Soğuk içime işlerken sigaradan derin bir nefes çektim içime.Odada yaptığımız konuşma sonrasında kilitli kapı açılmış ve en nihayetinde odama gelmiştim.Soğuk bir duşun ardından kendimi balkona atmıştım.
Ona anlatmıştım.İçimdeki yarayı ona göstermiştim.Gerisi onun seçimiydi.
Ya saracaktı.
Ya da kanatacaktı.
Bu aile benim dönüm noktamdı.Bundan öncesi ve bundan sonrası.Gerisi yoktu.Tam orta nokta ise koca bir bilinmezlikten ibaretti.
İçimde köreltmeye çalıştığım o duygular mantığımı geçmişti.Beni yöneten mantığım değil duygularımdı.
Murat Bey o odada Linayla tanışmıştı.
Ama Asya Lina Gündoğandım.
Bu aileyi benimsiyordum.Soyadı kabulleniyordum.Lina'yı kabulleniyordum.
Ben değişiyordum.
Bu değişim beni ne kadar korkutsada çoktan kapılmıştım.Bir büyü gibi beni etkisi altına almış kurtulamıyordum.
Ne derdim onlara?
Ben daha önce tecavüze uğradım.
Ben daha önce birini öldürdüm.
Ben daha önce birini sakat bıraktım.
Uyuşturucu kullanmaktan son anda kurtuldum.
Defalarca tacize uğradım.
Sinir hastasıyım.
Defalarca intihara kalkıştım.
Kusurlarla baştan aşağı bezenmiştim.
Asya benim kusurum.
Lina benim zayıflığımdı.
İkiside düşmanlarım için açık hedefken ben ne yapmalıydım?
Rüzgar ne yapıyordu?
Ahmet?
Herşey gerçekten geride mi kalmıştı?
Kurtulmuş muydum?
Ben masum değildim.
Masumiyetimi kaybetmiştim.
Kendi çocuğumu bile koruyamamıştım.
Eğer Arda olmasaydı,ben bu kanlı ellerle anne olacaktım.
Sanırım Ardaya bu yüzden zarar vermemiştim.Ahmet'in abisi beni ecelin önüne sunmuştu.Bir kukla gibi oyuncak gibi hayatımla oynamıştı.Bir kukla gibi bedenimi Rüzgarın önüne atmıştı.Eğer o olmasaydı ben Rüzgarla tanışmayacaktım.Tecavuze uğramayacaktım.Bit çocuğu kaybetmeyecektim.
Belki çok şiddet görecektim ama bedenim ruhumun olacaktı.
Başkasının değil.
Toz pembe bir hayatım yoktu.Hiç olmamıştı da.
Onlar evde sıcak yorganlarının altına tok karınla girerken ben önüne getirilen yemkte ilaç vardır düşüncesiyle soğuk betonda aç karnına sabahlıyordum.
Aynı değildik.
Düzelmezdik.
Unutamazdım.
Yaşanmışlıklar unutlumazdı.
Sigarayı söndürüp üzerime düzgün birşeyler giydim ve aşağı indim.Herkes salondaydı.Selma Hanım Murat Bey'in göğsüne yaşlanmış televizyondan haber izliyordu.Ayaz ileride telefon konuşması yaparken Ege telefona bakıyordu.Deniz koltuğa uzanmış tablete bakarken Alp ve Yiğiti aradı gözlerim.İkiside yoktu.Alp göreve gitmiş olmalıydı.Yiğitte umrumda degildi zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Hayatım
Teen FictionBen hayatıma kimseyi kabul edemezdim. Ben kusurluydum. Ben farklıydım. Ben kirliydim. Ben bir katildim. Ve herşeyden önce ben kendimden vazgeçmiştim. Not:alışılmışın dışındadır.Lutfen bir şans verin🌸