ne bekliyordu oturup ağlamamı?

"Yaşlı bunak bak sevdim bunu.Neyse konumuz bu değil."

"Neymiş konumuz?"

"Sen."

Gerçek Hayatım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin